25- Cadıların Tarihi

11 3 53
                                    

3. Şahıs anlatım:

"Carmen bu mu yani? dedi ve bir sandalye çekerek oturdu Rodney. "Ondan bahsederken çok sinirliydin."
"Evet, öyleydim." dedi ve hipnoz olmuş Carmen'ın kafasına vurdu hafifçe Rocky."Scarlet ablan onu hipnoz etti arabadan inerken."
"Ah, doğru, artık bir tane daha ablam var sayılır." dedi ve Scarlet'a yanaşıp fısıldadı, "Lütfen Rocky'ye benzeme."

Scarlet, gülümseyerek başıyla onayladı.

JJ, dirseklerini masaya koydu ve parmaklarını çenesinin altında birleştirdi. "Hipnoz ettiniz demek, hm... Ne kadar sürede hipnoz altında kalıyor?"
"3-4 saat genelde."
JJ, Sakince gülümsedi."İyiymiş. Her zehirlinin gözü sizinki gibi hipnoz edemiyor."

"Ben hepinizin hipnoz etme özelliği var sanmıştım." dedi Dorothy hayretler içerisinde.

"Olanlar var, ama hepimizde olan bir şey değil. Ben de hipnoz edemiyorum mesela." diye cevapladı JJ. Rocky ve Scarlet'a döndü. "Başka bir özelliği var mı gözünüzün?"
Scarlet, gülümsedi ve omuzlarını silkti. "Zannetmiyorum. Bu kadar güç yeter bence."

"Çok ilginç varlıklarsınız..." dedi Dorothy, Scarlet'a bakarken.
JJ, güldü. "Açıklamamı ister misin?"
Dorothy, başıyla onayladı.

"Zehirli gözünün baş görevi göz temasıyla öldürmektir. Bu bütün zehirlilerin sahip olduğu bir özellik. Bir de gözü nitelikli olan zehirliler bulunuyor, Rocky ve Scarlet gibi. Onların gözü, baş özelliğinin yanında, başka özelliklere de sahip olabilir. Örneğin hipnoz etme, akıl okuma gibi. Her özelliğe göre, göz bebeğinin şekli değişir. Mesela Rocky'nin gözü zehirlerken kristal şeklinde oluyor, hipnoz ederken ise halkaya benzeyen cisim."
"İyi, güzel de... Uf!" dedi ve kafasını masaya gömdü Dorothy.

Carol, elini yanağına yaslamış, bir şeyler düşünüyordu. JJ ve Rodney'ye döndü,"Otelinizi sık sık değiştiriyor musunuz?"
"Hayır, neden ki?" dedi Rodney.
"Biz sürekli değiştiriyorduk çünkü cadılar bir şekilde buluyorlardı nerede olduğumuzu."
"Biz hiç değiştirmek zorunda kalmadık. Geldiğimizden beri buradayız. Hatta Rodney arkadaş bile edindi kendine." dedi JJ, kıkırdayarak.
Rodney, somurtkan bir şekilde baktı JJ'e.
"Aaa, gerçekten mi! Canım benim!" dedi ve sımsıkı sarıldı kardeşine Rocky. Rodney boğulacaktı az kalsın.
"Yürü git be!"

Yavaşça bıraktı kardeşini Rocky. "Adı ne? Neye benziyor? Güç kullanıcısı mı? Yaşı kaç? EMO MU YOKSA!!"
"He, he. Emo, aynen." Rodney, başını sola çevirdi, "Ne yaşıyorsun ya." dedi fısıldayarak.
Abisi bunu duydu ve hem pis, hem de sıcak bir şekilde gülümsedi.
"Buraya gelirken bir şeyler yaşadığınız belli." dedi JJ. Arkasına yaslandı ve sakince gülümsemeye devam etti. "Anlatın bakayım."

Dorothy hızlı ve basit bir şekilde anlattı başlarına gelen olayların hepsini. Çenesini tutamadığı için o mükemmel 'ship' konularına da değindi. Yaklaşık 1 buçuk saat kadar konuştu durdu. JJ, onu dinlerken birkaç soru sormak ve anlatılanlara tepki vermek dışında bir şey yapmadı. Rodney ise abisine ve ablalarına laf çaktı -en fazla abisine, tabii ki- düzenli olarak.

"Biz burada sizin karşılaştığınız kadar cadıyla karşılaşmadık, birçok eyalet değiştirmemize rağmen. Hele ki soylu veya zengin cadılarla hiç karşılaşmadık." dedi ve havaya dikti gözlerini JJ. "Diğer zehirlilerle konuşmayalı uzun zaman oldu, bir arayıp sorsam iyi olur."
Sandalyesini kibarca geriye itti ve ayağı kalktı. "Siz buradan ayrılmayın." dedi ve telefonunu çıkarıp otelin içine doğru gitti.

"Başınıza gelenleri anlatır mısın?" diye sordu Rachel, kardeşine.
Rodney, ona döndü küçümseyici bir ifadeyle. "Bugün de pek bir kibarsın." dedi ve kıs kıs güldü ablasının bakışlarına. "Tamam, tamam. Endişelenecek bir şey olmadı..."
☆☆☆

"Hiç yaralanmadın mı?"
"JJ sandığından daha güçlü." gözlerini kapattı ve ellerini başının arkasında birleştirdi Rodney.
"Hıı, yani JJ olmasa sen şu an tahtalı köyü boylamıştın."
Rodney, abisine baktı ve güldü. "Belki de."

Wolfy, masaya yaslandı. "Eee, vampirlik nasıl bakalım? İnsan kanı içiyor muyuz?"
"Normalde hayvan kanı içiyordum ama bıraktım. Bana pek bir faydası olmuyor." diye yanıtladı Rodney. "İnsan kanı içmeye başladım."
"Oooo! Özel olarak kanını içtiğin biri var mı?"
"Yok. Yani, öyle çok içmeme falan gerek yok zaten. Ağzımı dokundursam yeter."

Rocky, koluyla sıkıştırdı kardeşinin boynunu. "Benim kanımı içmek ister misiiin~" dedi ve sinsi sinsi güldü.
"Çok isterim!" dedi ve aniden koşarak otele kaçtı Rodney.
"Birazcık sinirli gibi sanki." dedi Rachel, kıkırdayarak.
"Onu bunu boşverin de, soylu ya da zengin biriyle karşılaşmamaları..?" dedi Sophia kaşlarını çatarak.
"Amerika'da fark edilme olasılıkları çok yüksek, ek olarak güç kullanıcılarının sayısı da fazla. Muhtemelen o yüzden." diye cevap verdi Felix.
Sophia başıyla onayladı. "Belki de Avrupa'da büyük bir üsleri falan vardır da biz fark etmemişizdir."
Felix, omuz silkti. "O da olabilir."

Dorothy, sandalyesini masaya doğru yaklaştırdı. "Anarşist mi bunlar?"
"Çok da anarşist sayılmazlar bence." dedi ve arkasına yaslandı Rocky. "Daha çok kültürsüzler."
"Politikacı gibi konuştun." diye cevap verdi Hannah, gülerek.
Kıkırdadı Rocky. "Belki de öyleyimdir?"
...
"Cadılar gerçekten garip varlıklar." dedi Dorothy usulca.

Hopes N' Dreams / Umutlar ve HayallerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin