☾ Rio'da Bir Gece | 38

2.9K 313 162
                                    

-38-

❝Lâl❞

Bakışlarım karşımdaki adamda donup kaldığı sırada Valentino'nun buna hiç şaşırmadığını görebiliyordum. Neden şaşırsın ki, Doğan'ın da dediği gibi onu bulup getiren kendisi değil miydi? Bana bu konuda ne istediğimi sormadan. Bunu yaparken aklından ne geçiyordu acaba? Günün birinde olur da Lâl yeniden beni affetme gibi bir dangalaklık yaparsa aramızı bozacak yeni bir kaos olsun diye mi düşünmüştü? Bunun sırası değildi. Şuan üzerimde bambaşka bir şoku atlatmaya çalışıyordum.

Karşımda bana tamamen yabancı bir adam ben senin babanım diyordu. Onunla Valent'in bizi tanıştırması dışında hiçbir hukukumuz yoktu. Adı dışında hiçbir şeyi bilmiyordum. Açıkçası umurumda da değildi. Beni düşünmeyen, merak etmeyen insanları ben neden merak edeyim ki?

Doğan tepkimi daha doğrusu tepkisizliğimi ölçmek ister gibi "Bir şey söylemeyecek misin?" diye sordu.

Onun yüzüne bile bakmadan "Elbette söyleyeceğim." diyerek Valentino'ya döndüm yüzümü. "Sen ne hakla böyle bir şey yapabiliyorsun?" Öfkeyle sesim daha da yükseldi. "Bana ailemi bulmak isteyip istemediğimi sordun mu?"

Kocam olacak adam "Haklısın, Lâl. Burnumu sokmamam gerekiyordu. Özür dilerim. Kızacağını da biliyordum ama yaptım." diyerek açıklamaya koyulduğunda Doğan'ın yok sayıldığını hisseden bakışlarıyla karşı karşıyaydım. Yine de dönüp bakmadım.

"Neden yaptın Valentino?" Bunu sakince sorarken benden bağımsız bir biçimde gözümden bir damla yaş süzüldü. Kırgın bir yaş. Sanki bir duygu boşalması gibi. Aslında bu soruya benzer başka bir soruyu diğer adama sormak istiyordum, beni neden bırakıp gittin demek istiyordum ama buna gücüm yetmedi. Hesap soracağım, hayatımdaki asıl önemli erkeğe sorabilmiştim yalnızca. "Neden?" diye fısıldadım. "Biz birbirimize yetemiyor muyduk? Zaten seninle aile değil miydik? Bunlara ne gerek vardı?" Elimle önemsiz bir şeymiş gibi o adamı gösterdiğimde onun ne hissettiği umurumda bile değildi çünkü benim hissettiklerim daha önemliydi. Terk edilen bendim. Belki de ölüme terk edilen.

Bana doğru bir adım atan Valentino "Bizim hiçbir zaman birbirimizden başkasına ihtiyacımız olmadı, Lâl. Olamaz da." derken geri çekildiğimi görünce daha fazla üstüme gelmedi. "Ama bu yüzleşmenin olması gerekiyordu. Er ya da geç."

"Buna da sen mi karar veriyorsun?"

Doğan "Onun bir suçu yok, buraya gelmek ve seninle konuşmak benim fikrimdi." diyerek araya girdiğinde onu daha fazla görmezden gelemedim.

"Sana bir şey sordum mu?"

Ağzının payını almasıyla dumura uğrayan adam kısa sürede kendini toparlayıp karşılık verdi. "Valentino zor bir dönemden geçtiğini, bu itiraf için doğru bir zaman olmadığını söyledi. Senin için neyin doğru olduğunu benden daha iyi bildiğinin farkındaydım. Bu yüzden onun suçu yok, ona kızma lütfen. Hepsi benim suçum." Suçu üstüne alarak kendini melek mi göstermeye çalışıyordu? "Bunun şuan doğru olmayacağını, bunu kaldıramayacağını söyledi, beni uyardı ama dayanamadım artık, Lâl. Kızım olduğunu bile bile daha fazla senden uzak kalamazdım."

Bunca yıl uzak kalabilmişti. Bundan sonrasında da uzak kalabilirdi. İçimden onun yakasına yapışıp hesap sormak geçerken ifadesizce yüzüne bakmayı tercih ediyordum. "Eee ne yapalım yani? Madalya mı takalım sana?"

"Hayır. Ama en azından benimle yüzleş, Lâl. Bu seni rahatlatacaksa bana hakaret et, bağır, çağır."

Onu aşağılarcasına baştan aşağı süzerken "Bu kadar önemli misin sen?" diye sordum sakin bir ses tonuyla. Bağırıp çağırmak belki böyle bir etki bırakmayacaktı ama benim sakin ve aşağılayıcı sözlerim onun için daha kırıcıydı. Bunu yüzünde görebiliyordum ama durmadım. Çünkü o bunu çoktan hak etmişti. "Seni bu kadar önemsediğimi mi sanıyorsun?" Onun bu aymazlığı beni daha da öfkelendiriyordu. "Dalga mı geçiyorsun sen benimle?" Gözlerimi kıstım buz gibi soğuk bir öfkeyle. "Ne söylememi bekliyorsun?"

Rio'da Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - III ღBİTTİღHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin