O gece, Felix Jack ile, ben de Wolfy ile aynı çadırdaydık. Uyanıktım.
×
"Sessiz yürüsene, sikik." dedi bir oğlanın sesi.
"Sen de sessiz konuş, ayı." diye cevap verdi ona yanındaki kız.
"Kes."
"Bana bak, şöyle bir durumda kavga çıkartmaya çalışma. Yoksa ikimiz de sıçarız."
"Umrumda değil."
"Sikin koparılınca umrunda olur."İçeri girdim ve Wolfy'yi dürtmeye başladım.
"Dışarıda birileri var." dedim fısıldayarak.
"Ahhh, ney?" dedi uykulu sesiyle.
"Dışarıda birileri var."
Yavaşça doğruldu. "Ne yapalım?"
Kulaklarımı geriye atıp etrafı dinlemeye devam ettim.
"Yaklaşıyorlar." dedim ve ayağı kalktım. "Karanlıkta kamufle olabilirim."
"Sen git o zaman. Ben de Jack ile Felix'i uyandırırım."-----
"Çok sıkıcısıın, Marydom." dedi uzun lacivert saçlı, üstü çıplak, yüzünde siyah lekeler olan genç oğlan.
Yanındaki kısa lacivert saçlı, simsiyah giyinmiş kız, -Adı Marydom'du- ona ters ters baktı. Onun da yüzünde siyah lekeler vardı. Yanındaki genç oğlan, yüksek ihtimalle onun abisiydi. "Onları fazla hafife alıyorsun."
"Hayır, hayır! Ben onları hafife almıyorum!" dedi ve ellerini çenesine koyup gülümsedi genç çocuk. "Ben onlara çok değer veriyorum!"Kız, ansızın arkasına dondu. "Ne oluy-" derken kızın yüzüne sert bir tekme geçirdim. Abisinin yüzünde, heyecanlanmış bir gülümseme belirdi.
Bacağımı kavradı ve beni yere serdi. Aşırı kuvvetliydi.
Nefes alış-verişi aşırı hızlıydı. Bir köpek gibi çıkarıyordu dilini. "Aman tanrım, bu o!" dedi ve arkasından iki çift siyah kol çıktı.
Onu omuzlarından kavradım ve bacaklarının arasına vurdum. Heyecan içinde inledi.
"DEVAM ET! DEVAM ET!"
"KES ŞUNU!" dedi ve onu üzerimden çekti kız.
Çocuğun yüzünde sinirli bir ifade oluştu. "MARYDOM!" diye kükredi kıza.
"Mazoşist misin sen!" diye bağırdı ona kız. Arkasından siyah kolları çıktı ve o kollar üzerime gelmeye başladı. Sola kaydım. Kollar, bir ağaca çarptı ve ağaç, taşa dönüştü.
Ansızın, siyah bir kol boğazımı kavradı.
"SANA İMZAMI BIRAKMAK İSTİYORUM!" dedi ve boğazımı sıkmaya başladı.
"Marcus." dedi Marydom. "BİR ZEHİRLİYİ ZEHİRLEYEREK ÖLDÜREMEZSİN. ÇEK ŞU KOLLARINI ONUN BOĞAZINDAN!"Boğazımı sıkan kollar, anladığım kadarı ile, dokunduğunu zehirliyordu. Tabii, ben zehirli olduğum için, bu tarz zehirlere bağışıklılığım vardı.
Gözlerimi kısarak sırıttım. Pençelerimi, Marcus 'un siyah kollarına geçirdim. Marcus'un yüzündeki ifade yok oldu. Sonra da yere yığıldı.
Gözlerini fal taşı gibi açtı Marydom."Tüh," dedi Jack. Gülümsüyordu. "Geç kalmışız."
Marydom, ifadesiz bakışlarla baktı dördümüze.
Aniden, kıskaçları ile kavradı onu Jack. Kızın ruhunu emecekti. Marydom'un yüzü mosmor oldu. Ağzından kanlar akmaya başladı.
"Ha... Hayır!"Olacak şeyi hissettim. "Jack, kıskaçlarını çek!"
Mary, kollarını savurdu. "Bunu size ödeteceğim!" dedi ve bir sis oluştu. Gözden kayboldu.
Ayaklarımı yere sürttüm. "Bunlar da hep sis atıyorlar!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hopes N' Dreams / Umutlar ve Hayaller
Fantasy"Zehirliler." Adlarından da anlaşılacağı gibi, canlıları zehirleyerek öldürebilen, elementlere ayrılan, ilginç bir tür. Her elementin farklı bir gezegeni bulunmakta. Bu gezegenlerden biri de karanlık zehirlilerin gezegeni, Scorpia. Rocky; Scorpia'd...