Bite me | Hyunlix

20. Duş

-Felix'in ağzından-

Cesaret oyununu oynarken Leeknow ve Han'ın öpüşme muhabbetinden sonra artık bu ortamda kalamazdım.

Arkadaşım o şekilde aklımda belirince utanç krizine girdim ve Han'ı dövdüm. Daha fazla dayanamayıp odaya çekildim.

Kapıyı kapattıktan 1 saniye sonra Hyunjin odada belirince aklım çıktı. "Bir gün senin bu ani hareketlerin yüzünden hastanelik olacağım."

"Felix, seni vampire dönüştürmemi gerçekten istiyor musun?" dediği gibi panik halim geçti ve hemen yanına geldim. "Sen ciddi misin?"

Başıyla onaylayıp gülümsedikten sonra dibime yaklaştı ve boynuma eğildi. Heyecanla ısırmasını bekliyordum ki tenimde dengesiz nefeslerini hissettim, gülmesini tutmaya çalışıyordu. "Çok tatlısın."

Onu omuzlarında sertçe ittim. "BENİMLE NEDEN SÜREKLİ DALGA GEÇİYORSUN?! YETER, BEN DUŞA GİRİYORUM." deyip kapıyı sertçe kapattım.

Banyoya girdikten sonra önüme döndüğümde yine dibimdeydi. "Yarım saat burada mı bekleyeceksin?"

"Hayır direkt gireceğim." deyip duşakabinin kapısını açtım, o da içeri geldi. "Yine yanmayı mı planlıyorsun? Hem pansumanına bakmadık. Ben de geliyorum."

Ben alaylı bir şekilde "Ne yapacaksın, suyu soğutma gibi bir yeteneğin de mi var?" derken o üstünü çıkardı.

"Bir bildiğim var Felix." deyip duvara elini yasladı. Hyunjin hile yapıyordu, bana bu şekilde yaklaşınca durgunlaşacağımı biliyordu.

Bir süre sessizce birbirimize baktık, arada gözleri dudağıma kayıyordu. Hâlâ gergin olduğumu fark edince iç çekerek elini duvardan çekti.

Soyunmasıyla yanaklarım sıcaklaştı. Altındaki son parçayı çıkarıp çıkarmamak konusunda emin olamadı ve yüzüme baktı. İfademi görünce güldü, çıkarmaktan vazgeçti.

Yerinden doğrulup benim de üstümü çıkardı. Arkama dönmemi sağlayıp sırtıma baktı. Yavaşça pansumanı açtıktan sonra mutlu bir tonla "Hepsi resmen iyileşmiş!" dedi.

Ben de gülümsememi saklamadım. Bu pozisyonda yüzümü zaten görmüyordu-

Sırtımda yumuşak bir sıcaklık hissettim.

Hyunjin yara izlerimin üstüne hafif hafif öpücükler bırakıyordu. Gözlerim kapanınca ona döndüm. O da gözlerini kapatıp dudaklarımı öptü, beni belimden tutup kendine çekti. Kollarımı boynuna sardıktan sonra dudaklarımı aralayarak karşılık verdim.

Üst vücudumuz tamemen birbirine değiyordu. Onun çıplak teniyle ilk defa bu kadar temas etmiştim. "Hyunjin, vücudun çok soğuk..."

Bunu duyunca geri çekilip suyu açtı. Kendimi yanmaya hazırlamıştım ki suyun gayet ılık geldiğini fark ettim. Tepeme baktığımda elini suyun altında tuttuğunu gördüm. "Dahi misin? Bu nereden aklına geldi?"

"Senin yaralandığın gün acilen sırtını yıkayıp dezenfekte etmem gerekiyordu, evde yardım edecek kimse yoktu. O sırada birden aklıma geldi ve böyle yıkadım."

Bunu duyunca Hyunjin'e bir kez daha aşık olmuştum, bilincim açık değilken bile bana çok iyi bakıyordu.

Suyu kapatınca kendimizi köpükledik. Sırtımı zorlanmamam için kendisine çevirdi ve yumuşak yumuşak ovdu.

Önce o yıkandı, sonra elini tekrar suyun altına getirip beni yıkadı. Uzun zaman sonra huzurla banyo yapmıştım. "Oh be, ılık su... Hyunjin bundan sonra birlikte yıkanmalıyız."

Şeytansı bir gülümsemeyle "Bana uyar." dedi ve her yerimizi yıkayıp suyu kapattı.

Sessizlik oluşunca birbirimize baktık. Gözleri ıslak boynuma kaydı, birkaç saniye sonra yaklaşıp öpmeye başladı. Elimi ensesine götürdüm ve devam etmesini istedim.

Omzum boyunca yavaş yavaş devam etti. Başını öne getirip kalbimin hizasına da öpücük bıraktı.

Yüz ifademi kontrol ettikten sonra biraz eğildi ve dilini göğüs ucuma değdirdi. "Mmh... Hyunjin..."

Sessizce mırıldanmamla dilini biraz daha çıkarıp yalamaya başladı. Elim saçlarına gitti. İyice ıslattığı ucumu birden emince inlememi saklayamadım. "Ah..."

Yukarı çıkıp dudaklarımı öptükten sonra geri çekilerek başını alnıma yasladı.
"Sana aşığım Felix..."

Elini okşayarak kırmızı gözlerine baktım. "Ben de sana aşığım..."

Tekrardan boynuna sarıldım ve dudaklarımı aralayarak öpmeye başladım. O da aynı şekilde karşılık veriyordu, beni kucağına alıp duvara yaslayarak köprücük kemiklerime yumulmuştu. Ellerim ıslak saçlarında geziniyordu.

Bir kez daha hoplattıktan sonra beni tekrar duvara yasladı. Şimdi dudakları göğsüme denk geliyordu. Seslice yutkunarak birazdan olacaklar için kendimi hazırladım.

Önce göğsümü yaladı ve ucumu dürttü. Biraz belirginleşince emmeye başladı. Emdikçe emiyordu, bazen bilerek bırakmayıp kendine çekiyordu.

Artık inlemelerimi saklayamıyordum. O da bununla eğleniyor olmalıydı ki ısırdığı sefer yüzüme baktı. "Ahh..."

Dişlerinin çıktığını hissedince durdu ve beni biraz serbest bırakıp başımız denkleşecek kadar aşağıya getirdi.

Dudağıma doğru fısıldadı: "Bu gece daha ileriye gidelim mi?"

Yanaklarım kızarmıştı. Başımla onayladıktan sonra altımızdaki ıslak çamaşırları da çıkarıp beni tekrar kucağına aldı ve yatağa ilerledi.

Bu sefer ikimiz de tamamen çıplak olduğumuz için kucağında olmaktan utanıyordum. Yüzümü omzuna gömüp beni yatağa bırakmasını bekledim.

Eğilip beni uzandırdı, üstüme çıktıktan sonra ikimiz de rahatça pozisyonumuzu aldık ve öpüşmeye devam ettik.

Islak ıslak hiç çekinmeden öpüyordum. Arada dilimi kullanıyordum, böyle çok daha zevkliydi. Hyunjin'in de yüzü ısınmaya başlamıştı.

Dudaklarımı hafifçe çektim ve sessizce konuşmaya çalıştım. "Hyunjin... Saçların ıslak, başın ağrıyacak. 5 dakika kurutman için ara verelim mi?"

Başını hayır anlamında salladı: "Sanırım gerek kalmayacak Felix, ısınmaya başlıyorum."

Korktum ve alnını kontrol ettim. "Aniden böyle sıcaklarsan hasta olmaz mısın?"

Alnındaki elimi çekip yatağa yasladıktan sonra devam etti. "Hasta olmak umrumda değil, şu an sadece seni istiyorum..."

Gözlerini kapatınca dudaklarımızı tekrar buluşturduk, aralayarak öpüştüğümüz için odadaki ses arttı.

Saçlarından tutup onu biraz geri çektim.
"Hey, dur... Sesimiz diğerlerine gitmez mi?" derken yüzlerimiz çok yakındı ve nefes nefeseydik.

Dudağımı tekrar öptü ve cevap verdi: "Hayır Felix. Sese karşı hassas olduğumuz için odalarda yüksek ses yalıtımı var. Rahatça inleyebilirsin."

Sırıtmasıyla saçındaki elimi indirip kolunu sertçe dürttüm. "Ne diyorsun..."

"Birazdan seni fena inleteceğim diyorum."

Kolundaki elimi de alıp bileğimden tuttu. Artık iki bileğim de sabitlenmişti. Tamamen savunmasız kalmıştım.

🩸🩸🩸