𝖩𝖺𝖼𝗄'𝗂𝗇 𝖻𝖺𝗄ış 𝖺çı𝗌ı:
Onun peşinden koşmak çok yorucu bir şeydi. Özellikle de benim gibi minik biriyseniz...
Rachel olmasaydı onu yakalayabilmemiz mümkün değil gibi görünüyordu.
"Nereye gidiyorsun!"
Rocky, hiç yapmayacağı bir şeyi yapıyordu. Bizi görmezden geliyordu.
Sağa doğru kayınca işler değişti. Rachel ile aralarında mesafe açılmıştı, ayrıca Rachel'ın koşacak enerjisi de kalmamıştı. Son bir defa kıskaçlarımla onu yakalamayı denedim, nafile. Gözden kayboldu kısa bir süre sonra.
...
Ayaklarımı hissetmiyorum."Eee," dedi Dorothy nefes nefese. "Ne yapacağız şimdi?" Rocky'nin gittiği tarafa doğru baktı endişeli bir yüz ifadesiyle.
"Bilmiyorum."
"Böyle şeylere sakince yaklaşırdı normalde..."
"Felix aynı şeyleri sürekli tekrar ettiğinden sinirlendi en sonunda."
"Aslında haklı da, ama söyledikleri... Ağzından çıkanları kendi kontrol etmiyordu."
Omuz silktim. "Öfkelendiği için."
Rachel, iç çekti.
Diğerleri de geliyordu şimdi.
"Gitti mi?" diye sordu Felix, mahcup bir şekilde.
"Maalesef."
Yol ayrımına baktı Felix. "Nereden?"
Wolfy, onu durdurdu. "Felix."
"Yemin ediyorum ki kovalamayacağım." dedi Felix sert bir ifadeyle. "Buradan mı gitti?"
İç çektim, "Evet."
Birkaç saniye boyunca o yola baktı.
"Geri gelecektir," dedi Rachel, "Bekleyelim."☆☆☆
"Ben acıktım." dedim ayağa kalkıp."Dolaşıp bir şeyler yiyeceğim."
"Sen doymuyorsun ki." dedi Carol.
Ona göz kırptım. "Öyledir. Gidiyorum, hadi."
"Görüşürüz." dedi Sophia. "Çok uzaklaşma."Birkaç tane çiğköfte alıp çıktım. Canım çiğköfte çekmişti, daha doyurucu bir şey de alabilirdim aslında. Ayıp olmasın diye 'birkaç' tane aldım, yoksa zengin edecektim adamı.
...Arkadaşlarıma da alsaydım keşke, tüh.
O sırada bir binanın tepesinde bir şey fark ettim... Birini daha doğrusu,
Rocky!
Düşünceli görünüyordu. Bacaklarını binadan aşağı sarkıtmıştı, hafifçe sallıyordu onları.
☆☆☆"Bö." dedim ona arkasından yanaşıp.
"Hmm?" arkasına baktı hızlıca.
Gözleri parladı, "Jack!" dedi neşeli bir şekilde. Ayağı kalkıp sarıldı bana. "Ben ergenin tekiyim, ufff..!"
"Hepimiz öyleyiz."
"Orası doğru da, çok dramatik davrandım. Bu kadar abartmamam gerekirdi. Kafama soka..."
"Hop, onu ancak ben yapabilirim."
Güldü, "Devam mı hala böyle şakalara?"
Ben de ona sarıldım... Ama... Boyum yetmiyordu. Kollarım kalçasına geliyordu.
"Hay aksi." diyip göz kırptım ona.
Sıkmaya başladı beni. "Çılgın çocuk." yanaklarımdan bir makas aldı ve sarılmaya devam ettik.
En sonunda bıraktık birbirimizi.
"Şehri gözetliyordum. Uzak olduğum için arayamadım da. Üzgünüm." dedi Rocky.
Gülümsedim, "Sorun değil."
Arkasına baktı, "Yeni bir şeyler ortaya çıkardım." bana döndü, "Neyse, sonra anlatırım. Bizimkilerin yanına gidelim çabuk.
"Felix'den özür dilemem gerekiyor." dedi ve beni kucaklayıp havalandı."Nereden gelmiştin?"
İşaret parmağımla geldiğim yönü gösterdim ona.
☆☆☆Hepsi bir yere yığılmış, sohbet ediyorlardı.
Carol, bid anda elini ağzına götürdü. "Biz yeni güçler bulmayı unuttuk!"
"Sen demeseydin benim de aklıma gelmemiş olacaktı." diye ekledi Wolfy."Selam, gençler."
Herkes bize dönüp baktı. "Rocky!" dedi Felix keyifle. Yavaşça gelip sarıldı Rocky'ye, "Özür dilerim."
Rocky de ona sarıldı. Sonra da bir elini Felix'in kısa, açık kahverengi saçlarında gezdirmeye başladı. "Ben de özür dilerim."
"Vee, öpüşün." diye anırdı Dorothy. "HAYDi!"...Ney?
NEY???Felix'in göz kapakları açıldı anında. "NE?!"
"Ne oldu, Jack-o?~" dedi çöpçatan Dorothy. Yüzümdeki ifadeyi fark etmiş olmalıydı.Onlara baktım; Rocky gülüyordu, Felix ise her zamanki gibi, kaşlarını çatmıştı.
"Ayy kıyamam! Sen kıskandın mııııı?" diye ekledi Dorothy.
"He." diye yanıtladım
"Ha." diye yanıtladı Dorothy de.
Rocky, Felix'i bıraktı ve lafa girdi, "Şehri gözetliyordum, o yüzden geç geldim yanınıza. Ve şu hastanenin yerini buldum, sanırım."
"Nerede?"
Rachel'ın kafası karışmıştı, "Cadıların hastanesi mi?"
"Evet, zengin ve soylu olanları oraya kaldırıyorlar."
"Nerede?"
Adresi söyledi. Tabii, bu sefer de başka bir soru vardı akıllarda:
"Ne yapacağız?"
"Onu da biliyorum, hiç dert etmeyin." dedi sıcak bir gülümsemeyle Rocky. "Şimdi, kanalizasyondaki işimiz bitmedi. Akşam gelen cadılar da var. Saat 7-8 gibi gelmeye başlıyorlarmış kanalizasyona."
"Eee," dedi Felix. "Ama kanalizasyon yıkıldı?"
"Biz de ondan faydalanacağız işte!" elini şıklattı Rocky. "Gerizekalı olabilirler, tabii bölgelerinde bir şeyler döndüğünü anlayamayacak kadar değil. Sanki arkadaşlarının değil de bizim başımıza bir şey gelmiş gibi davranacağız. Kan izleri gibi şeyler bırakarak. Salak oldukları için gerçeği anlayamayacaklar ve bizden kurtulduklarını zannedecekler. Biz de onları gafil avlayacağız. Ayrıca..." Rocky, kendinden emin bir yüz ifadesiyle kollarını göğüsünde kavuşturdu,
"Duyduğuma göre içlerinden biri vampirmiş. Görünce anlaşılır ama uzun, açık mor saçlı, 2 metre bir adammış."
"İyi güzel de," dedi ve gülümsedi Rachel, "Sen nasıl bu kadar çok şey biliyorsun?"
"Kuşlar söyledi!" dedi ve hoplaya zıplaya kanalizasyona gitti Rocky.☆☆☆
Telefonuma baktım, "Saat yaklaşıyor."
"Tamam, hazırlıklarımızı yapalım o zaman."
Hannah, Doroth'ye döndü, "Dorothy, birkaç tane klon gönder gitsin!"
"Tamam, komutanım!" dedi ve Hannah ile Sophia'nın klonlarını yaratıp içeri saldı Dorothy
"Kendi kanımdan vereyim vampir abimize" dedi Rocky. Koluna küçük bir çizik attı ve simsiyah bir sıvı -zehirli kanı- çıkmaya başladı.Etrafı daha ne kadar kötü gösterebiliyorsak gösterdik. Şimdi geriye kalan tek şey, akşam gelen cadalozları beklemekti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hopes N' Dreams / Umutlar ve Hayaller
Fantasy"Zehirliler." Adlarından da anlaşılacağı gibi, canlıları zehirleyerek öldürebilen, elementlere ayrılan, ilginç bir tür. Her elementin farklı bir gezegeni bulunmakta. Bu gezegenlerden biri de karanlık zehirlilerin gezegeni, Scorpia. Rocky; Scorpia'd...