Bölüm 7

77 4 23
                                    

Küçük kulübeye gitmiştim.James Kaneron bahçede duruyordu.Bana seslendi.

"Ah, Alexandra.Benim torunumun en yakın arkadaşı..."

"Merhaba Bay Kaneron."

Yanına yaklaştığımda sitem etti.

"Bana taşınırken yardım edeceğinizi sanıyordum."

Kırlaşmış saçlarının içindeki fil hafızasını unutmuştum.James Kaneron fil hafızalının tekidir. Bunu sakın unutma, Alex!

"Evet, bu sorun şeyden kaynaklı...Şeyden...Jason..."

Kekelemem onun dikkatini çekmişti.Belini tutarak dikleşmeye çalıştı.

"Ne olmuş ona?Hasta falan mı?"

"Yazın kuzeninin yanına gitti.Haber bile vermedi..." dedim onu şikayet eder gibi.

"Jason'ın kuzeni mi?"

Bay Kaneron kırlaşmış seyrek kaşlarını çatmış, bana bakıyordu.

"Evet Bay Kaneron.Niçin şaşırdınız?"

Ağzında bir şeyler geveledi, biraz homurdandı.Çelimsiz, yaşlı vücudunu bana doğru çevirdi. Bembeyaz teni yerini pembeliklere bırakmıştı.

"İyi misiniz?"

"Şey...Elbette iyiyim.Sadece torunumu hatırlayamadım da..."

"Valeria.Onu mu tanımadınız?"

Mimiklerini toparladı. İfadesiz bir biçimde konuşmaya başladı.

"Valeria.Evet, onu unuttum.Sen niçin gelmiştin?"

Niçin geldiğimi hatırlayıp çantamda sakladığım fotoğrafı ortaya çıkardım.

"Aaa, evet.Bir fotoğraf hakkında...İşte burada."

Bay Kaneron'a yaklaştım.Elimdeki siyah beyaz fotoğrafı gösterdim.Göz ucuyla biraz inceledikten sonra sordu.

"Evet, ne olmuş ona?"

Parmağımı uzatıp gösterdim.

"Şuradaki büyük babam ve şuradaki de sizsiniz.Sadece şu ortadakini tanıyamadım.Darren Kaneron.O kim?"

"Kaneronlar iki kola ayrılır.Onlar ve biz.Darren Kaneron uzaktan akrabamızdı."

"Kaneronların bu kadar çok olduğunu bilmiyordum.Jason onlardan bahsetmemişti."

"Evet.Bunu ona sormalısın.Şimdi bu yaşlı adamı rahatsız etmeden önce...Git!"

Bunları söylerken en baştaki tatlı büyükbabadan çok bahçesinden elma çalan çocukları kovalayan huysuz bir ihtiyar gibiydi .Elindekileri bırakıp benim gidip gitmediğime bakmadan hiçbir şey olmamış gibi içeri geçti.Ben ise fotoğrafla baş başa kalmıştım.Sinirle söylendim.

"Bu Kaneronların nesi var böyle?"

***

Eve geldiğimde kapıyı yavaşça kapattım.İçeriden Melissa'nın sesi geliyordu.Oda kapısına sessizce yaklaştım ve dinlemeye başladım.

"Benden vazgeçmeyeceksin öyle mi?Sana nasıl güvenebilirim?Üstelik bana güvenmeyi denememişken!"

"Üzgünüm Melissa.Sana güvenmemekle aptallık ettim.Ama o Nickol..."

Gelen ses Bay Martin'e aitti. Melissa Bay Martin'in sözünü kesti.

"Ona Nick de!Normal ismini duymaktan hoşlanmaz da..."

Melissa sahte bir gülüş sesi yapmıştı.

"Tamam.Şu Nick denen adam gerçekten sinir bozucu.Senin yanına nasıl yaklaşabilir ki?Aklıma ilk gelen şey..."

VAZGEÇİLMEZ - Bir Muter Gale EfsanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin