Alparslan cümleyle birlikte donakalmıştı Aral ise elindeki sertlikle oynamayı bırakmış,elini yeniden Alparslan'ın göğsüne doğru yukarı çıkarmıştı. İlk yarının on beşinci dakikası sona eriyordu ve küfür kıyamet havada uçuşmaya devam ediyordu. Bilgisayar ekranına bakmaktan arkasında olanları ruhu bile duymayan iki oğlan hangisinin cenabet olduğunu ve uğursuzluk getirdiğini tartışıyordu.
"Üç kere ağza üç kere burna dedik amcık !"
Aral ise Alparslan'ın arzu dolu bakışlarına karşılık olarak ona sırtını dönmüş,kalçalarını sertliğine yaslamıştı. Alparslan oğlanın beline dolanıyor,durmaksızın burnunu tenine gömüyordu. Bir tane öpücük kapmak için oğlanın boşta kalan herhangi bir yerinde geziniyordu. Kulak arkasına burnunu gömüyor,kazağını sıyırıp omuz ve enselerine öpücük bırakıyordu.
"Çok güzelsin."diye mırıldanıyordu kendine kendine. Alparslan boğuklaşan sesiyle birlikte mırıldanıyordu. "Dayanamıyorum amına koyayım,yüzüme bak."
"Olmaz."dedi Aral gözlerini sıkıca yumup.
"Neden canımı yakıyorsun?"
Aral ona kalçalarını yaslamış,belini hafifçe oynatıyordu. Bir yandan boynunu Alparslan öpsün diye yana atıyordu diğer yandan onun erkekliğine kendini bastırıyordu. Kendi sertliği canını yakmaya başlasa da en azından plana sadık kalana kadar kendi zevkini öteliyordu.Bir gözü hala maça bakan ve onlara sırtı dönük kalan ikilideydi.
Alparslan ise oğlanın boynundan biraz daha fazla koku çalmak adına onu neredeyse kendi tenine yapıştıracak kadar sıkıca sarmalamıştı. Beline sıkıca dolanmış,omuzlarına dudaklarını yaslayıp minik öpücükler konduruyordu.
Aral gözlerini sıkıca yumup kendi sırtında hissettiği kalp atışlarıyla birlikte yutkundu.
"Kalbin yerinden çıkacak gibi atıyor."diye mırıldandı Aral hazla. "Aşık mısın bana?"
"Öl desen öleceğim,canımla zorun mu var ?"diye fısıldadı Alparslan. Oğlan yeniden kalçalarını onun sertliğine bastırıyordu.
Aral belinde gezinen elleri okşarken "Yanlış yerdesin."diye fısıldadı. Alparslan'ın ellerini kendi eşofmanına indirmişti.
Alparslan sabırsızca oğlanın eşofman altının lastiklerine parmaklarını geçirmiş,parmak uçlarını çengel gibi takmıştı. Kalçalarına kadar indirdiği kumaşı sıyırırken Aral kendini geri çekip olumsuz anlamda başını iki yana salladı.
Yine oynuyordu.
Yine Alparslan'ı çileden çıkaracak oyunlar oynuyordu ve omzu üzerinden bir bakış attı.
"Beni soyarken izlemeyecek misin ?"diye fısıldadı Aral. "Çok kabasın."
Alparslan heyecandan ciğerinde asılı kalan solukla birlikte hafifçe peluşu havalandırmıştı. Görüntü iştah kabartıcıydı. Kendi sertliği oğlanın kalçalarının arasındaydı. Aralarındaki kumaşa rağmen teninin sıcaklığını alabiliyordu. Alparslan hazla oğlanın eşofmanını sıyırıyordu. Eşofmanla birlikte oğlanın iç çamaşırı da sıyrılmıştı.
Aral'ın dolgunlukları Alparslan'ın gözlerine iliştiğinde Alparslan'ın sabırsız elleri direkt olarak oğlanın kalçalarında sabitlenmişti.Durmadan okşuyor,avuçluyordu. Alparslan kendi sertliğini kumaşlardan sıyırıp,oğlanın tenine doğru sürttü.
Damarları belirginleşmiş,iri bir gemi direğini anımsatıyordu. Kendi avucuna bile zar zor sığdırdığı kalın pembeliğin oğlanın içine nasıl sığacağını merak ediyordu ancak bir yandan da içine girmekten geri duruyordu.Onun tenine kendini yasladığı sahneyi zihnine mıhla kazımak istiyordu. Alzheimer olsa bile unutulmayacak,zihninde silinmeyecek bir kare olarak durmasını istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Oğlan
RomanceSiteye yeni taşınan çocuk kesinlikle "toptu" ve uğraşacak birilerini arayan semtin ağır abileri afilli bir iddiaya tutuşmuştu. Kesinlikle onun top olduğuna hemfikirlerdi. Geriye kalan tek şey kanıtlamaktı.