-20-
❝Lâl❞
Üzerine saldırmak için her daim hazır olan ben, delici gözlerimle tam da yumruk indirmelik suratına baktım. "Sen ne saçmalıyorsun be? Rio'da bir gece ne demek?" Sessiz kalarak arkasına yaslanan adam sağ işaret parmağını dudak çizgisinde tembelce gezdirirken çapkın bakışlarıyla beni ve tepkilerimi seyrediyordu. Ve yanıt vermek için hiç de aceleci görünmüyordu. Aniden kafama dank etti. "Club Rio senindi, değil mi?" Gözlerimi kısarak sorgular gibi yüzüne baktım. İnkâr etmedi. Otelin ona ait olduğunu biliyordum çünkü orada bir geçmişimiz vardı. Ama Club Rio... Meğer en başından beri her şey açık seçik önümdeymiş de ben görememişim. Öfkem, kısa süren şaşkınlığımın önüne geçti. "Bunca yaptığın şeyden sonra bir de seninle mecbur kaldığım için yatacağımı mı sandın?"
Bedenime sorsalar herhâlde mecbur kalmana gerek yok yanıtını verirdi. Neyse ki arsız vücuduma sormuyordum. Gururum vücudumun herhangi bir zerresine fikir sorma alçaklığına düşmüyordu.
Karşımdaki adamsa gayet keyiflenmiş bir ifadeyle yüzüme bakmaya devam etti. Tek kaşını kaldırıp hazırcevap bir ifadeyle "Ağzımdan seks yapmak kelimesi çıktığını hatırlamıyorum." diye karşılık verdiğinde başını sahte bir ayıplama ifadesiyle iki yana sallıyordu. Ne? Dumura uğradım. Ne demeye çalıştığını anlamıyordum ki. Bir kılavuzu olsa da anlasam. Yaramaz bir çocuk gibi ekledi. "Ama anladığım kadarıyla senin aklın direkt o kısma kayıverdi. 2 yıldır o anı bekliyor olduğunu varsayarsak..." Beni hazırlıksız yakalandığım bir silahla vurmaya çalıştığını gizlemiyordu.
Tam son cümlesine şarlayacaktım ki aklım karmakarışık oldu. "Ne? Ne diyorsun Valentino, manyak ettin beni ya!"
"Bir gece yatağıma gir demedim, Lâl. Benimle bir gece geçir dedim. Önce bir akşam yemeği yeriz, sessiz sakin bir yerde konuşuruz. Haftalarca beni dinlemediğin ve anlatmak istediğim her şeyi anlatırım. Planım buydu." Bilmiş bilmiş kaşlarını kaldırarak ekledi. "Biraz sabırlı olup beni dinlemeyi becerebilirsin değil mi?"
Donup kalmış bir ifadeyle "Nasıl yani? Bu mu? Bu kadar mı?" diye sordum. Tehlike geçmiş gibi görünüyordu. Valentino benimle yatmak istemiyordu. İstemiyor muydu? Dur şimdi, konu o değil. En azından bu gece benimle sevişme planı içerisinde değildi. Ya da tepkimi görüp çark etmişti, bilemiyordum. Ancak en azından teklifinde seks içeren bir madde göremiyordum. Yani bu da tehlike altında olmadığımı, her şeyin kontrolüm altında olduğunu gösteriyordu. İnanmazca tekrar ettim. "Hepsi bu kadar mı?"
"Evet, bu kadar." İmalı bir yüz ifadesiyle ekledi. "En azından teklifi sana sunarken benim planım buydu." Çapkın bakışları beni çırılçıplak soyar gibi baştan aşağı süzerken yüzündeki şeytani ifade tanıdıktı. "Ama sen daha ileri gitmek için ısrarcıysan..." Sanki zar zor ikna edilmiş gibi kendini ağırdan satar bir edayla dudak büktü. "Eh, tamam. Onu da yaparız."
"Sapık sapık konuşup tepemi attırma benim!"
Kaşlarını kaldırarak "İlk edepsizleşen sen oldun." diye karşılık verdi Valentino.
Teklifinde samimi olduğunu nasıl anlayabilirdim? Sonuçta beni kandırıp otel odasına girer girmez üzerimdekileri çıkarıp bana zorla sahip olacak hâli yoktu ya. Bunun düşüncesi bile çok komikti. Zaten Valentino asla öyle biri değildi. Buna ihtiyacı da yoktu. Bana dokunduğu an vücudumun alarm verdiğini göz önünde bulundurursak. Ama bu teklifindeki amacı çözemiyordum. Beni cazibesiyle etkilemeyi mi planlıyordu yoksa sadece derdini anlatmak için kendine bir şans mı yaratmaya çalışıyordu? Belki de her ikisi birden. Anlamak için yapmam gereken tek şey bu teklifi kabul etmekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rio'da Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - III ღBİTTİღ
Ficción General❝ Ölüm bizi ayırana dek... Ne iddialı bir söz değil mi? Evlilik için fazlasıyla meydan okuyan bir söz. Biz bu sözü vermekle kalmayıp birbirimize evet diyecekken ölüm bizi ayırmıştı. Ne trajikomik, değil mi?❞ ⚝ Müstakbel eşi herhangi biri değildi. Lâ...