İntihara meyilli Felix, kaçamak yaptığı boş binaların birinde garip bir kavgaya rastlar. Kendini aniden olayın merkezinde bulunca tarafların insan olmadığını fark eder...
Bir vampir hikayesi ♥️ Smut içermektedir❗️
🥇#skz
🥇yongbok
🥇#chanbin
🥈#hy...
Mutsuz bir şekilde üstümü giyiyordum ki Hyunjin içeri geldi. "Bir sorun mu var Felix?"
"Sanırım havuza giremeyeceğim. Bak atlet nasıl oldu..." deyip tişörtü geri çıkardım.
O da benim gibi şaşırdı. "Han'ın üst vücudu bu kadar yapılı mıydı?"
Aklına bir fikir gelmişti, yanıma yaklaştı. Saçlarını açtı ve lastik tokaları aldı. Askıları yukarı çekip göğsümü kapatacak şekilde bağladıktan sonra yanaklarımı sıktı. "Bebek gibi oldun Felix, çok şirin oldu."
Beni önüne alıp aynaya bakmamı sağladı. "Böyle nasıl çıkacağım, omzumdan iki tane mantar fırlamış gibi duruyor." dememle gülüp ensemi öptü ve ellerimizi kenetledi.
"Biz bizeyiz, bir şey olmaz. Hadi gidelim."
Havuza vardığımızda diğerleri girmişti bile. Omuzlarımdan bağladığım atlet fazlalığını hiç sorgulamamışlardı, ben de rahatlayıp suya girmiştim.
"İlk defa kaplıcaya giriyorum, aşırı sıcakmış." dediğim sırada Hyunjin yanıma geldi, onun sayesinde su ılıklaştı.
Farkında olmadan kendimi ona yaklaşırken buldum. Hyunjin beni kucağına alınca "Oh be, ılık..." dedim ve göğsüne başımı yaslayıp sarıldım.
Leeknow'la Seungmin birbirlerine girerek su savaşı yaparken gürültü çıkıyordu ama ben hâlâ huzur içinde Hyunjin'in kucağında uyuyordum. Su ikimizi biraz kaldırdığı için uçuyormuş gibi hissediyordum.
Bangchan ve Han başka bir köşeye çekilmiş ciddi ciddi bir şeyler konuşuyordu. Bir süre sonra köpek ve kediyi birbirinden ayırıp yanımıza geldiler.
Gözlerimi açıp kendime geldikten sonra sohbete dahil oldum. Bangchan bizden yaşlı olsa bile aramızdaki en dinamik kişiydi.
Hyunjin çok durgundu. Baygın gibiydi, birkaç saattir sıcağa maruz kaldığı için mayıştığını düşünmüştüm.
Konu konuyu açıyordu. Uzun zaman sonra bu altılı birlikte takılmıştı. Şimdi eskisine göre birbirimizle daha rahat konuşuyorduk.
🩸🩸🩸
Otel odasına çıktığımızda Hyunjin'in terlediğini fark ettim. "İyi misin?" deyip elime alnına götürdüğüm gibi geri çekildi.
"Dur Felix."
Gözlerime bakmıyordu, ne olduğunu anlayamıyordum. Halsiz halsiz koltuğa oturduğunda derin nefesler almaya başlamıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Korkup amcasını arayınca hemen bizim odaya geldi. Seungmin beni de alıp odadan çıktı, kapının önünde bekledik. Birkaç dakika sonra Bangchan yanımıza geldi.
"Felix... kaplıca, sauna buharı falan derken kan akışı hızlanır ve kokular çok yoğunlaşır. Hyunjin farkında olmadan senin kokuna fazla maruz kaldı. Şu an ufak bir şok geçiriyor, bilinci pek yerinde değil. Bence bu gece onun yanında uyumamalısın, sakinleşsin."
"NEDEN BAHSEDİYORSUNUZ? ÇEKİLİN."
Dedikleri tamamen saçmalıktı. Bangchan'ı itip odaya gittim ve kapıyı kapattım. Çocuklar birkaç kez beni uyardı ama açmayacağımı anlayınca dağıldılar. Odaya doğru ilerledim. "Hyunjin?"
