36. Randevu

1.4K 157 109
                                    

Babam eve gelince bizimle vedalaşıp direkt uyumaya gitmişti. Dün gece iş yerinde sabahlayıp tanışma yemeğine katılmıştı ve yorgundu.

Hyunjin'le soyunurken ona bu randevuyu neden ayarladığını sordum. "Bilmiyorum, birden içime doğdu ve böyle yapmam gerekiyormuş gibi hissettim. Pat diye söylemektense hal ve hareketlerimizle ona kendimizi yavaş yavaş belli etmemizin daha iyi olacağını düşünüyorum."

Başımı salladım, dediği mantıklıydı. Sonra üstüne tekrar ekledi: "Ve şey... 3 gün sonra Hypen'larla buluştuğumuzda babanın güvende olmasını istiyorum. O yüzden onu bir şekilde bizim eve davet edeceğim. Seungmin'e yemekte ilettim. Annemler yarından itibaren evde hazırlığa başlar."

Bunları düşünmek nereden aklına gelmişti bilmiyorum ama beni rahatlatmıştı. Hyunjin babamı bile çok düşünüyordu. Daha üstümü çıkarmamışken kucağına oturdum ve yanaklarını sıktım. "Sen niye herkesin iyiliğini düşünüyorsun? Melek falan mısın?"

Kravatımı gevşetip gömleğimin düğmelerini açtı. "Hayır, sana deli gibi aşık olan bir vampirim sadece." dedikten sonra önümü sıyırdı ve kalbimin hizasına sakin bir öpücük kondurdu.

Gözlerim dolmuştu... Başını kaldırıp beni öyle görünce merakla yanaklarımı tuttu. "Hey, ne oldu-"

Hemen dudaklarına uzun ama sıcak bir öpücük bıraktım. "Çok güzel seviyorsun Hyunjin..."

Onunla birbirimizin yanında tamamen rahat olduğumuz için mayışıyorduk, uykuyu az da olsa hâlâ yaşıyordum. Pijamalarımızı giydikten sonra yatağa geçtik.

🩸🩸🩸

Ertesi akşam babama güzel yemekler hazırladık. Geldiğinde masaya şaşkın şaşkın bakmıştı.

"Felix... Madem böyle yeteneklerin vardı, bana niye hiç yapmadın?"

Sanki eve hep böyle normal vakitlerden geliyormuş gibi konuşuyordu. "Bundan sonra yaparım baba." ^^

Hyunjin tabakları doldurduktan sonra yanıma oturdu. Babamın karşıdan bizi izlediğini hissedebiliyordum. "Ne tarz bir ilişkiniz var sizin?"

Bunu duyduğu gibi sevgilimin içtiği su boğazına kaçtı ve öksürmeye başladı. Sakinleşince seri bir cevap verdi. "Oğlunuzu her şeyden daha çok seviyorum Bay Lee."

Babam bence hâlâ arkadaş olarak algılıyordu çünkü pek bir tepki vermemişti. "Oğlumun nesini bu kadar çok seviyorsun?"

"Felix hayatım boyunca gördüğüm en mükemmel şey. Altın gibi bir kalbi var. Çok düşünceli ve iyi niyetli biri. Onun korkmuş, küsmüş, sinirli hallerini bile seviyorum. Mutlu, duygusal hallerini zaten çok seviyorum... Onu bu dünyaya getirdiği için annesine teşekkür edip tanışmayı çok isterdim, o mükemmel bir kadın olmalı."

Babam son cümleyle duygulandı. Uzun zaman sonra onu böyle görmüştüm. Bardağını doldururken "Evet, o mükemmel bir kadındı... Onu çok özlüyorum." dedi ve gözlerime bakıp gülümsedi.

Bana ilk defa bu şekilde baktığını görünce gözlerim doldu. Annemin yüzünü hayal meyal hatırlıyordum, babamın ona ne kadar aşık olduğunu da...

"Annem öldükten sonra neden benimle daha az konuşmaya başladın baba?"

Bu cümleyle Hyunjin bana döndü. Ben de kendime şaşırmıştım, bunu hayatım boyunca herhangi bir zaman sorabileceğimi düşünmemiştim.

"Bana onu hatırlatıyorsun Felix. Gözlerin, dudağın, burnun, gülüşün konuşma şeklin bile annene çekmiş. Ve ben korkağın tekiyim, yüzleşmeyi bilmiyorum. Bu yüzden annen öldükten sonra senden kaçmaya başladım."

