"Elini sürme ben sabah gündelikçi yollarım suyu temizlerler,eşyaları düzeltirler. Tamirci de yollarım ve..."
"Hayır!"diye diretti Aral. "Alparslan kırdı,Alparslan ödeyecek."
"Onunla diyaloga girmeni istemiyorum."dedi Hakan sertçe. "Onunla yüz yüze bile gelmeni istemiyorum."
"Bir halt yediyse arkasında durmalı. Evim gayet sağlamdı,balkonumu o kırdı ve o ödeyecek. Ben ya da sen değil, o tamir ettirecek!"
Aral arabanın kenarında durup hala inatla gitmeyen Hakan'a uzun bir bakış yolladı. "Sessizce onun yediği haltı ben toparlarsam her kırdığı şeyi böyle yapacağımı düşünecek primi elde eder."
"O sokak sürpüntüsü serserilerle kalmana gerek yok."diye yanıtladı Hakan çatık kaşlarıyla. "Evini kapat,eşyalarının fişini çek. Sabah kadın yollayayım ve tamirci,bitsin mevzu diyorum."
"Ama Alparslan..."
"Herif birinin gözüne şiş soktu diyorum, it gibi dalaşıp dalaşıp duruyor milletle diyorum sen tamir parasını ödettiririm diyorsun Aral."diye gürledi Hakan. "Ben diyorum ki muhattap olmayacaksın herifle sen daha hesap sorma peşindesin. Bırak hesap falan sorma,ben soracağım ona hesap. Biletini kesersem sesi de kesilir,fazla gözardı ettirmişim."
"Ne?"dedi Aral gözlerini kısarken. "Yanlış anlama ama mahallede abisini kavgaya çağıran ispiyoncu çocuklar gibi durmak istemiyorum ve izin ver bu problemi kendim çözerim."
Sağanak yağmurun altında ıslanırken Hakan'ın elini sıkıca tuttu ve etrafta kimsenin olmamasını fırsat bilip yanağına uzun bir öpücük kondurdu.
"Kapıda bekliyorum. Kapat fişi çek,sıktı bu Alparslan mevzusu beni."diye mırıldandı Hakan. "Arabadayım,daha fazla ıslanma."
"Sen eve geç."diye fısıldadı Aral. "Söz veriyorum, bu problemi bu akşam çözeceğim ve kendi başıma halledebilirim. Evle ilgilensem iyi olur sabah onda sen uyanınca..."dedi Aral. Gözlerini yumup bir anlık deli cesaretiyle Hakan'ın sinirini azaltmak için söylemişti.
"Sabah bana gelsene Hakan." diye mırıldandı usulca. "Gözünü açar açmaz gel,ben de sana kahvaltı borcumu ödemiş olurum."
"Hayır."dedi Hakan tersçe. "Benimle eve geliyorsun,sabah da bu karmaşayı topluyoruz. Git kişisel eşyanı al ve fişleri çek. Ya da ben de seninle geliyorum."
"Bana güven olur mu ?"diye mırıldandı Aral. "Ben bireysel halledebilirim bunu."
"Üçüncü kez yinelemiyorum Aral. Arabada bekliyorum. Beş dakika içinde gelmezsen,giderim."diye kestirip atmıştı Hakan.
"Yağmurda boşuna bekleme,eve git sen."diye yanıtladı Aral. "Ben halledeceğim söz,yarın sabah gelecek misin ?"
"Hayır çünkü seni başka bir yere götürme planı yapmıştım ve çoktan yerimiz hazır."diye yanıtladı Hakan. "Yarın gecede klube geçeceğiz ayrıca. Cam çerçeve mevzusu ile gecemizin içine edilmezse."
Aral ona el sallarken derin bir nefes verdi. Hakan'ı mevzuya karıştırmak istemiyordu sert oynuyordu. Alparslan ile onu aynı saniye aynı mekanda hayal etmek istemiyordu hatta Serkan ile bile denk gelmesini istemezdi.
"Alparslan bölgesini işeyerek işaretleyen köpekler gibi bura benim mekanım diye hırlar.."diye söylendi Aral site bahçesinde nefes nefese koştururken.
"E,Hakan da ondan farklı değil,o da ona bir laf eder uğraş dur."
En azından Alparslan ilginç bir şekilde Aral'ı henüz kemerle dövmemişti. Bir kaç yumruk ve silah ile gövde gösterisi haricinin ötesinde fiziksel yaralama söz konusu değildi. Eh,Aral da boş durmamış bolca indirmişti iri bedene. Yine de mizaç farkı yüzünden kavgaları genelde sözel halde kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Oğlan
RomanceSiteye yeni taşınan çocuk kesinlikle "toptu" ve uğraşacak birilerini arayan semtin ağır abileri afilli bir iddiaya tutuşmuştu. Kesinlikle onun top olduğuna hemfikirlerdi. Geriye kalan tek şey kanıtlamaktı.