"Ne senin karın ağrın."diye yumruklamıştı Hakan direksiyonu. "Ne istedin de yapmadım ulan,ne istedin vermedim. Sana kendi ailen böyle davranmaz,yalan mı ? Söylesene! Bir şey istedim,olmadı de."
Aral sadece daha fazla başka insanların işitmesini istemediği şeyleri dinlemek üzere Hakan'ın arabasında öylece duruyordu. Boş gözler arabanın dikiz aynasına gidiyor,kanlanan yeşilleri yorgunca kısılıyordu. Hakan avaz avaz bağırıyor ve direksiyonu yumrukluyordu.
"Korkmuyorum."dedi Aral bıkkın bir sesle. "Sadece seni tanıyamıyorum."
"Tanıyacağını tanımışsın sen. Adamı çileden çıkar ondan sonra seni tanıyamıyorum diye gezin ortada,ne güzel amına koyayım ya."diye tıslamıştı. Hakan sulanan kara gözlerini oğlana dikip fısıldadı. "Sen benimsin,buna göre davran. Bunu bil. Buna göre yaşa."
Aral yandan bir bakış yollayarak ,dudağını hafifçe kaldırarak tebessüm etmişti.
"Arkadaş istedin bin tane ortama soktum."diye mırıldandı Hakan dişleri arasından. "Her gün geziyoruz,yiyoruz içiyoruz daha ne istiyorsun? Seni sevdiğimi göstermem için daha ne istiyorsun sen amına koyayım ya,kafana göre telefona çıkmayarak falan ne yapıyorsun... Bana yerleş diyorum,birlikte kalalım diyorum oyalıyorsun ha bugün ha yarın!"
"Ben ayrılmak istiyorum."dedi Aral dümdüz bir sesle.
Hakan'ın kara gözleri kızıl tonlu bir volkanı andırıyordu. Gözleri yuvalarından çıkarcasına irileşirken ,dudağı çizgi biçimini almıştı. Direksiyonu kavrayan iri elleri sıkıca kavramaktan beyaz renge kesmişti. Elleri ruhsuz bir beyazlığa bürünürken Hakan boğuk bir inilti koyvererek,direksiyona yumruk indirmişti.
"Daha önce kimse senden ayrılmadı mı?"dedi Aral dümdüz bir sesle. "Özür dilerim,seni artık istemiyorum. Belli ki sen de beni istemiyorsun. Uzatmanın alemi yok. Yürümüyor."
Aral kilitli kapıyı açmaya çabalasa da kilit yüzünden kapı açılmıyordu. Hakan'a bakıp kapıyı açması için mırıldansa da Hakan kan çanağı gözlerini dikmiş,oğlanın kapıya uzanan ellerini kendi elinin içinde sıkmıştı.Oğlanın iki elini birden elinin içinde sıkarken sulu yeşillere gözlerini dikmiş,çatık kaşlarıyla birlikte bakınıyordu. Hızlı alıp verdiği solukları Aral'ın dudaklarına çarparken Aral seslice yutkunmuş ve alaylı bir gülüş kondurmuştu.
"Ne yaparsın?"diye fısıldadı Aral. "Dövecek misin ? Şuan ona benzer bir şey yapıyorsun zaten."
"Sus."
Hakan oğlanın çenesinden sıkıca kavrayarak elmacık kemiklerini parmaklarını bastıra bastıra ezerken yeniden gürlemişti. "Sus!"
"Daha demin köpek çağırır gibi çağır,şimdi susmamı emret."diye fısıldadı Aral. "Seni gözümde nasıl büyüttüm ben ya? Ciddi söylüyorum,istediğini yapınca mı melek oluyorsun sen?"
"Beni bu hale sen getirdin."diye yanıtladı Hakan alayla. "Delirttin,ben sana ne zaman bağırdım ? Ne zaman vurdum ? Tahrik ediyorsun,ayrılmak için bahane arıyorsun. Suçu bana yıkacaksın."
"Köpek azarlar gibi bağırdın amına koyayım!"diye gürledi Aral hırsla ellerini ittirirken. "Sıçmayı bile sensiz beceremeyen parazit gibi hissettiriyorsun. Her hareketimde beni eski sevgili mevzusundan kıskançlık yaparak ortalık malı gibi hissettiriyorsun,senden mi korkacam Hakan? Napabilirsin. Kilitle ,döv. Allah aşkına arabanın içinde kitle ,döv. Napacan ?Seni sevmemi mi sağlayacak bu ? Sana artık sevgiyi bırak saygı duymuyorum. Hocamın önünde rezil ettin lan sen! Herkes bize baktı!"
"Benim yanıma da öyle kantin çıkışı sigara içme bahanesiyle gelmedin mi lan sen?"diye mırıldandı Hakan hırsla. "Hı? Sonra sevgili olmadık mı biz senle? Olmadık mı! "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Oğlan
RomanceSiteye yeni taşınan çocuk kesinlikle "toptu" ve uğraşacak birilerini arayan semtin ağır abileri afilli bir iddiaya tutuşmuştu. Kesinlikle onun top olduğuna hemfikirlerdi. Geriye kalan tek şey kanıtlamaktı.