Hafif sarhoştu yoksa bunları direkt söylemesinin imkanı yoktu. Şok olmuştum, benim hakkımda böyle düşündüğünü bilmiyordum. Dayanamayıp bakışlarımı aşağı düşürünce ağlamaya başladım.

Burnumu çektiğim gibi Hyunjin yanıma gelip sımsıkı sarıldı, hiçbir şey demeden sırtımı okşadı. Şu an tek ihtiyacım olan buydu...

Babam sendeleyerek ayağa kalktı. Yanımızdan geçerken Hyunjin'in saçlarını okşadı. "Teşekkür ederim. Sonunda oğlumla uzun zaman sonra konuşabildim, bu senin sayende oldu."

Yavaş yavaş odasına çıkmıştı, içeri geçmeden önce "İyi geceler çocuklar." dedi. Kapı kapanınca rahatça ağlayarak Hyunjin'e daha sıkı sarıldım.

"Ağlama artık Felix, lütfen..."

Hyunjin bir süre sakinleşmemi bekledikten sonra toparlanıp odaya geçtik. Hâlâ daha burnunu çekiyordum, ara ara hıçkırıyordum. Yanına uzanarak bu gecenin bitmesini bekliyordum.


🩸🩸🩸


Ertesi gün babam bize kahvaltı hazırlayıp öyle gitmişti. "Ha? Bu ne?"

Hyunjin servis şemsiyesini kaldırdı ve yaptıklarını inceledi. "Vay, baban döktürmüş..."

Elimizi yüzümüzü yıkayıp hemen yemeğe oturduk. Üstümdeki duygusallık geçmemişti. "Hyunjin... Bence bu 1 haftalık kamp olayına son verelim."

"Saçmalama. İlk geceden bile ne kadar yakınlaştınız, farkında mısın?"

Bu dediğiyle afalladım.
Ben babamla yakınlaşmış mıydım?

"Bay Lee dün sana tamamen açıktı. Birbirinizin yanında ağladınız, dürüstçe konuştunuz. Üstüne bir de sabah kahvaltı hazırlamış. Bu yakınlaşmaktır işte."

Aydınlanmıştım. Babamla dün tartışmamıştık, yakınlaşmıştık... Hyunjin bunu fark etmemi sağlayınca mutlu mutlu yemeğime devam ettim.


🩸🩸🩸


Babam akşam eve geldiğinde et getirmişti. Bunu görünce daha poşeti açmadan kokuyu almıştık...

"Ne oldu çocuklar-"
Hemen odaya koştuk.

Kapıyı üstümüze kapatıp "Hyunjin ben buna dayanamam." dediğim gibi ellerini yüzüme getirdi.

"Sevgilim... Kendine gel ve gözlerini tutmaya çalış tamam mı?" diye uyarırken kendisinin de bunu kontrol edememesi komiğime gidiyordu.

Paket kokusu açıldığı gibi mutfaktan gelen kokuyu aldık. Birbirimize bakarken gözlerimiz kırmızlaştı. "Şimdi ne yapacağız biz..."


🩸🩸🩸


Babam içeriden bize seslenip "Yemeği yarım saate hazırlarım, o zamana kadar dönmüş olun!" dedi.

Tek bir ağızdan "Tamam!" diye bağırdıktan sonra derin nefesler alıp sakinleşmeye çalıştık ama birbirimizin kokusunu almak gözlerimizi daha da kırmızılaştırmıştı.

Aklına gelen fikirle beni elimden tuttuğu gibi kendine çekti. "Şimdi sırası mı Hyunjin..."

Yatağa getirip kucağına alınca "Dur, bir bildiğim var

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yatağa getirip kucağına alınca "Dur, bir bildiğim var." dedi. Üstümü sıyırıp tenimi koklamaya başladı. Şimdi sırası mıydı gerçekten-

"Ah..."

Hyunjin dişlerini geçirip kanımı emdi. Birkaç dakika sessiz kalmaya çalıştım. Sonunda gözleri düzelmişti. "Bu çocuk neden bu kadar zeki..." diye düşünüyordum ki üstünü açtı.

"Sıra sende, hadi."

🩸🩸🩸

Bite me | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin