Felix'in bakış açısı:
Aşağı inip dışarı çıktık.
Rocky, kollarını göğüsünde kavuşturdu. "Eveeet, anlat bakalım." dedi ve gözlerini kıstı.
Carol, boğazını temizledi. "Kaçırıldıktan sonra... Buraya getirildim. Bizi bir çeşit denek olarak kullandılar diyebilirim sanırım. Güçlerimi de bu şekilde kazandım." dedi, "Herkes, deli gibi kaçmaya çalışıyordu. Savaşabilecek bir duruma geldiğimizde, hücrelerimiziden kaçıp cadılara saldırdık. Hepsini öldürmüştük." gözlerini kırptı. "Sonra, kaçabilecek olanlar kaçtı. Benim gibi, gidecek bir yeri olmayanlar ise kaldı."
İkisi de farklı renkte olan gözleriyle Rocky'ye baktı hüzünlü bir şekilde "Seni çok aradım."
"Farkındayım." dedi Rocky, yere bakarak. Gülümsedi ve yine ona sarıldı.
"Ahh..." diye mırıldandı Carol. Kuzenini daha sıkı sıkmaya başlayınca Rocky'den hafif bir inilti çıktı.
"İyi misin?" diyerek çekildi Carol. Kollarının kuvvetli olduğunu unutup Rocky'yi fazla sıkmıştı.
Rocky kulaklarını aşağı indirdi. "Ehh, sorun yok..." dedi ve ensesini kaşıdı hafifçe. "Sadece biraz fazla kaslısın..."
O sırada ansızın Jack'in karnı guruldadı ve ortamdaki bütün hüzün bir anda yok oldu. Keskin bakışlarla ona doğru baktım.
Kulaklarını aşağı indirdi. "Açım..."
Ne zaman aç değildin ki? Gözlerimi devirdim.
"Yanımda sizin yiyebileceğiniz bir şey yok," dedi Carol. "Üzgünüm."
Jack, yan gözle ona baktı. "Ben her şeyi yerim."
Carol; küçük, tüpe benzeyen bir şey çıkardı. "Al o zaman."
"Asit mi bu?"
Carol geniş bir şekilde gülümsedi. "Kezzap."
Jack, ona sinirlenmiş olacak ki bir süre boş boş Carol'un elindeki tüpe baktı. Carol'un onunla dalga geçtiğini zannetmişti.
Ya da zannetmemişti. Çünkü bir anda Carol'un eline atladı!
"Jack!" dedim ve havada yakaladım onu. Bu çocuk cidden bir çocuk gibiydi...
Homurdanarak karşı gelmeye çalıştı ancak başarısız oldu. "Of." dedi üzgün üzgün.
"Şimdi, takım olmak için el ele tutuşmamız falan mı gerekiyor?"
"Filmlerde hep öyle olur."
"İyi."
Sol elimle Wolfy'yi, sağ elimle de Carol'u tutacaktım ki Jack, gelip sıkıca kavradı sağ elimi. Diğer eliyle de Rocky'yi tutuyordu. Ahh...Bir süre sonra, kıvılcımlar çıkmaya başladı.
Sanki yeniden doğmuş gibi hissettim.
"Oldu! Gerçekten oldu!"
Omzumu tuttu Wolfy. "Haydi, zaman kaybetmeden güçlerimizi birleştirelim."
Rocky, bana ve Jack'e baktı. "İlk önce siz. El ele tutuşun bakayım!"
Sırıtmakla meşgul olan Jack'e ters ters baktım ve küçük, beyaz elini tuttum.Sanki bir şey hafiflemişti vücudumda.
Jack, elini Rocky'nin siyah kanatlarında gezdirdi.
Zaman geçti,
Geçti,
Geçti...
Çok uzun sürüyordu bu.
Jack, tam elini çekiyordu ki Rocky, onu durdurdu. "Olacak. Devam et."
Öyle yaptı Jack.
Bir süre sonra, siyahlıklar çıkmaya başladı Rocky'nin kanatlarında. Kanatlarındaki delikler, birer birer yok oluyordu. Bu... Müthişti. Hepimiz hayranlıkla bakakaldık.
"Vay!" dedi Wolfy. Kaşlarını kaldırdı, "Fakat, uçmayı hatırlıyor musun?"
"Uçabilmem biraz zaman alacak." dedi Rocky, yere bakarak.
Wolfy'ye döndü. "Onu unutmayın."
"Ah, doğru."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hopes N' Dreams / Umutlar ve Hayaller
Fantezie"Zehirliler." Adlarından da anlaşılacağı gibi, canlıları zehirleyerek öldürebilen, elementlere ayrılan, ilginç bir tür. Her elementin farklı bir gezegeni bulunmakta. Bu gezegenlerden biri de karanlık zehirlilerin gezegeni, Scorpia. Rocky; Scorpia'd...