30: Senden Daha Güzel

847 68 5
                                    

"Tebrik ederim Rüzgâr, çok iyiydin. Beni pişman etmedin. Bu kararı verdiğim için bir kere daha mutlu ettin beni." Ali Koç bizi karşılamaya gelmişti. Şimdi ise ona çok çaktırmamaya çalışarak İrfan(E) abiyi otobüsün en arka koltuğuna yatırmıştık. Otobüs hepimizi teker teker evimize bırakacaktı.

"Teşekkür ederim başkanım."

Babam sadece camdan dışarı bakıyordu. Arda olayını bile unutmuştu. Bu otobüsten bir an önce kurtulmak ister gibiydi sadece.

İrfan(E) abinin evine yaklaştıkça içimdeki stres büyüyordu. Ne diyecektik şimdi? Pardon, biz Volkan abiyi uyutmaya çalışırken yanlışlıkla İrfan abiyi uyuttuk da. Onu evine taşıyabilir miyiz mi diyecektik.

Anlaşılan bu iş de bana düşecekti.

Eve gelmiştik. Ali Koç arka kotluklarda İrfan abiyi aramaya başlamıştı. "Kent" diye bağırmamla birlikte bana döndü. Ben de Mert abi ve İrfan abiye gizliden bir işaret verdim.

"Uçağın etkisi hala devam ediyor galiba. İyi misin abi?"

Szymanski'yle uğraşan Kent birden kendini koltuğa attı. "Galiba kusacağım."

"Yapabileceğimiz bir şey var mı" diye sordu Ali Koç. Ama Kent o sıra kendi kendine savaş vermekle meşguldü. Daha doğrusu rol yapmakla.

"Başkanım ölüyorum!"

Ali Koç böyle bir tepkiyi beklemiyordu. Birden telaşlanmıştı. Adamın aklına nereden gelsin koskoca herifin hasta numarası yapacağı?

"Başkanım çok kötüyüm başkanım, çıkamayacağım maça."

"Oğlum daha yeni geldiniz ya maçtan. Az yavaş ol maç zamanı gelince bakarız." Kent'i sakinleştirmeye çalışan Ali başkan gerçekten korkmuş gibiydi.

Babam ise o sırada gülüyordu. Anlamıştı tabii kestiğimiz rolü. Yıllarca uğraşmıştı bizimle. Nasıl anlamayabilirdi ki?

Mert ve İrfan abinin sessizce otobüse bindiğini görmüştüm. "Kent, Londra soğuk geldi herhalde abi. Üşütmüş olmalısın, yarına geçer."

"Adamın hali ortada, geçecek gibi değil" bir doktor edasıyla Kent'i inceleyen Ali Koç önemli bir iş üzerinde gibiydi.

"Yok başkanım, ben bir ayvadene kaynatayım geçer."

Kent'in son dediğiyle basmıştım kahkahayı. Bu yabancı oyuncuların bizden daha türk olması halis miydi?

Babam bana bir şey diyecek olmuştu. Malesef ki ne olduğunu tahmin edebiliyordum. Keşke edemeseydim ama biliyordum. Yine de sustu. Bu geceyi bozmak istemiyordu. Bu geceyi bozmak ben de istemiyordum.

-

"Hepsi senin yüzünden"

"Ben ne yaptım be? Sen değil miydin ayvadene diye tutturan. Hayır yani ne diye abartıyorsun? Ben sana ayvadene kaynatmak zorunda mıyım be!"

Şu an ne mi yapıyorduk? Kent rol işini abarttığı ve kendisinin sevgilisini tekrardan takipten çıkartması sebebiyle ona bakacak birisi bulunmadığı için onun evinde zorla ben de indirilmiştim.

"Sana da yaranılmıyor. Rol yap dedin yaptık lan işte."

"Tamam Kent, benim çok fena uykum var uyuyacağım."

Bana çocukça dil çıkarttı ve üzerime bir battaniye fırlattı.

"Üşütme, ben sana ayvadene yapmak için evine gelemem."

Rüzgâr'ın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin