Okula gidip devamsızlıktan kalmak üzere olduğum derslerime girdikten sonra eve gitmek istedim.Bütün olaylar Kaneronların evinde gerçekleştiğinden şu sıralar bizim evde kimse yoktu.Sessizdi.Odam da dinlenmek için harika bir yer haline gelmişti.İlk defa eve gidip dinlenmek istediğimde görevini Kaneronların evinde sürdüren Nick, yanlarında daha güvende olacağımı belirten mesajlar attıktan sonra evde yalnız kaldığım zamanki Neil hadisesini de hatırlayınca en doğru kararın Darrenlara gitmek olduğuna karar verdim.Uzun yolu yürüyerek bitirmek üzereyken kırmızı sandaletimin ayağımı vurduğunu fark edip durdum.Köşede duran koca kayaya yaslanıp ayakkabımı çıkardım.Taban üstüm su toplamak üzereydi.Bunu daha önce anlamış olsaydım önlem alabileceğim konusunda kendimi biraz hırpaladıktan sonra deri, küçük sırt çantamdan bir yara bandı alıp kızaran yere yapıştırdım.Bu acımı geçirmemiş olsa da biraz hafifletmeye yaramıştı.Seke seke yoluma devam ederken arkamdan gelen bir ses irkilmeme neden oldu.
"Yardım lazım mı?"
Kafamı yana çevirip baktığımda bana doğru gelen iri cüsseli adamı gördüm.Tanıdık bir yüz olması beni rahatlatmalıydı ama ters tarafının biraz pis olduğunu bildiğimden çok da rahatlamamaya çalıştım.
"Killer, bu ne hoş sürpriz!"
Yanıma ulaştığında sektiğim ayağımın tarafından koluma girdi.
"Neden sürpriz olsun ki?Ben bu evde yaşıyorum."
Kuzenimle kavga etmiş olduğundan yardımını reddetmem gerekse de canımın yangısı bunun tam zıddını yapmam yönünde ağır basıyordu.Ben de ağır basan tarafı dinleyip ondan destek alarak yürümeye devam ettim.Bu sırada kuzenimle yaşadığı tatsızlığı hatırlatmayı da es geçmemiştim.
"Son yaşananlardan sonra..."
İlerisine bakıp ifadesiz, soğuk suratıyla yürürken sözümü kesip açıklama yapmaya başladı.
"Son yaşanılanlar benim özel hayatımla ilgili.Ayrıca kavgayı başlatan ben değildim.Bu yüzden bana kızmalarına neden olacak bir şey yapmadım."
Kaşlarımı dikleştirip yüzüne baktım.Başımı ağır hareketlerle bir sağa bir sola savurup dikkatini çekmeyi denedim.
"Kavga kavgadır.Kimin başlattığının bir önemi yok."
Bunu söyledikten sonra önceki dedikleriyle ilgili konuşmayı sürdürdüm.
"Killer adını taşıyan birinin özel hayatı olabileceği aklıma gelmemişti.Hele o özel hayatın Valeria'yla ilgili olabileceği, aklıma hiç gelmemişti.Kuzenimin haklı olduğunu düşünmeden edemiyorum.Üzgünüm, Killer!"
Dikkatini çekmeyi becerememiştim.Bakışları hâlâ ilerisindeydi.Sadece şimdi başını biraz öne eğmişti.
"Ken, unuttun mu?Adımı sen vermiştin.Yani Ken isimli birinin özel hayatı olması gayet normal.Valeria ise...O bu hayatın içinde değil."
Son sözüyle beni şaşkına çevirmeyi başarmıştı.Nasıl, yani?Kızı seviyor muydu, sevmiyor muydu?İç sesimi duyar gibi cevapladı.
"Mute bana iksiri vermeden önce Gale'i ormanda, avlanan Hunter'ı gizlice takip ederken görmüştüm.Bakışları çok keskindi.Hareketleri çok asiydi.Ondan hoşlanmıştım.Ona hislerimi açamadan hayatıma Mute girdi ve... Biliyorsun, işte!"
Eve yaklaştığımızda kolundan çıkıp önüne geçtim.Durup beni izledi.Ne diyeceğimi bekliyordu.
"Ona karşı..."
Nick'imsi gözlerini daha da kararttı.Siyah, omzuna dökülen saçlarını iki yana savurduktan sonra cümlemi tamamladı.
"Ona karşı hâlâ hislerin var mı?Cevabım...Hayır, yok.Bunu kuzenine de söyledim ama o yumruk atmayı tercih etti.Genç biri.Çabuk öfkelenebiliyor.Ama bir daha bunu yaparsa... Onun canını yakarım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAZGEÇİLMEZ - Bir Muter Gale Efsanesi
VampireKaranlıktan her zaman korkmuşumdur. Sanki bir anda odamda korkunç bir şey belirecek gibi gelir. Hele burada... Bu duyguyu abartacak kadar çok yaşıyorum. Burası Muter Gale. Geceleri bir kütüphane kadar sakin, gündüzleri ise bir o kadar hareketli. Kas...