"Zehirliler."
Adlarından da anlaşılacağı gibi, canlıları zehirleyerek öldürebilen, elementlere ayrılan, ilginç bir tür.
Her elementin farklı bir gezegeni bulunmakta. Bu gezegenlerden biri de karanlık zehirlilerin gezegeni, Scorpia.
Rocky; Scorpia'd...
Yanından geçen herkesi süzerek Köln'ün kalabalık meydanında yürüyordu Rocky. Çok ses vardı ve bu onu rahatsız ediyordu. Yürümeye devam ederken karşısından gelen, 25-26 yaşlarında, siyah saçlı, gözlüklü bir rahibe takıldı gözleri. Çocuk, elinde İncil ile hızlıca yürüyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Rocky, sessizce homurdandı. Bu rahip çocuk, şüphelendirmişti onu. Yürümeye devam etti.
Rahip, sertçe Rocky'nin sol omuzuna çarptı ve arkasına bile bakmadan hızlıca yürümeye devam etti.
Rocky, telaşlı rahibe bakarken sinsice gülümsedi. Biliyordum, diye geçirdi içinden. İstifini hiç bozmadan, yavaşça rahibi takip etmeye başladı. Takip ederken duyduğu tek ses, topuklu botlarının sesiydi.
☆☆☆
2 genç çocuk, kilisenin kapısında durmuş, muhabbet ediyorlardı. Genç rahibi görünce "Ooo, Ethan bey! Nerelerdeydiniz?" dedi ve kapıyı Ethan'a açtı içlerinden biri. Ethan, umursamazca içeri girdi.
"Getirdin mi bakalım?" diye sordu serseri kılıklı çocuk.
Rahip, yüzünü buruşturdu ve elindeki İncil'i açarak çocuğa uzattı. Çocuk, İncil'i alıp bir göz gezdirdi.
"Neden İncil getirmemi istediniz?" diye sordu genç rahip.
Çocuk, aradığını bulana kadar rahibe cevap vermedi. Bir sayfayı sola doğru çevirdi ve işte, istediğini bulmuştu: Tuhaf, siyah yazılar ve ne olduğu anlaşılmayan resimler. Çocuk, rahibe baktı ve pis pis gülümsedi. Rahip kaşlarını çatmış, şaşkın şaşkın 'İncil' zannettiği kitaba bakıyordu.
"Ama... Nasıl? Defalarca okuyup bitirdim, yemin ederim ki böyle bir sayfa yoktu!"
"Cadıların kutsal kitapları manipüle etme özelliği vardır, pek biliniyor olmasa da."
Rahip, kaşlarını çattı ve kollarını bağlayarak genç cadıların kiliseden çıkmasını izledi.
Bir yılanın tısladığını duydu. Korku içerisinde arkasına baktı ve kolyesinseki haçı sıkıca tuttu. Hiçbir şey yoktu.
Aynı tıslama sesi, bu sefer çaprazından geldi. Çaprazına baktığında, yine hiçbir şey yoktu. Bu sefer ise solundan geldi yılanın sesi. Hızlıca başını soluna doğru çevirdi. Yine hiçbir şey yoktu derken; karanlıkta saklanan, uzun, siyah bir kuyruk fark etti. Bu kuyruk bir yılana ait olamazdı, üzerinde pullar yerine tüyler vardı... Çita tüyleri.
