Bölüm 32

2 0 0
                                    

Babamı iyi olduğuma ikna ettikten hemen sonra Killer'ı babamı ve sonradan aramıza katılan Melissa'yı Aner nehrini korumak üzere orada bırakmıştık. "-mıştık" diyorum, çünkü iyi olduğuma ikna olmayan nadir insanlardan Darren onlara orayı emanet etmişti ve benimle gelmek istemişti.Benimse ona söyleyebileceğim tek şey... "Yaşasın!"dı.Kendimi söylediğimin aksine berbat hissediyordum.Nasıl iyi olabilirdim ki?Ölüm gibi bir tecrübe yaşamışken... Yine de Darren'ın yanında olmak bana iyi gelmişti.Yol boyunca uzun uzun bana baktığını bilmek kendimi iyi hissettirmişti. Kokusunu almak, elini tutmak...Nasıl iyi olabilirdim ki?dedim ya!Galiba bu şekilde bir anlığına, öldüğümü unutup iyi olabiliyordum. Onun yanımda olması benim için büyük bir şans gibiydi.Yürürken uzun zamandır yapmadığım şeyi yapmaya, soru sormaya başladım.

"Killer beni Aner nehrinden kurtarmış.Babam onun canının neden yanmadığını merak etmedi mi?"

Dalgın ve yorgun bir ifadeyle karşısına baktı.Sonrasında sorumu önemsiz bir şeymişçesine cevapladı.

"O sırada senin yaşaman için dua etmekle meşguldü.Ama eminim en kısa zamanda bunu soracaktır.İyi bir yalan bulmamız gerekiyor."

Kaşlarımı çattım.Demek ki bir şeylerin yalan olduğunu düşünmekte haklıydım.

"Aslında bunu ben de sana soracaktım.Neden Killer'ın canı yanmadı da seninki oldukça acılı bir şekilde yandı?"

Darren gözlerini kıstı.

"Mute bir cadı.Üstümde büyülerini denediğinden şüphem yok."

Başımı iki yana salladım.

"Evet, güzel bir yalan buldun." dedim "yalan" kısmına vurgu yaparak.Bunu yaptığımda gözlerini yanlara kaçırdı.Yalan söylediğini anlamak için psişik olmaya ihtiyacım yoktu.Neden onun için gerçeği söylemek bu kadar zordu?

"Bana gerçekleri söylemediğini düşünüyorum."

Olduğu yerde durdu.

"Ne söylememi bekliyorsun, Alex?"

"Sadece, gerçeği." dedim.Bunu fısıldayarak söylemiştim.O da istemsiz, sesini alçalttı.

"Az önce birkaç dakikalığına öldün ve sen bana nasıl olduğumu sormak yerine yalan söyleyip söylemediğimi soruyorsun."

Elleriyle yüzünü kapatıp derin nefesler alıp verdi.Ani tepkisi karşısında şaşırmış olsam da sonradan bu tavrımın saçma olduğu düşüncesine kapıldım.Ölümü yaşamanın benim için kötü bir tecrübe olduğu kadar diğerleri için de kötü bir tecrübe olduğunu her seferinde hatırlamalıydım.Yanına gidip kollarını tuttum.Ellerini indirip yüzünü görmeye çalıştım. Oldukça üzgün görünüyordu.Elimden geldiğince muzip görünmeyi denedim.

"Nasıl hissettin?Yani, benim olmadığım bir dünya nasıldı?"

Yüzündeki ciddiyeti sorum bozmuştu.Üzgün bakışlarının yerini aşık bir adama ait bakışlar aldı.

"Sensizlik...Düşüncesi bile berbattı.Öyle bir dünya istemiyorum."

Yüzüme intikamcı bir gülümseme yerleştirdiğimden aklımdan geçenleri anlamıştı.Konuyu uzatmamam için kolumdan çekiştirip yürümeye devam etmemizi sağladı.Bunu yaparken az önce gülüşüme neden olan sözleri sesli bir şekilde söylemeyi ihmal etmiyordum.

"Demek istemeden, olaya benim gözümden baktın.Empati yaptın.İnsanın sevdiğini kaybetme fikri can acıtıyormuş değil mi?Belirsizlik can sıkıyormuş, onun olmadığı bir dünya düşünmek berbat..."

Omzuyla koluma çarptı.Bunu beni susturmak için yapmış olsa da aşırıya kaçmıştı.Kendimi bir anda yerde bulmuştum.Şaşkınca bana bakıyordu.Sonunda ayağa kalktığımda üstümü silkeledim.Bunu yaparken mavi kotumda oluşan kırmızılığı fark etmiştim.Elime baktım.Yere düştüğümde küçük çakıl taşı parmağımı kesmişti.Darren'ı daha fazla üzmek istemediğimden kanı refleksle dudaklarıma götürdüm.Ağzımda oluşan metalik tat midemi bulandırmıştı. Valeria, bu şeyi nasıl içiyordu böyle? Darren yüzümdeki ekşimeyi görüp özür dilemeye başladığında gözlerimi devirdim.

VAZGEÇİLMEZ - Bir Muter Gale EfsanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin