-8-
❝Lâl❞
Sabah kliniğe uğramadan önce imzalamam gereken birkaç evrakı Aydın Hoca'ya bırakmak için hastaneye uğradığımda bir hengâme karşıladı beni. Hastanenin yeni sahibi için hummalı bir hazırlık ve telaşe vardı. Benim için büyük bir üzüntü olan şeyler bazıları için mutluluk ve yeni bir başlangıçtı.
Bugün ilk danışanım bir süredir bana gelen ve gelişme kaydettiğimiz Fahir Bey'di. Benimle ilgili önyargıları olsa da ilk gelişi kadar tepkili değildi artık bana karşı. Kendisi de bunu dile getirmekten çekinmiyordu.
"Doktor hanım, sizinle konuşmak bana çok iyi geldi. Biliyorum, doktor değilsiniz ama beni iyi ettiğinize göre benim için bir doktorsunuz." Nasıl rahat hissediyorsa öyle hitap edebilirdi, itiraz etmedim. Cesaretle konuşmaya devam etti. "Söylediklerinizi hayatımda uygulamaya başladığımdan beri çok şey değişmeye başladı. Yavaş yavaş iyileştiğimi hissediyorum."
"Buna sevindim." Parmaklarımı birbirine kenetlediğim ellerimi masaya koydum. "Ama ben iyileştim deyip terapiyi bırakmak yok. Bebek adımlarıyla gideceğiz. Anlaştık mı?"
"Anlaştık tabii. Siz beni iyi edin de." Kısa bir an sessiz kaldıktan sonra çekingen bir ifadeyle ceketini ilikledi. "Bir de şey soracaktım ben size." Gizli bir şey söyleyecekmiş gibi iyice eğildi bana doğru. Sıkıntısını yüzünden anlayabiliyordum.
"Buyurun." Kararsız bir sessizlik. "Çekinmeyin, sorun lütfen."
"Şimdi... Bu durumdan dolayı birçok konuda etkilendim ben. Hani diyorum... Ben iyileştikçe hanımla özel münasebetimiz de düzelir mi? Yani... Bir süredir yaşadığım sorunlar bu yüzden olmuş olabilir mi?
Eğilip bükülerek meramını zar zor anlatan adamı utandırmamaya çalışarak yanıt verdim. "Hım..." Oturduğum yerde kıpırdandım. "E-Evet, olabilir. Kendinizi baskı altında hissettiğiniz için sorun yaşıyor olabilirsiniz. Biz terapiye devam edelim, zamanla düzelmezse üzerine konuşuruz. Gerekirse ben sizi alanında iyi, uzman bir arkadaşıma yönlendiririm."
Hiddetle karşı çıktı Fahir Bey. "Yok, olmaz! Başka kimseye anlatamam ben bunu. Bu benim özelim. Sizi aileden gördüm, ondan anlattım."
"Fahir Bey, tıpta ayıp olmaz. Ben kesin şundandır diyemem. Doktor da değilim. Doktor olsaydım da her alanın belli uzmanları var biliyorsunuz. Ama terapiye devam edelim bakalım, psikolojik mi değil mi bir anlayalım. Ona göre bir yol izleriz."
Adam başını sallayarak onayladığında üzerindeki utangaçlığı biraz atmış gibi görünüyordu. Muzır bir şekilde gülümsedi. Sanki yaramazlık yapmış bir çocuk gibi "Ben size bir itirafta bulunacağım." dedi.
"Buyurun."
"Size ilk gelirken bu bebe nereden benim derdime çare bulacak diye geçirmiştim içimden. Genç olduğunuz için çok güvenememiştim. Bir de kadın olduğunuz için." Mahcup bir bakışla "Utandırdınız beni." diye ekledi.
Laf sokmaktan uzak bir ifadeyle başımı salladım. "Umarım bundan sonra gençlere ve kadınlara bu kadar önyargılı yaklaşmazsınız."
"Yok, tövbe! Ben dersimi aldım." Göz ucuyla bana bakarak ekledi. "Hele adamımı dövdüğünüzü gördükten sonra." Gülüştük. Yüzü ciddiyete bürünürken aramızdaki kısa sessizlik son buldu. "Harbi kadın çıktınız."
"Sağ olun." İç geçirdim. "Ama hâlâ bana ailenizle ilgili bir şey anlatmadınız. Sanırım hâlâ yeterince güvenmiyorsunuz bana."
"Yok, ondan değil de... Yani..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rio'da Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - III ღBİTTİღ
General Fiction❝ Ölüm bizi ayırana dek... Ne iddialı bir söz değil mi? Evlilik için fazlasıyla meydan okuyan bir söz. Biz bu sözü vermekle kalmayıp birbirimize evet diyecekken ölüm bizi ayırmıştı. Ne trajikomik, değil mi?❞ ⚝ Müstakbel eşi herhangi biri değildi. Lâ...