-32-
❝Lâl❞
Valentino Riccardo.
Büyük aşkım. Ezeli düşmanım. Evet, ikisi aynı anda. Ne garip değil mi? Onu asla affedemezdim. Hâlâ öfke duyduğum düşmanımdı o benim. Hem düşmanım hem işbirlikçim. Aynı anda hayatımın aşkı.
Savaşın, barışın ve anlaşmaların birbirine karıştığı bu girift içinde en son istediğim şey ezeli düşmanım Valentino Riccardo'yla evlenmek olurdu herhâlde. Ona duyduğum cinsel çekim ve hissettiğim güçlü duygu o kadar da gizli bir şey değildi. Tüm hastane de dâhil etrafımızdaki herkesin bildiğini varsayarsak... Yine de en son yapacağım şey, beni düğün günümde bırakıp giden ve 2 yıl boyunca ölü taklidi yapan eski nişanlım, İtalyan mafya lideri Valentino Riccardo'nun evlilik teklifini kabul etmek olurdu. Peki, neden şuan onun yanında, herkesten gizli konsoloslukta evlenmek için Roma'ya giden özel uçağındaydım?
Sanırım hikâyeyi biraz başa sarmam gerekecekti. 1 gece öncesine.
Onunla misafir odasında havuzdan yeni çıkmış sırılsıklamken bana sorduğu soruya ne tepki verdiğimden başlamalıydım.
İtalya'nın korkulan adamı, sayısız düşmanı olan mafya lideri Valentino Riccardo o gece gözlerimin içine bakıp "Benimle evlenir misin?" demişti. 2 yıl önce beni düğün günü bırakıp giden kendisi değilmiş gibi.
Ulan dingil, bırakıp gitmeseydin şuan evli olacaktık zaten demedim, diyemedim. O an şoke olmakla meşguldüm çünkü.
Önce bu soruyu gerçekten duyup duymadığımı test etmek için birkaç saniye duraksadım. Pişkince sorusunun yanıtını bekler vaziyette suratıma bakan adamla yüz yüze geldim. İki adım geriledim öfkeyle. "Ne saçmalıyorsun sen be?" diye haykırdım.
O ise soğukkanlılığını korurken sakince yanıt verdi. "Başkan ve Vural'ın sonunu getirmek istemiyor muydun? İşte sana sınırsız güç."
"Bunun konumuzla ilgisi ne, Valentino? Bunu bana karşı kullanmaya mı çalışıyorsun?"
"Saçmalama, Lâl. Söylemek istediğim şey son derece basit. Benimle evlenerek Riccardo olacaksın, gücümü elde edeceksin." Bir adım yaklaştı bana. "Don Riccardo'nun büyük gücünü avuçlarının arasına bırakıyorum. Yeterince açık değil mi?"
"Ama... Bu..." Oyunbozan adamın suratına bakarken duraksadım. "Bu planlarımız arasında değildi!" Ne diyeceğimi bilemiyorken eveleyip geveledim. O an hayır demek yeterliyken neden bu kadar sinirlenmiştim bilmiyordum. Sanırım ona bu kadar öfkelenmemin sebebi bana yaptıklarından sonra -düğün günü gidip 2 yıl dönmemesinden bahsediyordum- bu teklifi utanmadan arlanmadan rahatça yapabilmesiydi. Öfkemi tutmaya çalışarak bir yumruk geçirmek istediğim suratına baktım. "Seninle evlenmem tamam mı? Unut bunu!"
Delirmiş gibi odada dolaşırken kendimi bunu yapmamam konusunda ikna etmeye çalışıyordum ve bu konuda hiç de fena gitmiyordum. "Sana neden güveneyim ki?" Sinirle yakasına yapıştım. "Beni düğün günü bırakıp giden, 2 yıl ölü taklidi yapıp ortalıktan kaybolan birine neden güveneyim Valentino Riccardo?"
Yakalarındaki ellerimi şefkatle avuçladı ve kendine daha da yaklaştırdı. Bir elimi kalbinin üstüne koydu. Hızla atan kalbine. "Bana güvenmeyebilirsin. Ama kalbime güvenebilirsin." Ondan hızla uzaklaştığımda bakışlarını benden ayırmıyordu. "Ya da bugüne kadar sana verdiğim tüm sözleri er ya da geç tutmuş olmama dayanarak bana evet diyebilirsin." Darmadağın olduğumu gören adam samimiyetinden ödün vermeksizin devam etti. "Hiçbir şeye mecbur değilsin. Seni zorlamıyorum. Sadece güçlerimizi birleştirmek istiyorum. Gücümü seninle paylaşmak istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rio'da Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - III ღBİTTİღ
Ficción General❝ Ölüm bizi ayırana dek... Ne iddialı bir söz değil mi? Evlilik için fazlasıyla meydan okuyan bir söz. Biz bu sözü vermekle kalmayıp birbirimize evet diyecekken ölüm bizi ayırmıştı. Ne trajikomik, değil mi?❞ ⚝ Müstakbel eşi herhangi biri değildi. Lâ...