Kokumu aldığı an yanıma gelip beni duvara yapıştırdı. Bense yanağını hafifçe okşuyordum. "Hey, sen iyi misin?"
Elimi yüzünden çekip duvara sabitledi. Birkaç derin nefesten sonra gözlerini açtı. İrisleri resmen parlıyordu, cam gibi kırmızı olmuştu. "Neler oluyor..."
Zar zor konuşuyordu: "Git buradan Felix. Bu gece yanımda durmamalısın.. Uzaklaş benden. Lütfen..."
Boşta kalan elimi yanağına getirip onunla iletişim kurmaya çalıştım. "Neden, ne olabilir ki?"
O elimi de duvara yapıştırınca biraz ürkmeye başladım. "Çünkü daha fazla dayanamayıp seni vampire dönüştürebilirim."
İki bileğimi arkada buluşturup beni hemen kapıya götürdü. Odadan çıkaracağını anlayınca engel olmak için ona dönüp sırtımı kapıya yasladım. "Dur bir saniye-"
Sertçe ellerini kapıya vurdu ve beni araya sıkıştırdı. Gözlerime bakmamaya çalışıyordu. "Neden sadece gitmiyorsun?!"
Çenesini kaldırdım ve bana bakmasını sağladım. "Çünkü vampir olmak istiyorum. O gece bu gece Hyunjin. Al beni artık yanına..."
Hyunjin son cümlemle sakinleşmişti. Gözlerinin rengini umursamadan o da gözlerime baktı. "Sen... emin misin?"
Dudağını tutkuyla bir kez öpüp kapıya geri yaslandım. "Kaç aydır bunu bekliyorum, kesinlikle eminim."
Dudağını öptüğümden sonraki cümleleri duyup duymadığından emin değilim çünkü başı dönmüştü.
Gözleri bir süre dudaklarımda kaldı. Nefesleri tekrar hızlandı ve beni öpmeye başladı.
Kollarımı boynuna dolayarak ben de karşılık vermiştim, dudaklarımı aralarken anın tadını çıkarmıştım. Kalçamdan tuttuğu gibi kucağına alınca bacaklarımı ona sardım.
Yatağa yaklaşarak uzanmamı sağladıktan sonra üstümü çıkarıp beni yatağa sabitledi ve hiç beklemeden başını boynuma gömdü. Hyunjin şu an kendinde değildi...
Kontrolü kaybetmişti. Sonunda istediğim şey gerçekleşecekti. Ellerimi saçlarına götürüp okşadım.
Dilini iştahla yönlendirerek boynumu öpüyordu. Arada bir geri çekilip nefeslerini dizginlemeye çalışıyordu. "Hmh..."
Bir elini ensemin altına getirip boynumu kendine çeke çeke emmeye başladı. Bense gözlerimi kapatmış bir şekilde anın tadını çıkarıyordum.
Isırmadan önce gözlerime son bir kez baktı ve beni kontrol etti. Hyunjin şu kıvama gelmişken bile benim ne düşündüğümü çok umursuyordu. İşte onu bu yüzden çok seviyordum.
Gözlerimi yumup onayladığımda dişlerini boynuma geçirdi. "Ahh..."
Kanımı emmeye başlayınca zevkim on kat arttı. Elimi ensesine götürüp onu boynuma biraz daha çektim.
Kan geldikçe dilini üstünde gezdirip emmeye devam ediyordu. Ben ise sessizce inliyordum.
Hafiften başım dönmeye başlamıştı. Vücudumdaki kan basıncının azaldığını ve gözlerimin karardığını hissediyordum. Hyunjin emdikçe emiyordu, yıllarca susamış gibi kanımı içiyordu.
Ellerimi sırtına götürerek rahat olmasını söylemek istedim. Uyuşturucu hissi seviyordum ama bu geceki farklıydı, kalp atışlarımın yavaşladığını hissediyordum.
İyice içtikten sonra dişlerini ayırdı. Öncekiler gibi kan akmıyordu, azıcık bir şey sızmıştı. Hyunjin onları da yalayıp emdikten sonra başını kaldırdı. Sonunda kendine gelmişti.
"Seni seviyorum Lee Felix..." Dudağımda hissettiğim son öpücükle bilincim tamamen kapandı. Sonrasını hatırlamıyorum.