Bölüm 1

123 4 52
                                    

Karanlıktan her zaman korkmuşumdur. Sanki bir anda odamda korkunç bir şey belirecek gibi gelir. Hele burada... Bu duyguyu abartacak kadar çok yaşıyorum. Burası Muter Gale. Geceleri bir kütüphane kadar sakin, gündüzleri ise bir o kadar hareketli. Kasabanın bu kısmı genellikle sessizdir. Sadece bazen çok uzaktan rüzgarla gelen müziğin uğultularını duyabilirsin. Müziğin olduğu yere ben de gitmek isterdim ama suç benim değil. George'un. Amcam George kuzenimin eğlenmesini istemediğinden kasabanın yaşlılarının bulunduğu bir yerden ev almış. O, gerçekten acımasız biri. Bazen onun, kalbinin olmadığını düşünüyorum... Gençlerin durduğu asıl yerse kasabanın diğer yarısında yani okulun ilerisinde. Aslında bu kasaba iki ayrı şehir gibi. Ben bile bu kadar farklı olmalarına şaşırıyorum. Bu arada evet. Kuzenimle yaşıyorum... Rick. O, benim için her şey. Kuzenim daima komik, sempatik ve arkadaşçıl birisidir. Aslında onun gibi biri olmak isterdim. Sorunlarını içinde yaşadığını bilmiyor olsaydım...

"Bunları bana niçin anlatıyorsun? Bunları zaten biliyorum." dediğini duyar gibiyim. Evet bunları bildiğini biliyorum. Sadece unutmuş olabileceğini düşündüm ya da ne bileyim... Mesajlarıma dönmeyişinin mantıklı bir açıklaması olmalı değil mi? Bulunduğun yerde elektrikler falan kesilmiştir. Yani iki ay boyunca... Bak, belki farkında bile değilsindir ama gerçekten endişeliyim ve... Seni özledim. Gerçek Arkadaşım'ı özledim. En azından mesajlarıma geri dönersen sevinirim.

Alexandra Blackand

Aynanın karşısında uzun, elektriklenmeye meyilli saçlarımı düzelttikten sonra gıcırdayan merdivenlerden hızla aşağı indim. Rick, kapıda beni bekliyordu. Sempatik suratında nadiren gördüğüm o kızgın bakışı attıktan sonra dış kapıyı sertçe açıp dışarı çıktı. Kapıyı çekip onun arkasından koşuşturmaya başladım.

"Rick, beni bekler misin?"

Kısa bacaklarına rağmen o kadar hızlı gidiyordu ki ondan uzun bacakları olan ben, ona yetişemiyordum. Sonunda yetiştiğimde bağırdım.

"Hey!Neden böyle yapıyorsun?"

Bir anda durdu. Çatık kaşlarıyla aynı babasına benziyordu. Eğer şu an aynada kendini görebilseydi kaşlarını çatmak yerine yüzünü buruşturabilirdi.

"Yine Jason'a mesaj attın değil mi?Alex, kabullen artık; o gitti ve mesajların onun umrunda bile değil!"

Kafasını iki yana savurdu. Gerçekleri bu kadar acımasız bir şekilde yüzüme söylediğine o da inanamıyordu. Yine de ağır sözlerini yutmamı bekledikten sonra sert surat ifadesinden ödün vermeden konuşmaya devam etti.

"Alex, bak bu basketbol takımına girmem için son şansım. Takımın notlar ve devamsızlık konusundaki ciddiyetini sen de biliyorsun. Okula geç kalamam, kalmamalıyım yoksa yarım gün de olsa devamsız sayılırım. Bu yüzden beni bir hiç için bekletme!"

En yakın arkadaşıma "bir hiç" demesiyle daha fazla dayanamayıp derin bir nefes alarak göğsümü dikleştirdim. En az onun kadar kararlı ve sinirli görünmeliydim.

"Okula gitmek için bana ihtiyacın yok, Rick!"

Üstümde kurduğu baskıdan dolayı güçlü çıkmayacağını düşündüğüm sesim tahminimden oldukça yüksek çıkmıştı.Sertti, netti, kararlıydı.O ise bana aldırış etmeden tüm öfkesiyle hızlı bir şekilde yürümeye devam etti. Peşine takıldım. Beyaz, spor gömleğimin kolunu sıyırıp kolumdaki saate baktım.

"Tamam. Hâlâ on dakikamız var, henüz gecikmedik. Zaten birkaç dakikaya orada oluruz."

Yüzünün ifadesinde hiçbir değişiklik yoktu. Okula yetişme stresinden olsa gerek kısa, benimkinden daha koyu tonlardaki kahve saçlarından ensesine doğru ter damlaları iniyordu. Soluğu azgın bir boğa gibiydi. Hızlı yürümesinin verdiği rüzgarda uçuşan kot ceketi ve asık suratıyla ise tam bir Blackand tavrı sergiliyordu. Daha sonra bu fikrim değişti. Sonuçta o sadece disiplinle yaşamak zorunda olan; baskıcı ailesinden kurtulmak için benimle eve çıkmayı kabullenen, son şansını takımda arayan bir lise öğrencisiydi. Okula yaklaşmıştık. Rick yüzüme bakmadan "Ben gidiyorum." anlamında bir işaret yaptı ve koşmaya başladı.

VAZGEÇİLMEZ - Bir Muter Gale EfsanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin