30- Jack The Ripper

6 2 31
                                    

3. Şahıs Anlatım:

Jack, istemsizce bir mezarlığın önünde buldu kendini. Ayakları, kendi kendine buraya getirmişti onu.

Muhtemelen buraya gelmek için bir nedenim vardır, diye geçirdi içinden. Eski, demirden yapılmış çit kapısını açtı ve mezarlığa girdi.
Mezarlara bakarak ilerliyordu. Bir gün ben de burada olacağım belki, dedi kendi kendine.

Acaba neyden dolayı ölmüşlerdi? Ölmeyi hak ediyorlar mıydı? Şu an neredeydiler? Umutlarına ve hayallerine ne olmuştu?

...Kim bilir. Doğan her canlı; ya bu dünyayı yarıda bırakacak, ya da bu dünyada var olmaya devam edecek fakat bir ruh olarak sonsuza dek bu dünyada kapana kısılacaktı. Cennete veya cehenneme gitme şansı asla olmayacaktı. Bu evrenin kuralları böyleydi.

Hatta bir tanesi şu an bu mezarlıkta. Jack'in buraya gelmesine sebep olan ruhlardan biriydi...

Yürürken, arkasındandan gelen bir şey işitti Jack. Yavaşça başını arkaya çevirdi. Çürümüş, simsiyah gözlü bir hayalet vardı.

"Jack, Jack, Jack... Yeniden karşılaştık." dedi ona hayalet.

Jack, ona cevap vermedi.

"O piç arkadaşların olmasaydı şu an burada olamayacaktın! Ben de ölmemiş olacaktım! Senin yüzünden sonsuza kadar bura-"

"Kimsin?" dedi Jack usulca.

Bu soru, hayaletin üstüne ağır bir taş düşürmüştü sanki. Garip bakışlarla Jack'e baktı,"Çok havalıca, aynen, aynen." dedi umursamaz bir şekilde. Jack'in kendisine olan bakışlarını görünce onun ciddi olduğunu anladı.

"Bir dakika, NEY!" dedi gözlerini fal taşı gibi açarak. "Nasıl unutursun!"

Jack, hayalete boş boş bakmaya devam etti.

"Zorban." dedi ve kollarını göğüsünde kavuşturdu. "Şimdi hatıladın mı?"

Jack, pek tepki vermedi. "Heee."

"Aynen, 'Heee' dersin öyle." dedi ve yukarı uçtu hayalet, "Seninle hayaletken savaşmam mümkün değil. O yüzden bi-" derken Jack, hayaleti kıskaçlarıyla kavradı ve onun vücudunu ele geçirdi. Hayalet bayılmıştı.

"Gerizekalı mıdır nedir..." diye söylendi Jack.

Bir hışırtı duydu Jack. Kulaklarını geriye atıp sesin nereden geldiğini kestirmeye çalıştı.
Arkasını döndüğünde, karanlığın içinden yaşlı bir adam çıktı. O kadar tuhaf görünüyordu ki, 'Adam' veya 'İnsan' olduğuna inanmak güçtü. Ona 'öcü' demek daha doğru olurdu.

 "Vee

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Vee... Sen nesin şimdi? Hayalete benzemiyorsun. Seni 'o' mu buraya çağırdı?"

Öcü, gülümsedi. "Ne kadar da zekisin." dedi. "Soruların güzel olduğuna göre bana vereceğin cevaplar da güzel olmalı... 'Jack the Ripper*' ismini duymuş muydun hiç?"

Jack, kaşlarını kaldırdı, 'Karındeşen Jack? Hm." gülümsedi. "O benim (!)"

"İlginç. Klonum olduğunu bilmiyordum." dedi öcü, gülümseyerek.

"Ne oldu? Tanrı sana bir ceza vermek amacıyla seni diriltti mi?"

"Yaklaştın... Çok azıcık da olsa." dedi, "Ölüm döşeğindeyken bir cadı ile karşılaştım. Benim üzerimde bir büyü yaptı ve beni bu hale getirip ömrümü uzattı, bir de beni güçlendirdi... O günden beri cadılara çalışıyorum."

Jack, yüzünü buruşturdu. "Görünüşünden memnunsun yani, heh?"

"Hayat kadınlarını korkutmak hoşuma gidiyor."

Kaşlarını kaldırdı Jack. "Alıp veremediğin ne peki?"

"Meh." diye söylendi Öcü. Değişik bir bıçak çıkardı. "Sanki sana söylerim de." dedi ve Jack'in üzerine fırladı.

Jack, sağa kayıp bıçak darbesinden kurtuldu. 'Karındeşen Jack' ile arasında mesafe oluşmalıydı ki onun ruhunu emebilsin.Taklalar atarak geri çekildi.

...Öcü kaybolmuştu.

Arkasından koşma sesi geliyordu. Jack, başını arkaya çevirdi, çevirdiği anda çenesinin altından bir bıçak savruldu. "Seni şanslı çocuk!" dedi ve bıçağını yukarıdan savurdu bu sefer. Jack, kıskaçının biriyle bıçağı onun elinden aldı, diğeri ile de öcüye saldırdı. Öcü eğilince kıskaç ağaca çarptı. Jack, öcünün bıçağını eline aldı ve diğer kıskacı ile de saldırdı bu sefer.

Öcü, yetenekliydi. Takla atarak Jack'den kaçtı. Hızlıca başka bir bıçak çıkartarak onun üzerine atıldı.

Jack, sağa kayarak bu saldırıyı atlattı. Karındeşen başka bir hamle daha yapacaktı ki, Jack görünmez oldu.

Öcü, deli gibi bıçağını sallıyordu. "Keşke zehirli arkadaşlarını da yanında getirseydin. Onların rahimlerini keserken ne keyif alırdım!"

Jack, kıskaçlarıyla öcüyü kavradı ve ruhunu emmeye başladı!

...Ya da başlayamadı. Öcünün ruhunu emmeye çalıştığında, simsiyah bir şey kıskaçlarının ucunu kaplamaya başladı. İğrenmiş bir ifade ile hızlıca kıskaçlarını çekti adamın vücudundan.

Öcü, psikopatca bir kahkaha attı. "Benim ruhumu alamazsın, 'Jack.'" dedi, "Kaybedeli çok oldu zaten."

Adam, Jack'e koca bir bıçak fırlattı. Jack (yine) görünmez oldu ve kıskaçlarıyla bıçağı havada yakaladı.
"Güzel manevra, çocuk."

Jack'in vücudu görünmez olmasına rağmen, elindeki bıçak görünüyordu. Öcü, sakince bıçağı takip ediyordu gözleriyle.

Öcünün refleksleri iyiydi. Bıçağı ona atmaya çalışırsa, adam hızlıca kapardı.

Öcünün eli, başka bir bıçak daha çıkarmak için bir yerlere gitti. 'Bir yerlere' ama adamın neresi nerede belli olmadığından...

"Ama sen hiç konuşmuyorsun ki, delikanlı. Olmaz böyle. Bölümü uzatmamız lazım."

O sırada Jack'in aklına bir fikir geldi. İşe yaracağı kesin değildi ama denemekten de zarar gelmezdi.

Bıçağı kaldırabildiği kadar havaya kaldırdı ve -bıçağın sapı yerde sekecek şekilde- fırlattı.

Öcü, böyle bir saldırı beklemiyordu. Adam daha olayı anlayamadan Jack, yukarı sıçradı ve bıçağı havada kaptı. Öcünün önüne düştü ve adamı sağ omzundan bıçakladı.

"AHGHHH!"

Jack, boş durmadı, adamın göğüsünden başlayıp karnına kadar devam eden bir bıçak darbesi daha indirdi.

Adam, dengesini kaybetti ve yerde kıvranmaya başladı.

Jack, kendinden emin bir ifadeyle, "Bu, öldürdüğün bütün kadınların intikamıdır!" dedi ve öcünün boğazını kesti.

Hopes N' Dreams / Umutlar ve HayallerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin