Kapının zil sesi ile yataktan kalktığında kalçası sızlıyordu. Yanıbaşında güllerine bakıp tebessüm ediyor bir yandan da yataktan kalkmak için debeleniyordu. Sabah insanı değildi,bu aşikardı. Kapıya doğru adımlarken ayakları buz tutmuştu. Hava o denli soğumuştu ki artık evde giydiği ince eşofmanlar ve pijamalar pek koruyucu olmuyordu. En yakın zamanda kendine peluş falan almalıydı. Özellikle balkon işine ara vermeliydi. Mutfakta sigara içse Amerikan mutfak olduğu için eve sinmesinden çekiniyordu. Duman kokusu sevmiyordu lakin bu soğukta balkona çıkamazdı.
Aral kapıyı açana kadar kapıda her kim varsa kaybolmuştu.
"Kim o?"
Aral meraklı yeşillikleriyle bir sağ bir sola baktı. Kimse yoktu. Asansör kapısı yeni kapanmıştı ve her kimse çoktan binmiş ve uzaklaşmıştı. Aral etrafa bakınsa da çok geç fark etmişti. Yerde devasa bir kutu mevcuttu. Kırmızı,desenli ve üzerinde fiyonk kurdele olan kutuya bakındı.
"Yanlış geldi herhalde."dedi Aral üst kata bakarak. "Ben bir şey almadım ki.."
Aral eğilip kutuyu kavrasa da kutu oldukça ağır gelmişti. Kaşlarını çatmış,kapıyı aralık bırakmıştı. Evin holüne kutuyu indirirken fiyonka uzanmıştı. Kutunun üzerinde Aral'a yazıyordu zira. Aral şaşkınca kurdeleyi aralamış,kırmızı kurdele yere devrilmişti. Kutu kapağını aralamıştı.
Bu tatlılık bünyesini zorlayan bir şeydi. Sabah kalkar kalkmaz bir kutu Nutella yese kan şekeri ancak böyle fırlardı. O kadar tatlıydı ki ısırmamak için dişlerini birbirine geçirdi.
Küçük,bükük kulaklı bir British kediydi bu. Duman rengindeydi,masmavi lacivert gözleri vardı. Kocaman ablak bir suratı,basık bir yüzü ve avuç içi kadar ebatı vardı. Boynunda kendinden büyük bir kurdelesi vardı ve kutuda darlanmış olmalıydı ki acı acı cılız bir miyav sesi koyvermişti. Tüyleri sıcacık,yumuşacık ve bir halıyı andırır derecede konforluydu.
"Bebeğim.."diye mırıldandı Aral. Kediyi kucaklarken zavallı şeyin kendine ait taşıma kafesi,yem kapları ve oyuncaklarıyla yarım kilo mama eşliğinde geldiğini görmüştü. "Çok tatlısın sen..."Kedi huzursuz biraz da aksi bir tavırla yadırgadığı insanın suratına bakıyor,cılız bir viklemeyle aynı şaşkın ve meraklı tavrı yansıtıyordu.
Irk seceresi safkandı.Tüm aşıları tamamlanmıştı.
Aral bir miktar kaşlarını çatmıştı. Köpeklerin ihtiyaca göre cins tercihine tabi tutulmasını mantıklı buluyordu. Elbette kangalı apartman dairesinde mutlu edemezdin. Ya da bir Yorkshire kalkıp koyunlarla ilgilenemezdi. Lakin kedi mevzusunda iyi huylu bir kedinin cins ve ırk seceresinden bağımsız olarak her evde yeri olabileceğini düşünürdü. Küçük zavallı şey cılız bir viklemeyle birlikte suratına bakarken Aral her ne olursa olsun onu göğsüne bastırmıştı.
O kadar küçük ve sıcaktı ki boyun girintisinde sokulu kalan kedi yerini yadırgayıp huzursuzlanıyor,ürperiyor ve saklanacak yerler keşfetmeye çabalıyordu.
"Çok güzelsin."dedi Aral kediye bir öpücük kondururken eş zamanlı olarak telefonuna bir mesaj gelmişti.
"Benim güzel kedimin ,minik kedisi onu çok seviyor..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Oğlan
RomanceSiteye yeni taşınan çocuk kesinlikle "toptu" ve uğraşacak birilerini arayan semtin ağır abileri afilli bir iddiaya tutuşmuştu. Kesinlikle onun top olduğuna hemfikirlerdi. Geriye kalan tek şey kanıtlamaktı.