44: Yıldırım

606 60 86
                                    

Ağır ve zorlu antrenman sonunda çim sahaya yığılıp kalmıştım. Bana su vermesi için dilendiğim Kent bir hareket çekip yanıma yığılmıştı. Džeko ise gerçek bir kaptan olarak bize kıyamayıp su vermişti.

"Farkında mısın bilmiyorum ama bir haftadır beni yiyorsun" diye söylendi Kent yarını yokmuş gibi suyu diktikten sonra. "Kafan mı güzel Kent? Ne yemesi?"

Konuştu Flash Tv oyuncusu Rüzgâr. Kent bir haftadır, yani Beşiktaş maçından beri Arda'yla olan ilişkimi sorguluyordu.

"Ayrılmadınız, ama onunla eskisi gibi değilsin. Sadece rol yapmaya çalışıyorsun. Sen böyle bir insan değilsin Rüzgâr. Bir şeye kırıldıysan yüzüne söylersin. Olmamış gibi davranamazsın. Ne oluyor sana? Anormal bir şey var ama söylememek için inat ediyorsun resmen."

Gına gelmişti. Onu daha fazla tutamıyordum. Kabir sorgusu gibiydi mübarek. "Bu akşam maç var Kent. Şu anlık gizli kalması gerekiyor. Sadece maça odaklanalım."

"Bu ilişkinin mucidiyim ulan ben" diye bir çıkış yaptı. "İlk öğrenen olmazsam bütün arkadaşlığımız biter ona göre!"

Gözlerimi devirdim. "Sen sadece ortaya kaos atan kişiydin, kabullen artık. Yoksa seni olmayan şeyleri görüyor olman sebebiyle hastaneye tıkacaklar yakında."

İtiraz etti. "Kaos olmadan aşk olmaz, asıl sen bunu kabullen. Tecrübe konuşuyor burada." Onu daha fazla dinlememeye karar verip ayağa kalktım. Ama benimle birlikte onun da kalkmasıyla bunu başaramadığımı anladım.

"Eğer gerçekten istemiyorsan bunu devam ettirme Rüzgâr. Aynı takımda oynuyor olmanız önemli değil, ikiniz de profesyonelsiniz. Kendine acı çektirme. Kendimi affetmem çünkü."

Bu takıma ilk geldiğim zaman Kent'in bana karşı bu kadar iyi niyetli olabileceği aklımın ucundan bile geçmezdi. Şimdiyse onunla bu konuşmayı yapıyorduk.

Ona dönüp sıkıca sarıldım. Şaşırmış şekilde karşılık verdi. "Teşekkür ederim Ryan Kent" dedim içtenlikle. "Hayatıma girdiğin için teşekkür ederim. Aramızdaki ilişki pek soft olmayabilir. Hatta muhtemelen bu sözleri benden bir daha duyamayacaksın. Ama sana gerçekten değer veriyorum abi. İyi ki varsın."

Kendimden beklenmeyen hareketlerdi bunlar. Ben de kendime şaşırıyordum. Ben bile çözemiyorken kendimi galiba onun çözmesini beklemek haksızlıktı.

Kent hayatımda gördüğüm en berbat sarılma eğilimini gösteriyordu. O da pek alışık değildi tabii. "Yapma şunu" diye söylendi. "Sen anca benim zorbaladığım küçük kardeşim olabilirsin Rüzgâr. Bu ilişkide duyguya yer yok kardeşim."

İster istemez gülerek Kent'ten ayrıldım ve yoluma baktım. Tabii Fenerbahçe tesislerinde karşımda bir Aziz Yıldırım bulmayı beklemiyordum.

"Ben sizi yalnız bırakayım" dedi Kent babamla olan yaklaşık iki dakikalık bakışma sürecinin ardından. O gittikten sonra ben de babamın yanına gittim. "Bir şey mi oldu" diye sordum endişeyle. Çünkü o Ali Koç başkan olduğundan beri sadece bir kere gelmişti buraya. Onun sebebi de benim şikeci diye suçlanmamdı.

Babam karşımda beklemediğim şekilde kahkaha attı. "İlla bir şey mi olması gerekiyor canım? Canım istedi geldim işte. Hem sen ne hayırsız bir evlat olmuşsun be! Selam sabah yok, gelmiş ne oldu diye soruyor!"

Olayın anormalliğini çaktırmamaya çalışarak ona hoşgeldin seromonisi adı altında sarıldım. Keyfi yerinde gibiydi. Neyse ki meraklı bakışlarımı daha fazla cevapsız bırakmadı.

Rüzgâr'ın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin