28: Galip

1K 71 2
                                    

Bu halde basılmak istemediğimize karar vermiştik ve takımın yanına gitmiştik. "Oha ama. Naptın kızım içerde bir çanta alacaksın sadec-"

Yanımda duran Arda'yı görmesiyle İrfan(E) abi susmuştu. Mert abi ve İrfan abi tabii ki kendilerini tutmaya tenezzül bile etmeyip basmışlardı kahkahayı. Ben onlara bir basacaktım şimdi de, neyse.

Volkan abimin ters bakışlarına maruz kalan Arda'ya acıyordum. Neyse, en azından çocuğun can güvenliğini garantiye aldık. Buna şükredelim.

İrfan(E) abinin mükemmel pot kırmasıyla birlikte ortamda sessizlik oluşmuştu. Gökhan abim her zamanki gibi beni kurtarma uğraşları içerisindeydi. "Delilere bak. Dışarıda başkan bekliyor hadisenize."

Başkan derken Aziz başkandan bahsediyordu tabii. Ali Koç şu an Türkiye'deydi. Zaten o burada olsaydı Aziz Yıldırım burada olmazdı.

Onunla çok konuşma şansım olmamıştı. Bilirsiniz işte, galibiyet sonrası saha içinde kutlamalar falan derken zaman olmamıştı. Ama her ne kadar geri plana atmaya çalışsam da kafamda dönen çok fazla soru vardı.

Bunları henüz Volkan abimle de konuşmamıştım. Belki de anın güzelliğini bozmak istememiştik hiç birimiz. Ama bu konuşma eninde sonunda gerçekleşecekti.

Yine de bu gece olmasını istemiyordum. Alex buradaydı. Onunla vakit geçirmek istiyordum. Arda'nın Alex hayranı olduğunu biliyorsunuzdur herhalde. Bu onun için de çok güzel olacaktı.

Hep birlikte dışarı çıktık ve bizi bekleyen Aziz başkan, Alex, Carlos ve Logano'nun yanına gittik.

"Ulan hayırsızlar, donduk burda nerdesiniz?" Babam bunları derken ellerini ısıtmaya çalışıyordu. Kıyamam, gerçekten hava buz kesmişti. "Lan size adamları bir kere transfer etmemiş gibi bir kere daha getiriyorum, siz bizi böyle bekletiyorsunuz dangalaklar."

Saygıdan eğilen başlar gülmeye başlamıştı. "Affet be başkanım, büyüksünüz" dedi Mert abi gülmesinin arasında. "Sizin kızı bekledik valla" dedi İrfan(E) abi beni satarak. Bugün fazla olmuyor musun be Volkancan bey?

"Naptı gene zibidi" dedi babam bana bakarar. Ayıp oluyor ama.

"Yok bir şey ya hadi üşüdüm binelim şu otobüse" dedim İrfan abime gözlerimi belerterek. Hepsinin götü donduğu için kabul ettiler.

Normalde takım otobüsüne biner binmez başlardık marşlar söylemeye, kutlama yapmaya. Bilirsiniz bizim takımı. Yerlerine oturmazlar şimdi.

Ama öyle olmamıştı bu sefer. Herkes bir Arda'ya, bir de Volkan abiye bakıyordu.

Bu duruma şaşıran babam bana "Noldu bunlara? Ne yaptı Arda da bizimkini sinirlendirdi?" diye sordu. Şimdi ben ne diyeyim ki sana?

"Halledeceğim" dedim sadece. Sonra aklıma gelen ilk şeyi yaptım. En sevdiğim Fenerbahçe bestesini söylemeye başladım. Buna Volkan abim bile karşı koyamazdı.

"Bir seni sevmişim yalan dünyada"

Hepsinin yüzünde aynı gülümseme vardı. Yabancı oyuncular dahil herkes bilirdi bu besteyi.

Kaldığım yerden hep bir ağızdan devam ettirdiler.

"Döktüğüm gözyaşı uğruna feda"

İşe yaramıştı işte. Bana gururla bakan babam da söylüyordu besteyi. Kendi kısımlarını söyledikten sonra tekrar bana bıraktılar.

"En güzel aşkları yaşadım ama"

Volkan abim ortamı yumuşatmaya çalıştığımı anlamıştı. Ve buna bir şey dememişti. O da söylüyordu.

Rüzgâr'ın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin