26. Barış

1.7K 205 192
                                    

-Felix'in ağzından-

Wonyoung Hyunjin'i öptüğü andan beri sinirden gözüm dönmüştü. Dayanamayıp kıza bağırdım, Hyunjin'i de kırdım.

Leeknow sinirimin geçmeyeceğini fark edince büyükler görmeden beni alıp evine götürdü. Han da yanımda olduğu için çabuk sakinleşmiştim.

İlk defa Leeknow'un evine geliyordum. Beni kedileriyle tanıştırdı. "Bir süre yalnız kalmak isteyebilirsin, biz Han ile dışarıdayız." deyip kapıyı kapattı.

Kediler bana bakıyordu, ben kedilere. Bir süre onlarla konuşup dertleştim. "Haksız mıyım ama?"

Yüzüme bakıp sadece ara ara gözlerini kırpıyorlardı, çok şirinlerdi. Bir süre sonra sinirimi unutup kedilerle oyun oynadım.

Akşam Hyunjin gelmişti. Yanıma oturup bir zarf verdi. Mektubun geldiği kişiyi duyunca şaşırdım, hemen açıp okudum.

Wonyoung bana özür dilediği bir yazı yazmıştı. Yazış şeklinden çocuk gibi olduğu anlaşılıyordu, şirindi. Ona bağırdığım için kendimi kötü hissettim.

Bu gece burada uyumaya karar verdik. Leeknow yataklarımızı kurduktan sonra odadan çıktı. Bir süre Hyunjin'le sessiz sessiz durduk.

"Gözlerime bak Felix."

İç çektim ve bakışlarımı ona yönlendirdim. Hyunjin de bana bakıyordu. İri kahve gözlerini özlemiştim...

"Ben de seni özledim."

Bunu duyunca bağırmamı gizleyemedim. "SEN DE Mİ DÜŞÜNCELERİ OKUYORSUN?!"

Gülerek cevap verdi. "Hayır, sadece gözlerin bunu söylüyordu."

Tekrar durgunlaştım. "Oh, bunu duyduğuma sevindim. Öbür türlüsü iyi olmazdı."

"Neden? Aklından ne geçiyor ki?"

Bir süre birbirimize baktıktan sonra "Hiç." dedim.

Beni yatırıp üstüme çıktı. "Benim aklımdan neler geçiyor, biliyor musun?"

Hyunjin üstüme çıktığında saçları şehvetli gözlerini biraz da olsa örtüyordu. Böylece daha az utanıyordum.

Bir süre dudaklarına baktım ve "Sanırım tahmin edebiliyorum." dedim.

Bu cevabıma güldü ve üstümden kalkıp yanıma uzandı. Sanırım önce barışmak istiyordu. "Peki bana hâlâ kızgın mısın?"

"Evet, biraz." deyince belimden tutup kendine çekti, çenesini omzuma koydu. "Sen haklıydın. En başta onlara ilişkimizi açıklamalıydım ve Wonyoung'dan uzak olmalıydım."

Hyunjin'in bu sözleriyle tekrar huysuzlanmaya başladım ve kollarından kurtulmaya çalıştım. "Evet, tabii ki haklıydım-"

Kaçmama izin vermeyerek beni kendine biraz daha çekti, yüzünü boynuma gömdü. "Özür dilerim Felix..."

Bir süre derin nefesler alıp kokumu içine çekti. "Beni affetmen için ne yapmalıyım?"

"Bir şey yapmana gerek yok." dedim. Hâlâ herhangi bir temas kurmadığım için beni rahat bırakmaya karar verdi.

"Gerçekten özür dilerim, iyi geceler..."

Sırtını dönüp uyumaya çalıştı. Birkaç dakika düşüncelere daldıktan sonra ona dönüp beline sarıldım. Nefeslerinin düzensiz olduğunu fark edince omzundan tutup kendime çevirdim.
"Hey, sen ağlıyor musun?"

Koluyla gözlerini kapattı. Yanaklarını silerek "Bir vampir nasıl bu kadar duygusal olabilir?" dedim.

"Önceden değildim, aşık olduktan sonra böyle oldum." deyip gözlerini ovuşturdu.

Bite me | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin