Bölüm 20

25 2 1
                                    

Günümün bir kısmını kütüphanede uyuyarak kalanında ise mağazalarda aylak aylak dolaşarak ve Muter Gale içinde uçtan uca üç tur atarak harcamıştım.Günü bitirip geceye geldiğimizde ise gidebileceğim tek yer gözümün önünde duruyordu.Ama yine de giremiyordum, işte! Aradaki mesafeyi kapayıp evin kapısına geldiğimde pencereleri izledim.Işıklar yanıyordu. Yani evde birileri vardı.Sesli bir nefes verip başımı yana attığımda çaprazımızdaki evin de ışığının yandığını fark ettim.Fısıldadım.

"Jason!"

Can sıkıntıma çare olabilecek tek kişi, sırrımı paylaşabileceğim tek kişi işte o evde, büyük ihtimalle pencerenin hemen ilerisindeki koltukta oturuyordu.Yürümekten ağrımaya başlamış ayaklarıma son bir güç vererek hızlı adımlarla karşı yola geçtim.Kapısına gittiğimde kolumu sıyırıp saate baktım.Gece üç sularıydı.Kapıyı çalmaktan vazgeçip arkamı döndüm.Keşke kapı açılsa, diye içimden geçirmiştim.Henüz harekete geçmemişken açılan kapı sesiyle oraya döndüm.Kapıdaki kişi beklediğim insan değildi.Hele o saatte!

"Rachel!"

"Alex, seni hırsız sandım."

Ellerimi havaya kaldırdım.

"O kadar çok ses yaptığımı düşünmemiştim."

Tamam belki içimden kapı açılsın diye geçirirken yanda duran ne işe yaradığını bilmediğim demir kutuya tekme atmış olabilirdim ama o kadar ses çıkaracağını tahmin edemezdim.Konuşmaya devam ettim.

"Eğer hırsız olsaydım, kapıya çıkması gereken kişi Jason değil miydi?"

Sözümü bitirdiğimde yüzünü ekşitmişti.Bunu görmezden gelip sordum.

"Jason yok mu?"

Yüz ifadesini toparlamaya çalışıp fısıldar gibi yaptı.

"Alex şey...Ona biraz zaman vermelisin.Kafası biraz..."

Rachel'ın dediklerini anlamaya çalışırken kapının arasından bir yüz belirdi.Rachel'ın sözünü kesip ona el salladım.

"Merhaba, Jason!"

Jason, Rachel'ı geçip el salladı.Üstünde Muter Gale'in soğuk gecelerinde giyilmeyecek bir atlet ve şort vardı.Öne düşen, bakımı yapılmamış, dağınık saçlarını arkaya itip beni inceledi.Mimikleri bu saatte geldiğim için endişelenmesi gereken bir Jason'dan çok; yorgun, bıkkın bir Jason'a ait gibiydi.'

"Sen iyi misin?"

İyiyim, demek istesem de içeri davet edilmediğimden başımı sallamakla yetindim.Daha da davet edilmeyeceğimi fark edip konuyu geçiştirdim.

"Felix, efsanelerle ilgili bir ödev verdi de.Onu yapmaya çalışıyordum.Bendeki efsaneler çok uzun.Senin böyle bir kitabın vardı diye hatırlayınca kitabını almak istedim ama saat çok geç olmuş.O yüzden iyi geceler.Sonra görüşürüz."

Tek bir nefeste durumu anlatıp belki de içine biraz yalan katıp onlara bakmadan eve doğru yürümeye başladım.Jason arkamdan gecenin verdiği ıssızlığın içinde yumuşak bir ses tonuyla bana seslense de duymazlıktan gelip eve girdim.İçeride kimin olduğuna bakmadan odama çıkıp peşimden kimsenin gelmeyeceğinden emin olmak adına kapıyı kilitleyip üstümü değiştirdim.Kendimi yatağıma bıraktığımda hiç dalmadığım kadar derin düşüncelere dalıp kendimle konuşmaya başladım.

"Babamla aram berbat.Ablamla aram berbat.Darren üç yüz yirmi yaşında, on sekizine az kalmış bir ergen olan benle uğraşıyor.Rachel arkamdan konuşuyor ama ben onu Gerçek Arkadaşım'a ayarlamaya ve ona iyilik yapmaya çalışıyorum.O, bana yüz ekşitiyor.Gerçek Arkadaşım, Jason Darren'la sadece arkadaş olduğum düşüncesine bile kızarken aramızdakileri bilmediği halde şu an bana tavır yapıyor.Rick ve Nick'ten bahsetmiyorum bile!Bir de bunlar yetmezmiş gibi uykum kaçıyor ve ben burada kendimle konuşuyorum.Bu da beni uykusu kaçmış, deli, dönüşümünü tamamlamamış bir kurt yapıyor.Harika(!)" deyip yorganı başıma çektim.

VAZGEÇİLMEZ - Bir Muter Gale EfsanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin