Bölüm 33

2 0 0
                                    

Beni gece uykumdan uyandıran telefonda konuşmaya devam ediyordum.Ama itiraf etmeliyim ki uykumdan uyandıran birine hayatı ilk defa zehir etmeden konuşabiliyordum.

"İyiyim, Darren.Merak etme.Evde avcı fazlası var.Melissa ve babam burada.Gerçi Mute istediğinde senin gibi bir avcıyı bile yenebiliyor, ya.Neyse!"

"Korkma!Valeria onu Aner nehri suyuyla yaraladığında nehir onun gücünü emmiştir.Şu an gücü yok.Toparlamayı bekliyor.Yani şu an av değil avcıyız."

"Valeria nasıl oluyor da Aner'i kullanabiliyor?"

"Aracıyla...Yani tene temas yoksa sorun yok demektir."

Mute av konumundaydı.Valeria Aner'i kullanabiliyordu.Gerekirse onu durduracak güce de sahipti.Bu bilgi içimi az da olsa rahatlatmıştı.Rahatlamayla sesli bir nefes verdim.

"Tamam öyleyse.Uykuma geri dönüyorum ve rüyamda seni göreceğim."

"Bu gece nöbet bende.Benim yerime de uyu."

"İyi geceler, Darren.Seni seviyorum."

"Sana da."

Ah, "seni seviyorum" demek için en azından "sana da" yerine "ben de" diyemez miydi?Gerçi o, iyi geceler için "Sana da." demişti.Neyse bunu takmak için önümde Mutesuz ihtimallerle koca bir ömür beni bekliyordu.O da şu an güçsüz olduğuna göre kaliteli bir uyku için yedi saatim vardı.O zaman uyku vakti, Alex!

***

Uzaklardan gelen bir ses odamdan bana doğru yankılandı.Sözler tanıdıktı.

"Karanlıktan her zaman korkmuşumdur...Korkmuşumdur...Sanki bir anda odamda korkunç bir şey belirecek gibi gelir...Belirecek gibi gelir...Burası...Burası...Muter Gale...Muter Gale..."

Her şey sanki yukarıdan kendimi izliyormuşum gibiydi.Yatakta uyuduğumu görüyordum.Sağ tarafıma yatıyordum.Üzerimde şu an giymediğim ve daha önce görmediğim beyaz bir elbise vardı.Elbiseyi dikkatlice inceleyip nereden bulduğumu düşünürken uyuyan ben aniden sırtüstü dönmüştüm.Bu hareket benim korkunç, kırmızı irisli görünen halimle göz göze gelmemi sağlamıştı.Korkuyla çığlık atmaya çalışsam da ses çıkaramıyordum. Tavanda kendimi izleyen ben yavaşça yatağıma ve korkunç halime doğru alçalmaya başladım. Korkumu vücudumda hissediyordum ama ne bir ses ne bir hareket.Hiçbir şey yapamıyordum. Kendime yaklaştıkça daha da korkup gözümü kapattım.

Düşüşüm sandığımdan uzun sürmüştü.Gözümü açtığımda odamın yerini okul koridoru aldı.Okul koridoruna dizlerimin üstüne düştüm.Dizimdeki çıplaklığı görüp kıyafetimi inceledim.Üzerimde yine beyaz bir elbise vardı ama bu sefer olayı yaşayan bendim ve kıyafeti ben giyiyordum.Yani seyirci değil oyuncuydum ki bu beni daha çok korkutuyordu.Okulun her detayını incelediğimden olay daha da gerçekçi görünüyordu.Rüyada olmadığımı düşünmeye başlamıştım.İleri doğru bir adım attığımda kimya sınıfındaki kapının altından görünen televizyon ışığına benzeyen kısık ışığı gördüm.Oraya yönelip kapıyı yavaşça açtım.Sınıfta gece karanlığında alt sınıfımızdan bir sürü, on on beş kişi, öğrenci vardı ve hepsi korkudan tir tir titriyordu.Yere tünemiş birbirlerine sarılmışlardı.İyi de neden bu kadar çok korkmuşlardı? Onların ağlama sesini bölüp sordum.

"Ne oldu?Neden korkuyorsunuz?"

Çocuklar beni gördüklerinde çığlıklarını artırıp birbirlerine sarılmayı daha da sıkı bir şekilde sürdürdüler.İçlerinden birkaçı yalvarıyordu.

"Lütfen, bize zarar verme!"

Ben mi?Ben onlara neden zarar verecektim ki?Hıçkırıklara boğulmuş kıza yönelip onu sakinleştirmek isterken bir iç güdüyle arkamı döndüm.Bu sırada refleksle, bana doğrultulmuş kazığı tutan kolu durdurup ittim.Karşımdaki Darren'dı.

VAZGEÇİLMEZ - Bir Muter Gale EfsanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin