31. Gözler

1.5K 188 126
                                    

-Hyunjin'in ağzından-

Akşam daha saunadayken bile halsizleştiğimin farkındaydım, ama bunu çok önemsemedim. Felix her zamanki gibi başımı döndürüyordu işte...

Havuzda birbirimize sarılmamızdan birkaç dakika sonra kokusunu daha çok aldığımı fark ettim. Riskli olabileceğini düşünüp onu göğsümden kaldıracaktım ki mışıl mışıl uyuyordu, kıyamadım.

Yavaşça benim de gözlerim kapandı. Şu an tek düşündüğüm bu lezzetli kokuydu. Felix'in kokusuna bağımlı olmuştum.

Dudaklarımı yalayıp yutkunduğumu fark edince kendimden nefret ettim. Felix bunları düşündüğümü bilse beni canavar olarak görecekti, bir saniye bile yanımda kalmazdı.

Şu an sadece onun kanını içmek istiyordum. Kontrolü kaybetmeye başlamıştım ki Felix uyandı. Çocuklar bize seslenmişti ve ben bunu bile duymamıştım. Bu hiç iyi değildi...

Yukarı çıkarken bilerek Felix'le hiç konuşmadım. Odaya girince hasta olduğumu düşünüp ateşimi ölçtü. Elini bile yaklaştırsa kokusunu çok yoğun bir şekilde tekrar alıyordum. Geri çekilip oturdum.

Bangchan içeri girince Felix'i dışarı aldı.
"Neler oluyor Hyunjin?"

Gözlerimi açmamla şok geçirdiğimi fark etti. "Bu kadar halsiz olmandan belliydi zaten. Gün boyu o kadar yakın kaldığınız için olmuştur. Chaeyeon'un yanında kalınca bana da olurdu."

Umutsuz bir şekilde cevap verdim:
"Ama biz Felix'le hep yakınız... Bu her zamanki halimiz."

Biraz düşünüp olası sebepleri sıraladıktan sonra "Neyse, çok endişelenme. Sen bir vampirsin ve böyle şeyler yaşayabilirsin. Kendini suçlu hissetme, tamam mı?" dedi.

Başımla onaylayınca saçlarımı okşayıp ayağa kalktı. Bugün Felix'le uyumamın iyi bir fikir olmadığını ve şimdi Felix'le de konuşacağını söyledi.

Kapıyı kapatınca kendime gelmeye çalıştım. Derin nefesler alıp verdim. Odaya tatlı bir kokunun gelmesiyle Felix'in sesini duymam bir oldu. "Hyunjin?"

Onu gördüğüm gibi duvara yapıştırdım. Ellerini yüzümle her buluşturduğunda ona zarar vermekten korktuğum için kendime sinirleniyordum.

Şu anda sadece Felix'i ısırıp kanının her zerresine kadar içmek istiyordum... İçimde kalan son iradeyle onu kapıya götürdüm.

Çıkmak istemediği için bana döndü ve kapıya yaslandı. Bu kadar rahat olması beni kızdırıyordu, kendini çok savunmasız bırakıyordu.

"Al beni artık yanına..."
Felix'in sesi bu cümleyi söylerken yumuşaktı, güven veriyordu. Zaten hızlı olan kalp atışlarımı daha da hızlandırmıştı. Sanırım bir kez daha aşık olmuştum.

Emin olup olmadığını sorduğumda beni öperek cevap verdi. Açıkçası dudaklarımız birbirine değdikten sonrasını duymadım... Aklım başımdan gitmişti. Daha fazla dayanamazdım.

Felix izin verince fenalaşmama sebep olan kanı emdim. O kadar tatlıydı ki... Sevdiğim kişi olduğu için ayrı bir lezzetli geliyordu ve bağımlılık yapıyordu.

Sırtımı okşayınca yine o güven duygusunu hissederek devam ettim. Benim için onun rızası her şeyden daha önemliydi.

Boynunu emdikçe emiyordum, nefesimi kontrol edemiyordum. Elimle alttan destek olup onu iyice kendime çekince kalan bütün kanı da emdim.

Bite me | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin