Seungmin ve Leeknow Felix'i gördüğü gibi birbirine bakıp sırıttı.
Hemen Felix'in elini tutup önüne geçtim ve onlara bağırdım. "Aklınızdan ne geçtiğini biliyorum ama buna hayatta izin vermem. Felix'i piyon olarak kullanamazsınız."
Sevgilim sesimin garip çıktığını anlayınca başımı kendine çevirdi ve gözlerime baktı. "Ağladın mı sen?"
"Felix, durumlar düşündüğümüzden daha farklıymış." deyip tekrar ağlamaya başladım ve kollarına atladım.
"Bebek misin Hyunjin? Kendine gel." diyerek bizi oturtan kişi Leeknow'du. Seungmin olanları hemen Felix'e de anlattı.
Başıyla onaylayıp "Sanırım yardımcı olabilirim." deyince sinirlendim ve bir saniyede Felix'i odaya çıkarıp üstümüze kapıyı kilitledim.
"Delirdin mi sen?! Onlar çok tehlikeli. Hem hâlâ yaraların tam iyileşmedi. Bu iş için başkasını buluruz-"
"Başka insan tanıyor musunuz Hyunjin?" demesiyle sessizleştim.
"Ben yapacağım, kardeşini kurtarmak istiyorum." dedi ve odadan çıktı. Ben de peşinden aşağı inip oturdum.
"Bunu yapacağım çocuklar, planımız nedir?"
Leeknow tam başlayacaktı ki kapı çaldı. Hepimiz başımızı çevirdik. Kapıya yönelip açtığımda kenara yaslanıp nefes nefese kalmış Han'ı gördüm. "Neden dağ başında yaşıyorsunuz? Ayı falan mısınız?"
Felix tanıdık sesi duyunca o da kapıya yöneldi. Han onu gördüğü gibi üstüne atladı: "FELIX SENİ ÇOK ÖZLEDİM."
O kadar sıkı sarılıyordu ki nefessiz kalmıştı. "Han- burada- ne işin- var?"
"Arkadaşımın ne halde olduğu merak ettim ve görmek istedim. Geri mi gideyim?" deyip arkasını dönünce Felix beline sarıldı. "HAYIR HAYIR BEN DE SENİ ÇOK ÖZLEDİM."
Şimdi düşündüm de Felix bana hiç belimden sarılmamıştı. Tam onları ayırmak için aralarına girmeye niyetlenmiştim ki Seungmin'in sesiyle özlem giderme törenini durdu:
"Hyunjin sakin ol."Han Leeknow'u görünce getirdiği poşetleri elimize tutuşturup masaya yaklaştı. Merakla "Ne oluyor, ne yapıyorsunuz?" diye oturdu.
Leeknow yanından bir adım kadar uzaklaştı ve burnunu kapatarak yüzünü buruşturdu.
Han üstünü kokladı ve "Kötü mü kokuyorum? Kusura bakmayın..." dedi.
Seungmin iç çekerek "Hayır, kokunu çekici buldu." deyince hepimiz şok olduk.
Leeknow kucağındaki yastığı sertçe Seungmin'e fırlattı. "Ölmek mi istiyorsun?"
Bangchan ile ben hâlâ birbirimize şaşkın bir şekilde gülümsüyorduk. Leeknow'un ilk defa birinin kanının çekici bulduğunu duyuyorduk. O kan kokusundan etkilenmediği için her zaman en güçlümüzdü.
Amcam dalga geçer gibi yanaşıp onun omzunu tuttu. "Artık güçlü yanın etkisiz kaldı sanırım, kavgalarda ne yapacağız biz?"
Omzundaki eli ittiği gibi yükseldi. "Ne saçmalıyorsunuz?! Şu an bundan daha acil bir konumuz yok mu?"
Seungmin sesini temizledi. "Tamam, şimdi planımıza dönelim. İlk ne yapacağız?"
Leeknow gözleriyle Han'ı gösterdiğinde Seungmin zihnindekini sesli okudu: "O buradayken başlayamayız mı?"
Han bunu duyunca ayağa kalktı ve ceketini aldı. "Rahatsızlık verdiğim için kusura bakmayın. Ben gidiyorum Felix. Görüşürüz-"
Leeknow Han'ın bileğini tuttu ve geri oturttu. "Hayır, gitme."
![](https://img.wattpad.com/cover/352912956-288-k363117.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bite me | Hyunlix
Fanfictionİntihara meyilli Felix, kaçamak yaptığı boş binaların birinde garip bir kavgaya rastlar. Kendini aniden olayın merkezinde bulunca tarafların insan olmadığını fark eder... Bir vampir hikayesi ♥️ Smut içermektedir❗️ 🥇#skz 🥇yongbok 🥇#chanbin 🥈#hy...