biz en zor adaşlar, aynı anda aynı yaşta

185 34 33
                                    

yoongi'nin o gün canı çok da permalı'yla takılmak istemedi, açıkçası.

niye yalan söylesin ki? sen gel sözleş, şunu yapalım bunu yapalım de, herif kızın biriyle çıksın gelsin. kıskanmadı. tamam başta bir şey oldu da, sonradan hiç ama hiç kıskanmadı. zaten çocukluk arkadaşı, ne olsun? küsmedi, de. ama, daha doğrusu, permalı'yı rahatsız etmek istemedi. zaten kaç yıldır görmediği arkadaşıyla bir araya gelmiş, bir de çocuğu sırf kendisiyle ders çalışsın diye zorla bir yerlere çağırmak istemedi, aslında. 

o da kızıl'lara gitti. akşam biraz oyun oynadılar. kızıl'ın playstation'ı var, yeni oyunlardan almış. yoongi pek beceremez de, eşlik etti oğlana, ne yapsın. annesi de çerez getirdi, cips getirdi, bunlar gece üçe kadar yatmadılar, sonra annesi sabah ikisini de azarlayarak uyandırdı, yoongi kadının yanağını öpüp gönlünü aldı, annesi de kızıl'a "sen ne biçim çocuksun bak yoongi öyle mi" isimli şiirini okumaya başladı, kızıl da yoongi'yi köşede sıkıştırıp anasına sövdü. 

yoongi, permalı'yı okulda gördü. permalı ona bakarken yüzü bir ekşidi, bir kaşları çatıldı da yoongi pek sebebini anlayacak kadar odaklanamadı, malum, kızıl yanında salak salak bir şeyler anlatıyordu. manitadan ayrılmış da, yenisini yapmak zormuş da, ne yapacakmış da. yani affedersin de derdini sikeyim kızıl. yoongi de kafasını çevirdi. zaten permalı onunla konuşmadı, yanında kikirik vardı. jihyo'nun lakabı buydu artık, kikirik, sürekli gülüyordu kız, cana yakındı da, ancak yoongi'nin pek konuşası yoktu onla.

öğleden sonra da annesi mesaj attı. git taehyung'a sor, biber dolması yer miymiş, diyor. yer, tabii, yoongi biliyor, permalı çok yemek seçmez, biber dolmasına da bayılır da, permalı onlara gelmez ki. ama yoongi çok da surat yapmak istemedi. araları açılmasın. çıkışta gitti buldu kıvırcığı, annem dolma yapmış dedi, gel. permalı da yok dedi, bugünlük kalsın, annen saklama kabına koysun.

ben de senin amına koyayım mı diyecekti, yanında kız vardı.

akşamına yazdı permalı anca. yoongi yarın çıkışta tostçuya gidelim mi, demiş. yoongi sormak istedi, kikirik de gelecek mi diye de, soramadı, çekindi. ne bileyim. kıskanmıyor ama, ya kız ondan rahatsız olursa? bin yıldır arkadaşlar sonuçta, permalı da ondan rahatsız olur sonra. aman canım, neyse. olursa olsunmuş, ona neymiş? bir de permalı'ya mı beğendirecekti kendini?

sabah biraz erken kalktı. duşa girdi, biraz saçlarını şekillendirdi, artık uçları dalgalanıyor hep. sonra nemlendiriciler sürdü, losyonlar, üstüne bugün artık forma giymeyeyim dedi, tostçuya gidecekler ya. siyah pantolon giydi, üstüne bol bir tişört geçirdi, beğenmedi, gömlek giydi, beğenmedi, sonra bir tişört daha giydi, annesi geldi, hava soğuk dedi, bosbol kapüşonluyu geçiriverdi üzerine. değildi de halbuki. üzüldü.

sonra biraz makyaj yaptı. günlerdir yapmıyordu, ama niyeyse bugün yapası geldi. gözlere biraz far, yanaklara biraz allık. saçlar güzel, kendi güzel. okuluna gitti. kızıl laf attı, serseri laf attı, sonra hepsi dağıldılar. permalı da laf attı. güzel olmuşsun dedi, gülümsedi. yoongi de dedi ki her zamanki halim. sonra kikirik geldi. rehberlikçi çağırmış, eski okulu hakkında bir şeyler sormuş, bir şeyler hallolmamış, eksikmiş, yarımmış. permalı ona yardıma gitti. sonra da meğersem çıkışta hemen hastaneye gidip sağlık raporu almaları gerekmiş. yoongi de sorun değil, siz gidin dedi.

eve gidene kadar o yol uzadı, uzadı, bir türlü bitmek bilmedi. yoongi eve geldi, kapüşonlusunu bir kenara attı, kendini bir kenara. annesi geldi. oğlum bu taehyung nerelerde kaç gündür dedi, yoongi de arkadaşı geldi, ondandır, dedi. gecesine kokona damladı odasına.

" yoongi, bir şey soracağım ama kızma. " dedi.

" kızacağımı biliyorsan sorma teyze. "

" sen kızamazsın ama teyzene. "

troublemaker || taegi, vsugaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin