@ fenerimmm.1907: Daha dün kıza nefret kusuyordunuz hani noldu? Gelip golünü atınca sustunuz kaldınız.
↪️@ tadićć: Susmayacaklar da napacaklar?@ kanaryamm: Valla kızı çok tebrik ettim. Koca camianın ağzının payını verdi
@ rüzgârhayatımolmus: Valla özür dileriz reis. Harbiden ayıp ettik bu sefer. Sen bizi affet, biz seni omuzlarımızda taşıyalım
@ rüzgârlarkapatilsin: Abi ne dönekmişsiniz siz de. Bir gol attı diye gelip şu saçmalığı mı savunacaksınız gerçekten?
↪️ @ barwnnn: Kız sezonu kurtardı farkında mısın? O golü atmasaydı gidiyordu liderlik. Gerçi senin gibi yeniliğe bu kadar karşı taraftarlarımız varken şampiyonluk zor
↪️ @ rüzgârlarkapatilsin: Aga iki günde avukatı mı oldunuz onun? Ayrıca bu değişiklik değil. Bu saçmalık
↪️ @ barwnnn: Valla siz ne derseniz deyin. Bu kız bizi şampiyon yapacak. Hem gol sevincinde yaptığı hareketle senin gibileri takmadığını gayet belli etti bence.-
İsmail hocanın ısınmamı söylediği an ben omzumu unutmuştum bile. Bacağıma gelen tekme üzerine yere düşene kadar da hatırlamamıştım. Koluma baktığımda zaten mor olan omzumun darbenin üzerine patladığını gördüm. Takımdakiler bir sorun olduğunu fark edip yanıma koşmuşlardı. Kan aktığını gördüğü halde bana gülen adamı fark ettim. Bu o adamdı. Faulü yapan adam. Golümün öncesinde çalım attığım kişinin o olduğunu fark ettim. Takımdakiler onun üzerine yürümüştü. Aynı zamanda tribünden sinir dolu sesler yükseliyordu. Hakem penaltı kararını açıklamıştı.
Sağlık ekipleri koluma bakarken takımlar arasındaki tartışma hala devam ediyordu. Dakika 88 'di ve ekipler maça devam etmemi istemediklerini söylemişlerdi. Tahminime göre en fazla 5 dakika uzatma verirlerdi. İsmail hocanın da yandan müdahalesi ile oyundan çıkmayı kabul etmiştim.
Hakem hala tartışan oyunculara doğru yürümeye başlamıştı. Ben de sinirliydim. Fakat oyunu düşünmek zorundaydık. Hakemden önce yanlarına koştum. Tadić beni anlardı. O kaptandı ve mantıklı davranırdı. Fakat baktığımda bana faul yapan adamla kafa kafaya olan oydu. Penaltıyı kullanamadan kırmızı kart yemesi düşünülemezdi.
Adam onu kışkırtıyordu. "Fenerbahçe'liler işte. Aynısınız hepiniz. Tek bildiğiniz kavga edip ortalığı karıştırmak. Oyuncu diye aldığınız küçük bir çocuğu koruyorsunuz önümde" demesiyle daha da sinirleniyordum. Fakat şu an profesyonel olmak zorundaydık.
Yanına gidip sağlam olan omzumun eliyle kolunu tuttum. "Sırası değil abi! Oyuna odaklanmamız gerek. Penaltı kazandık. Şu an çıkamazsın." Bu dediklerimden sonra derin bir nefes almıştı. Kendini sakinleştirmeye çalışarak adamdan ayrıldı. Haklı olduğumu anlatan sesler çıktı takımdan. Ve hakem daha yanımıza gelmeden olay bitmiş oldu.
Tadić son kere adama baktı. "Kaybederek ödeyeceksiniz bunu" dedi. Sonra bana döndü. Ona gülümsedim. "İşte buna hayır demem" dedim ve o da güldü.
Kenara geldiğimde oyun tekrardan başladı. Tadić penaltıyı kullanmak için geriledi. Koşup topa vurduğunda top fileleri havalandırmıştı. Kolumun acısını unutup ayağa fırladım. Tadić eliyle beni gösterdi. Dudak hareketlerinden "senin için" dediğini anlayabilmiştim. Ayağa kalkan tribünler Tadić on Fire söylüyorlardı. Tribünlere eşlik ettim.
Son düdük çaldı. O anki atmosferi unutamıyordum. Tıpkı çocukluğumdaki gibiydi. Kazandığımız bir maç sonrası koşarak Alex'e sarılmam gibiydi. Volkan abinin beni kucağına alıp tribünlere doğru kaldırması gibiydi. Meireles'in maç sonrası röportajda bana bozuk türkçesiyle velet demesi gibiydi. Kuyt'ın beni omzuna alıp sahada öyle dolaşması gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüzgâr'ın Kızı
Fiksi PenggemarYeşil sahanın üzerindeyken top ayağıma geldiğinde tribünlerdeki ses yükselmişti. Fenerbahçe taraftarı hep bir ağızdan iki kelime söylüyorlardı sadece. "Rüzgâr'ın kızı".