14- Anne sorunları

10 3 9
                                    

Takeru, onlara bir hastaneden bahsetti. Yerini bilmiyordu, fakat Harriet gibi zengin veya soylu cadıların o hastaneye götürüldüğünü söyledi.

Rocky'ye ağır bir halsizlik çökmüştü. Zaten birkaç gün uyumadığından gözleri şişmiş ve kızarmıştı. Konuşacak hali bile yoktu.
"Rocky, iyi mi-"
Rocky, yere yığıldı.

"Rocky!"
Herkes onun başına toplandı.
"Halsizlikten bayılmış..." dedi Carol. "Geceyi geçirecek bir yer bulmalıyız."
"Bizim otel buraya yakın."
"Hayır, hayır. Orası olmaz."
"Neden?" diye sordu Dorothy. "Burada kalırsak geri gelme olasılıkları var."
"Otele gidersek de var."
Felix, iç çekti. "Başka bir otel bulalım o zaman." dedi ve telefonunu çıkardı.

Telefon, çalışmıyordu.
"Ne, nasıl!"
"Ne oldu?"
"Telefonum çalışmıyor!"
Jack, kendi telefonunu çıkarıp açmayı denedi. Onun telefonu da açılmıyordu.
"Büyü falan mı yaptılar?"
Felix, yüzünü buruşturdu. "Öyle gibi görünüyor."
Kimsenin telefonu çalışmıyordu.
"Ahh, ciddi misin ama ya! Otel mi arayacağız şimdi!"
...
"Ben gidiyorum. Gelenler?" dedi Felix. Wolfy ve Jack, gelmeyi kabul etti.

Carol ve kızlar vardı artık çatıda sadece. Yere oturdular. Carol, Rocky'yi kucağına aldı.

Birkaç saniye boyunca sessiz kaldılar.
"Soyadlarınız aynı mıydı?" diye sordu Violet. "Kuzensiniz sanırım."
Carol, gülümsedi. "Evet."
"Ne güzel! Hangi taraftan?"

Carol, geçmişine döndü birkaç saniyeliğine. "Anne."
"Ah, kötü bir şey sordum sanırım. Üzgünüm..." dedi ve başını aşağı eğdi Sophia.

Carol, uyumakta olan Rocky'yi izledi birkaç saniyeliğine. "Hayır." dedi, "Hayır, kötü bir şey demedin." gözlerini yukarı dikti. "Size anlatsam mı acaba?"
Sophia, gülümsedi. "Senin kararın."

"Onlara anlattıysam size de anlatabilirim."
İç çekti. Kızlar ona bakıyordu.
"Ben aslında erkek değilim."

Kızlar -Violet hariç- duraksadı.
"Ney?" dedi Hannah.
"Bakın, şu an erkeğim ama... Ah, en baştan anlatayım en iyisi." dedi ve boğazını temizledi.
"Ben hiçbir zaman, kendimi bir kadın olarak göremedim. Yanlış anlamayın, kadınlarla herhangi bir sorunum yok! Sadece... kendimi bir kadın olarak tanımlayamıyorum." dedi,
"Annem ve babam, ben doğduktan kısa bir süre sonra ayrıldılar. Babam, beni terk etti. Annemle beraber yaşamaya başladım.
Annem, bana sürekli bir 'bayan' olduğumu söylerdi. Beni kendine benzetmeye çalışırdı.
Hiçbir şeyimi kendim seçemezdim. Her şeyime karışırdı. İlişkimiz daha da kötüye gidiyordu. Zamanla bana olan hakaretleri ve sevgisizliği arttı. Benim de karşı gelmelerim arttı. Sürekli kavga etmeye başladık.
Aramızdaki ilişki, hiç sağlıklı değildi. En sonunda teyzem, yani Rocky'nin annesi, beni yanına aldı ve onlarda kalmaya başladım. O gün bu gündür annemi görmedim."

Kızlar, şok içindelerdi adeta.
"Sonrasını biliyorsunuz zaten. Kaçırılma olayları, falan filan... Sonra... Bir gün... Aniden erkeğe dönüştüm. Nasıl oldu, hiçbir fikrim yok."

Sophia, kelimeleri kafasında toparladı ve konuşmaya başladı, "Bunu anlattığın iyi oldu. Seni destekleyeceğimizden emin olabilirsin." dedi gülümseyerek. Hannah ve Dorothy'de ona katıldı.

Violet ise gülümsemeye çalıştı, fakat... Olmadı. Yapamadı.
"Sorun değil, Violet. En azından denedin..."

~

"Haah, üff, ölüyorum!"
"Abartma Jack. Arka sokağa gittik geldik sadece."
"Ölüyorum!"
Felix, tam da Jack'in ensesine geçiriyordu ki Jack, sözüne devam etti. "Güzelliğine." dedi ve göz kırptı.
Bunun üzerine; Felix, ağır bir tokat yapıştırdı onun ensesine.
"AHHH!"
"Zırlama!" dedi ve Jack'i kolayca yukarı kaldırdı Felix. "Saçların ensene geldiğinden vuramadım zaten!"
"Bırak beni!!!" dedi Jack çırpınarak.
Wolfy, onları kafaya takmıyordu bile. "Biz aşağı indik, iyi güzel de... Yukarı nasıl çıkacağız peki?"
Jack, bir papağan gibi, Felix'in omzuna oturdu. "Onlar aşağı insin."
"Akıllı şey." dedi Wolfy, Jack'e bakarak. "Heey! Otel falan yoktu! Aşağı inin!"

Rocky, hala uyuyordu. Bir banka yatırmışlardı onu. Boyu uzun olduğu için bankın yarısını kaplamıştı fakat Violet, bir boşluk bulup oturmuştu. Dorothy ve Jack ise, pek konforlu olmasa da, bankın kollarına oturmuştu. Diğerleri ise ayakta kalmıştı.

Edindikleri bilgiler şunlardı:
Cadıların özel bir hastenelerinin olduğu,
Soylu ve zengin olanların bu hastanede kaldığı,
Sömürgelerine kendi güçlerini verdiklerini, fakat sömürgelerin bu güçleri uzun süre kullanamadıklarını, bu yüzden büyü ile bu güçleri sakladıklarını,

"Şu ilk öldürdüğümüz cadılar ne demişti?"
"Bir çoğu şirketin binalarını kuşattıklarını söylemişlerdi. Adresini de vermiş olması lazım."
Sophia, ekleme yaptı. "Takeru, az önceki yeşilli çocuk, kuşattıkları binalara sömürgelerini yerleştirdiklerini söylemişti."
Violet, Rocky'ye baktı. "Uyansın da gidelim o zaman."


~

Rocky, yeşil gözlerini yavaşça açtı. Bir şeyler mırıldandı uyanırken.
"Günaydın, uyuyan güzel!"
"Hmmmm..."
"Kalk, kalk. Haydi."
"Offf... Ne oluyor ya..." dedi Rocky. Kaşlarını çattı fakat sinirli değil, komik gözüküyordu.
"Karargaha gidiyoruz, haydi."
"Ya, ne karargahı!"
"Kalk, gidiyoruz!" dedi ve Rocky'yi elinden tutup bir anda kaldırdı Jack.
Jack'i omuzlarından tuttu Rocky. "Bacaklarım tutmuyor..."
"Daha iyi." dedi Jack. O küçük cüssesine rağmen, zorlanmadan kucakladı Rocky'yi.
"Heyy!"

Hopes N' Dreams / Umutlar ve HayallerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin