11. Aile

2.8K 320 105
                                    

-Felix'in ağzından-

Hyunjin'in evinde kaldığım süre boyunca aile ortamını tekrar hatırladım. Özellikle annesi... Bayan Hwang mükemmel bir kadındı. Hiç yabancılık çekmeme izin vermemişti.

Bazı geceler Hyunjin ve ben de Leeknow'la birlikte babamı kontrol etmeye giderdik. Babam arkadaşlarımla tanıştığı için daha rahattı, gece onlarda kalmama bir şey demiyordu. Zaten önceden de çok bir muhabbetimiz yoktu.

Bundan sonra duş alacağım zamanlar için Hyunjin bana kova almıştı. Suyu oraya doldurup bir süre bekledikten sonra insan için uygun bir sıcaklığa geliyordu. Durumu bu şekilde çözmüştük.

Evin hiçbir yerinde soğuk su akmıyordu. Elimi ya da yüzümü yıkarken bile sürekli bununla karşılaştığım için artık yanmaya alışmıştım.

Hyunjin'in babasıyla vakit geçirince onun da komik biri olduğunu anladım. Ama gün içinde işte olduğu için pek yakın değildik.

Bangchan, Seungmin ve Leeknow evde ara ara belirip sonra tekrar kaybolurlardı. Hepsi aileden olduğu için ev anahtarları ve odaları vardı. Zaten kendi evlerine gitmek istesler 5 dakikalarını almıyordu.

Yemek yerken çiğ et istiyorlardı ama iğreneceğimi düşünüp benden çekiniyorlardı. Misafir olduğum süre boyunca onlara rahat vermemiştim... Kendimi kötü hissediyordum.

Yaklaşık 2 hafta olmuştu. Evin boş olduğu bir gün Bayan Hwang işlerini halledip oh çekti ve "Sonunda kendime ayırabileceğim bir vaktim var. Çocuklar ben arkadaşlarımla buluşmaya gidiyorum. Gece geç gelirim!" deyip evden çıktı.

Hyunjin, ben ve Kkami birbirimize baktık. "EV BİZE KALDI!" diye bağırınca Kkami de heyecanlanıp zıpladı.

Hyunjin'le önce ailenin değerli eşyalarının saklandığı odaya gittik. Burada yüzlerce yıllık anı vardı...

Sonra Bangchan'ın odasına çıktık. Her zaman merak ederdim çünkü en üst kattaydı ve hep tek başına kalırdı.

Gizlice buraya girmemize kızar mıydı güler miydi emin değilim ama yine de tembihlememiz gereken biri vardı: Kkami.

Hyunjin kapı kilidini açmaya çalışırken Kkami'yi alıp havaya kaldırdım ve konuştum: "Bak Kkami, Seungmin'e bunları anlatmak yok. Tamam mı?" deyince hiç ifadesini bozmadan dil çıkarmaya devam etti.

Hyunjin kapıyı açtı ve içeri girdik: "Wow..."

Hyunjin "Buraya hiç girmemiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hyunjin "Buraya hiç girmemiştim." deyince şaşırdım ve sebebini sordum.

Bir süre düşündükten sonra "Bilmem, odasına girmemi gerektirecek bir durum olmamıştı." dedi.

Cam kenarına gidip dışarıya baktım. "Buranın manzarası mükemmel ama gece çok ürkütücü oluyordur şimdi..."

Hyunjin yanıma geldi ve heyecanla "Bu gece burada uyumak ister misin? Bangchan'dan izin alıp yere yatak serebiliriz." dedi.

Bu kesinlikle iyi bir fikir değildi. Gece bütün ormanın kapkaranlık olduğu gözümde canlandı ve reddettim: "Hayır, sen yanımda olsan bile ben burada uyuyamam... Senin odan daha samimi bir hava veriyor. Hadi etrafı hiç karıştırmadan çıkalım."

Kapıyı tekrar kilitleyip aşağı indik. Bugün yemeği biz yapacaktık. Dolapta et kalmadığını fark edince markete gitmeye karar verdik.

Hyunjin Kkami'nin başını öpüp onu oyun alanına koydu. "10 dakikaya geliyoruz Kkami!"

"Ne, 10 dakika mı? Bu mümkün değil-"

Hyunjin kapıyı kapattığı gibi beni kucağına aldı ve ormanı hızlıca inmeye başladı. Bu tam anlamıyla korkunçtu. Düşmemek için boynuna sımsıkı sarıldım ve var gücümle bağırdım. "HYUNJIN DUR VE BIRAK BENİ!"

Beni indirdiğinde ormanın sınırına gelmiştik bile. Etrafa bakınırken başım dönmüştü. Ana yola çıkıp birkaç dakika içinde markete geldik. Etin yanında bir şeyler daha aldıktan sonra yolu geri yürüdük. Hyunjin orman sınırına gelince poşeti elime verdi ve eğildi. "Sırtıma bin Felix."

"Sağ ol ama aynı macerayı bir daha yaşamak istemiyorum-" derken Hyunjin bacaklarımı tutup beni sırtına almıştı bile.

O kadar hızlı gidiyordu ki korkudan tekrar boynuna sımsıkı sarılmıştım. 2 dakika sonra eve vardık.

Poşeti yere koyup kapının önündeki basamaklara yığıldım. "Bu gerçekten çok korkunçtu..."

Güldü ve içeri girdi. "Biz geldik!"

Kkami beni göremeyince havlamaya başladı.
"Dur sakin ol, Felix burada bak."

Kendimi tekrar Hyunjin'in kucağında bulmuştum. Ne ara yanıma gelip beni kucağına alıyordu, hiçbir fikrim yoktu. Kkami sakinleşince Hyunjin beni koltuğa oturttu, poşetleri mutfağa bıraktı.

İçeriye geri döndüğünde Kkami kucağıma çıkıp uzanmıştı. "Vücudun sıcak olduğu için senin yanında daha rahat olmalı." dedi ve yanıma oturup başını omzuma koydu.

Bir elim Hyunjin'in elini tutuyordu. Diğer elimle de Kkami'yi seviyordum. İkisi de mayışmaya başladı, çok tatlılardı.

"Güzel bir aile olduk, değil mi Felix?"

Güldüm ve başımı Hyunjin'in başına yasladım. "Evet, uzun zamandır böyle huzurlu hissetmemiştim..."

🩸🩸🩸

Kkami uykuya dalınca onu yavaşça yatağına bıraktık ve mutfağa döndük. Tavaya yağ koyup et paketini açtım. Hyunjin'in gözleri yine kırmızlaşmaya başladı. Kan kokusuna çok duyarlıydı.

Elime bir parça et alıp ona uzattım.
"İster misin?"

Bu soruyla gözleri parladı, başıyla onayladıktan sonra ağzını açtı. Eti yedirdiğim sırada mutluluktan çıldırmak üzereydi. "Bunu çok özlemiştim..."

Benim yüzümden ne kadar zorlandıklarını tekrar anlamıştım. Ona bir parça daha et uzattığımda bu sefer dişlerinin sivrileştiğini gördüm. "Hyunjin... Dişlerin..."

Eti yemeden hemen ağzını eliyle kapattı ve geri adım attı. "Korkutucu mu görünüyor? Ben özür dilerim, kontrol edebildiğim bir şey değil-"

Yanına yaklaştığım gibi sustu çünkü dişlerini görmemi istemiyordu. "Hayır Hyunjin, çok sexy oldun. Bir daha bakabilir miyim?"

Gözlerindeki korku gidince dişlerini gösterdi. Onu ilk defa böyle görüyordum. "Woah... bu mükemmel..."

Bundan korkmadığımı görünce gülümsedi ve elimdeki eti de ağzına aldı. Birbirimizin gözlerine bakarken artık daha gevşemiş hissediyorduk, her şey şeffaftı.

Yağın altını açtıktan bir dakika sonra benimkileri attım. Onun payını fazla ayırdım, benden daha çok sevdiği kesindi.

Çiğ etleri tabağa koyup çubuklarını da masaya koyduğumda bana döndü: "Bunu yememle benden iğrenmez misin Felix?"

"Tabii ki hayır. Bu senin yaşam tarzın ve ben buna saygı duyuyorum. Hatta kaç haftadır benim yüzümden pişmiş et yediğiniz için kendimi kötü hissediyorum. Bunun için özür dilerim, size yük oluyorum..."

Hyunjin bunu duyunca mahcubiyetle bana sarıldı. "Lütfen böyle düşünme... Zaten benim yüzümden hayatın tehlikeli bir hal aldı ve evinden uzak kaldın, kendimi suçlu hissediyorum."

Ben de ona sımsıkı sarıldıktan sonra daha iyi hissetmiştim. İşimize geri dönüp her şeyi hazırlayınca oturup yemek yedik.

🩸🩸🩸

Bite me | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin