25. Mektup

1.6K 199 235
                                    

-Hyunjin'in ağzından-

Sonunda bir haftayı atlatmıştık. Buradaki son günleriydi. Akşama doğru yola çıkacaklardı.

Öğlen bahçede oturduk. Wonyoung yine bir şeyler anlatıyordu. Ben ise ne anlattığından habersiz karşıda sessizce oturan Meleğimi izliyordum.

Felix çok iyi dayanmıştı. Kıskançlık konusunda onun kadar sakin ve sabırlı değildim. Bize bakmamaya çalışıyordu.

Wonyoung tekrar koluma girince Felix'in bakışlarının buraya döndüğünü hissettim. Normalde tatlı bir yüzü olsa da sinirlendiğindeki ölüm bakışları çok fenaydı...

Wonyoung'un kolundan kurtulmaya çalışıyordum ki daha sıkı sarıldı.

"Oppa! Şu taraftaki ağaçların adı ne? Yaprakları çok güzel." Başımı oraya yönlendirdiğim gibi Wonyoung yanağımı öptü.

Felix birden yerinden kalktı ve ikimizi ayırdı.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?"

Wonyoung sinirli bir tonla "Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun? Bırak kolumu!" diye cevap verdi.

"Yaptığının taciz olduğunun farkında mısın?!" diye bağırınca Wonyoung durgunlaştı, o sırada ayağa kalktım. "Felix ben-"

"Kes sesini Hyunjin. Tek bir kelime dahi duymak istemiyorum." derken gözleri buz gibi bakıyordu.

Leeknow büyükler gelmeden Felix'i alıp evine götürdü. Han Wonyoung'dan özür diledi ve onlarla birlikte uzaklaştı.

"Ay manyak mı ne? Ne diye kolumu tuttuysa artık." deyip üstünü silkeledi Wonyoung.

Seungmin düz bir tonla "Yaptığın yanlıştı. İkisinden de özür dilemelisin." dedi.

"Ama Hyunjin Oppa rahatsız olmuyor, öyle değil mi-"

"Hayır, rahatsız oluyorum. Sadece kalbinin kırılmasını istemediğim için sessiz kalıyordum. Seni kardeşim olarak görüyorum." dememle ayağa kalkıp içeri geçti.

Bangchan o sırada Wonyoung'u gördü ve yanımıza geldi. "Kıza son dakika ne yaptınız siz?"

Seungmin beni koruyup cevap verdi:
"Senin saçma takıntıların yüzünden Hyunjin rahatsız olduğu halde hep sessiz kaldı ve sonunda Wonyoung sınırını aştı."

Bunu dedikten sonra içeri geçti. Bangchan da hiçbir şey demeden Wonyoung'un peşinden gitti.

Ben ise herhangi bir şey düşünemiyordum. Aklımda sadece Felix'in sözleri yankılanıyordu.
"Kes sesini Hyunjin. Tek bir kelime dahi duymak istemiyorum."

Şimdi yanına gitsem sinirli olduğu için sağlıklı bir konuşma olmazdı. Sonra yanına gitsem onu önemsemediğimi düşünürdü.

"Ne yapacağım ben?" diye kara kara düşüncelere daldım. Felix'in o bakışı gözümün önünden gitmiyordu.

🩸🩸🩸

Chaeyeon bahçeye çıkıp yanıma oturdu. "Biraz konuşabilir miyiz?"

"Hoş geldin Noona, tabii ki." dedim.

"Wonyoung'un ağladığını görünce sebebini Seungmin'e sordum. Ben durumların böyle olduğunu bilmiyordum... Özür dilerim Hyunjin."

"Hayır Noona, özür dilemene gerek yok."

"Wonyoung hâlâ daha çocuk gibi. Bazı şeylerin yanlış olduğunu fark etmesi zaman alıyor. Bir daha böyle yapmaması konusunda onu güzelce uyardım." deyince başımla onayladım.

"Annemlere Felix'le ilişkinizi söylemedim. Sadece ben ve Wonyoung biliyoruz. Aramızda sır kalacak söz." deyip ellerimi tuttu. Ona gülümsedikten sonra içeri geçti.

Bite me | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin