24. Savaş

2K 252 185
                                        

Sabah kalktığımda Hyunjin belime sarılmıştı ve çenesini omzuma koymuştu. Ellerim onunkinin üstündeydi. Bir süre daha böyle kaldım.

Kalkıp aşağıya indiğimizde Wonyoung direkt yanındaki boş yeri gösterdi. "Günaydın Oppa! Burayı senin için ayırdım, gel." ^^

Hiçbir şey demedim ve Han'ın yanına oturdum. Hyunjin de bana baktıktan sonra onun yanına oturdu.

Bangchan heyecanla "Öğlen ormanda yürüyüşe çıkmak ister misiniz çocuklar?" dedi.

Seungmin hariç herkes onaylamıştı, o da Wonyoung'a dönüp laf atmıştı. "Sen de böceklerden korkuyorsun. Neden ormana gidiyorsun ki? Sadece millete baş ağrısı olacaksın- AH!"

Wonyoung sinir olmuş bir şekilde kolunu çimdikledi. "Böcekten korkmam ormanda yürümeyeceğim anlamına gelmiyor Seungmin. Ayrıca sana ne?" ^^

Bunlar bir süre daha didiştikten sonra Chaeyeon aralarına girdi. "Aslında birbirinize çok benziyorsunuz, neden iyi geçinip arkadaş olmuyorsunuz ki?"

"IY. BUNUNLA? ARKADAŞ?"

İkisi tek bir ağızdan bunu söyledi ve yemeğin kalanını iğrenerek yedi. Anne babalara baktığımızda çoktan yakıştırmaya başlamışlardı, herkes gülüşüyordu.

Yürüyüşe için çıktığımızda hava bulutluydu ama soğuk değildi, kısacası mükemmeldi. Wonyoung sürekli etrafta gördüğü böceklerden dolayı çığlık atıyordu. Bunu bahane ederek Hyunjin'in koluna sarılması çok sinir bozucuydu.

Bunları daha fazla görmek istemediğim için adımlarımı hızlandırıp önlerine geçtim. Yürüyüşün kalanında huzurlu olmak istiyordum.

Bu bir işe yaramıyordu, kendimi konuşmalarını dinlemeye çalışırken buluyordum. Gitmelerine kaç gün kalmıştı acaba- "AH!"

Yere düşmüştüm, ayağım burkulmuştu. Herkes etrafıma toplandı. "İyi misin Felix?"

Bu çok utanç vericiydi.

Hyunjin elini uzattı ama bunu görmezden gelip kendim destek alarak kalktım. Üstümü silkelerken "İyiyim iyiyim, siz devam edebilirsiniz." dedim.

Hyunjin hariç hepsi ilerledi. Yanıma çömelip bileğimi kontrol etti. "Gerçekten iyi misin? Böyle yapınca acıyor mu-"

Bileğimi kendime çektim ve cevap verdim. "İyiyim Hyunjin, önden gidebilirsin."

Yürümeye çalışacaktım ki ayağımın üstüne basamadığımı fark ettim. Canım çok acıyordu, eve dönmek istiyordum.

Gözlerim hafifçe dolmuşken topallaya topallaya yürüyordum, Hyunjin'in eli de her an düşecekmişim gibi bana yakın duruyordu.

"Neden hâlâ arkamdasın? Kendim yürüyebilirim, sen önden git- YA!"

Düşmeden belimi tuttu ve kendine çekti. "İşte bu yüzden Felix."

Bileğim daha çok acımaya başlamıştı ama ona belli etmek istemiyordum. Zayıf gibi görünmek istemiyordum.

"Tamam, şimdi gidebilirsin-"
Diğer eliyle bacaklarımı alttan kavradı ve beni bir çırpıda kucağına aldı. Bir süre kollarından kurtulmak için direndim ama hiçbir şey yapamadım, o gerçekten güçlüydü.

"Bıraksana beni!"

Bu hallerimi görünce kendi kendine söylendi. "Neden bu kadar inatçısın ki..."

Diğerlerine seslenip eve döneceğimizi haber verdikten sonra beni kucağında bir kez daha hoplattı ve rahatça durmamı sağladı. Düşmemek için kollarımı boynuna sardım.

Bite me | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin