Işık

16.5K 1.1K 159
                                    

Aral korkudan ve soğuktan it gibi titriyordu.
Serkan baya baya belalı bir tipti. Cebindeki muştanın sertliği bile ele geliyordu dokunulduğunda. Üstelik genellikle ayık gezmiyordu.
Tüm grup içerisinde en tehlikeli olan Alparslan olsa da onu çözmüştü.
Alparslan sadece şiddete meyilliydi.

Alparslan seni sikerim demezdi.
Cidden cesedini binbir parçaya ayırır,yorum bile yapamadan kefenlerdi.

Diğer ikiliyi bilmiyordu ama grubun en pürüzlüsü Serkan idi ve Ercan.
Çünkü genellikle icraate dökmek yerine hesap kitapla ilerleyen onlardı.
Bu gece bu sözleri Alparslan'ın yanında söylese Aral emindi ki cesedi bile meydana çıkmazdı.
O daha ikinci lafı edemeden Alparslan'ın silahını ağzında hissederdi.

Lakin Serkan basbaya eğlenmişti bu zorlamadan.
Bir aslan avı olan antilopla oynamazdı. Diş geçirir ,yerdi.
Karnı tok bir ev kedisi ise canı sadece oyun istediği için fareyi kovalamayı hayat prensibi ederdi.

Böylece kapıda kalan,sinirleri zonklayan Aral kendine bir küfür savurdu.
Telefon,cüzdan ve anahtar evdeydi.
Üstü açıktaydı ve kollarını hissedemiyordu.
Serkan direkt olarak Alparslan'ın koluna girmiş ,dostunu selamlamıştı.
Birlikte eve çıktıklarını görmüştü lakin Aral laf atamayacak kadar sinirliydi o an.

Asansöre bir kez daha bastı.
Komşular ondan nefret ediyordu,kimse eve almazdı. Alsalar bile yaratık gibi bakardı.
Asansöre bir kez daha bastı.
Apartman yöneticisi şehirdışındaydı yardım edemezdi.
Asansöre bir kez daha bastı.
Kapıcı misafirlikteydi.
Asansöre bir daha bastı.
Tanıdığı oğlanlar onun cinsel kimliğini afişe edip dövmek için sıra bekliyordu.
Muhtemelen yardım talebini Serkan'a sunsa Serkan elinde kondom ile gelecekti.

Salak olabilirdi ama aptal da değildi.
Buz gibi ayazda durmak yerine sıcak asansör kabini içinde aşağı yukarı gidiyordu.
En üstten kot zemin kata aşağı yukarı gidip geliyordu.
Belki kızlardan birini görürdü de yardım isterdi.
Bir kaç kez apartmanda ayda yılda bir uğradığı rivayet edilen öğrenci genç kızlar olduğunu duymuştu.

Zınk....
Asansör açıldığında karşısında Alparslan görmeyi beklemiyordu.
Kısa saçları ıslaktı,gözleri şampuandan ve alkolden kızarıktı.
Üzerine bir eşofman takımı geçirmişti.
Elinde ise bir çöp poşeti.

Alparslan da olsan annen tarafından çöp dökmeye yollanıyordun gece yarısı...

"Napıyon lan mal?"

Asansör zeminine tarlası yanmış çiftçi gibi bağdaş kurarak oturmuş,soğuktan moraran ve hırsından ağlamış Aral burnunu çekmekle yetindi.
Boğuk ve kurumuş sesiyle yanıtladı.
"Seyahat."

"Dalyarak."dedi Alparslan hırsla.
"Bende iki saatir çağırıyorum gelmiyor diye asansörü tekmeliyorum."

"O kadar olmamıştır."

"Meczup musun amına koyayım,okumaya değil tımarhaneye mi geldin buraya ?"
Alparslan tersçe çöpü Aral'ın ayak dibine yollarken Aral boş bir bakış attı.
"Elektrikler gidik,cüzdan ,anahtar ve telefonu da evde unutup dışarıda kaldım."

Alparslan'ın grileri küçümser bir bakışla kısılırken tıslamıştı.
"Bir üst katında oturuyoruz,Yunan Adalarında değil."

"Yunan daha samimi."

Alparslan "Annem evdeydi. "dedi asansörü durdururken.
"Küçük oğlan çocuklarına zaafı var. Alırdı seni."

"Ne diyeyim kadına ? Teyze benim kabloya bak mı diyeyim?"dedi Aral alayla.
"Bekle oğlum, oğlum gelsin derdi. Dün mutfakta beni gırtlaklayan oğlu!"

"Doğru."dedi Alparslan alayla oğlanı süzerek.
"Evde seni görsem sinirlenir döverdim."

"Malım bende zaten."dedi Aral göz devirerek.
"Ayının inine girecem..."

Alparslan asansörü durdurup Aral'ın evinin önüne inerken Aral bıkkın bir nefes verdi.
"Çilingir gecenin bu saatinde açık mıdır ?"

"Pembe götlü büyük şehir çocuğu."diye yanıtladı Alparslan.
"Elimin altından çekil. Tut çöpü."

"Ne?"

Alparslan cebinden bir kredi kartı çıkarırken gözlerini Aral'ın yeşilliklerinden çekmeden kartı araya sokuşturdu.
Kulpa asılıp kartı bir kaç kez hareket ettirdiğinde kapı "çınk"sesiyle aralanmış,boylu boyunca savrulmuştu.

"Sen bunu nasıl..."
Aral soğuktan uyuşan bedeniyle kapkaranlık evine bakındı.
Telefonun cılız flaşıyla aydınlanan mutfağı haricinde her zifiriydi.

Alparslan içeri bile girmeden eliyle duvardaki lamba düğmelerini kontrol edip kapalı hale getirdi.
"Fırının mı var mikrodalgan mı ?"

"Mikrodalga."

"Çalıştırınca mı gidiyor?"

"Bilmem?"dedi Aral dalgınca.
Alparslan'ın boynundaki gümüş zincire gözü kayarken başını salladı.
"Aynen pizza ısıtıyordum."

"Topraklaması yoktur orada kullandığın priz,yarra yemiş. Takma bir şey."
Alparslan sigorta kutusunda bir kaç bir şeyle oynadıktan sonra ev yeniden ışık almaya başlamıştı.
"Prizi değiştirene kadar fişini sokma mikrodalganın."

"Tamam."diye mırıldandı Aral.
"Prizin nesi var ki?"

"Attırıyordur topraklaması kaldırmaz."

Aral derin bir nefes verdi.
"Teşekkür edip eve kahveye davet etsem kahve makinesini kafama atabilme potansiyelin var."

"Senin evinde işim olmaz."diye mırıldandı Alparslan çizikli tek kaşını havaya kaldırırken.
"Ama komşusu asansördeyken yatağında yatan bizden değildir."

"Hadi ya meyhane keyfinden sonra zahmet de olduk."diye mırıldandı Aral gözlerini direkt olarak Alparslan'ın gözlerinin içine dikerek.

"Ne alaka ? Meyhaneye gittiğimi nereden biliyorsun..."

Aral omuz silkip gözlerini uzunca kırpıştırdı.
"Gece site bahçesinde Serkan ile karşılaştım da...o söyledi."

"Serkanla mıydın?"
Alparslan'ın boyun damarı yeniden belirginleşirken tek kaşı havaya kalktı.
"Ona kapıyı niye açtırmadın."

"Unutmuşum."diye mırıldandı Aral.
"Teşekkürler Alparslan!"

Aral kapıyı kapatırken araya ayağını koyan Alparslan hırsla grilerini dikmeyi sürdürüyordu.
"Sana ne alaka Serkan dedim?"

"Laflamak istemişti öyle."dedi Aral omuz silkip.

"Ne laflaması amına koyayım? Senle ne laflayacakmış ?"

"Çöpünü unutma istersen."diye fısıldadı Aral.
"Sıcak bir duş alıp uyuyacağım şimdi..."

"Bana bak..."

"İyi geceler komşu..."

Yeni Oğlan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin