Yalnızlıktan her zaman korkmuşumdur.Sanki etrafımdaki herkes bir anda yok olacakmış gibi gelir.Hele burada!Bu duyguyu abartacak kadar çok yaşıyorum.Burası Muter Gale.Geceleri avcıların ve vampirlerin kol gezdiği gündüzleri ise sıradanların çoğunlukta olduğu yer.Bu kasaba halkının kendisi bir ölüm sebebiyken, yalnızlıktan korkarak ölmek...Sadece benim gibilerin ve belki de dünyada kalan yaşlı amcaların ve teyzelerin yapabileceği bir şey.Ben kim miyim?Alexandra Blackand.Arkadaşın, dostun, her şeyden önemlisi...Sevgilin! "Bunları neden yazıyorsun?Zaten biliyorum!" dediğini duyar gibiyim.Bildiğini biliyorum.Sadece unutmuş olabileceğini düşündüm.Yani birkaç gün boyunca...Seni özledim.Darren Kaneron'ı özledim!Mesajımı alınca dönmeyi unutma!Sevgilerle!
Telefonumdan, yazdıklarımı gönderdikten sonra etrafımı incelemeye başladım.
"Gerçekten mi?"
Felix başıma dikilmiş, beni izliyordu.Hem de kütüphanede!Tekrar ediyorum kütüphanede!Neden böyle yapıyor, derseniz...Şu geçen ki ve diğer kopya olayları var ya! Ondanmış!Kim inanır?Bence Melissa'yla ayrılıklarının acısını benden çıkarıyor ve bu kitap yığınının arasından canlı çıkmamı bekliyordu.Çok bekler!Çünkü birazdan sıkıntıdan öleceğim!
"Blackand!En basitinden başlayıp sana kitapları sevdirmeyi umuyorum.Ama bunu telefonundan mesajlaşırken yapamazsın.Şimdi önündeki kitaptan bir efsane seçmeni istiyorum.Sonra da bana anlatacaksın.Özetlerini internetten okumaman için telefonunu alabilir miyim, lütfen?"
Tek kaşını kaldırmış, "lütfen" derken aslında baskı yapan yeşil gözlerle telefonu uzatmamı bekliyordu.Telefonu istemeyerek de olsa verdim.Yüzünde bir tebessüm belirdi.
"Sen bu işleri yaparken ben, hemen şurada olacağım."
Eliyle birkaç masa ilerisini gösterip ilerlerken arkasından sessizce söylendim.
"Bana kitap sevdirmeyi kafana takmak zorundaydın, değil mi?"
Önümdeki kitabı açarken homurdanmaya devam ediyordum.
"Sanki kitaplar benim derdime çare olacak mı?Ne yani?Birkaç mürekkep yığını benim hayatımı mı değiştirecek?"
Genelde böyle cümleler kurduğumuzda tam tersi olur ya!Öyle olmasını umarak küçücük bir umut kırıntısına tutunmuştum.Önüme çıkan şeyle küçücük bir kırıntının karıncalar için ne kadar da büyük olduğunu fark ettim.Sayfada gördüklerime emin olamayıp iyice kitaba yaklaştım.Yazılanlardan emin olmak için kendi kendime tekrar ettim.
Annene ne olduğunu öğrenmek istiyorsan sabah, saat yedide Kaneronların evine git...Sessiz olmayı da unutma!
"Hangi Kaneronlar?Jason tarafından Kaneronlar mı yoksa onun dedesi tarafından Kaneronlar mı, yoksa Darren tarafından Kaneronlar mı?Hangisi?"
"-lar" eki ve daha eski olması bana Darrenların evini çağrıştırıyordu.Zaten genelde gizli bir olay oluyorsa bu onların başının altından çıkıyordu.Meraktan ve sinirden gözlerimi kırpıştırmaya başlayıp boş boş etrafa bakındım.Kolumu masaya yaslayıp ne kadar kötü bir durumla karşılaşabileceğimi kafamda canlandırdım.Yine de...Niye düşünüyordum ki? Durumlar hep tahminimden kötü çıkardı.Düşünmeyi bırakıp gözlerini bana diken Felix'in komutlarını yerine getirmeye çalıştım.Çalıştım, diyorum çünkü tek yaptığım aynı cümleyi kırktan fazla okuyup buna rağmen hiçbir şey anlayamamaktı.
***
Saat 06.45'i gösterdiğinde Darrenların evine gelmiştim.Balo yaptıkları gece kullandığım arka kapıya geçip ağır adımlarla ilerledim.Bu sırada duvarın kenarından ön kapıdaki hareketliliği izliyordum.Bir araba kapıya yanaşmıştı.Babamın arabası.İçinden babam, Melissa, Rick ve Nick çıkmıştı.Tam tahmin ettiğim gibi! Hepsi günlük giydikleri pantolonları ve gömlekleri giymişlerdi.Demek ki olay hem ciddi hem rahat olabilecekleri bir olaydı.Bu iyi bir şey miydi? Yani anneme ne olduğunu konuşacakları bir konuyu böyle sabah saatlerinde rahat kıyafetlerle konuşmalarından bahsediyorum.Benim için önemli olan bir konuyu gece saatlerinde daha gizli yerlerde yapmaları gerekmez miydi, diye düşünmeden edemedim.Bu konu onlar için bu kadar önemsiz miydi, gerçekten de?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAZGEÇİLMEZ - Bir Muter Gale Efsanesi
VampiroKaranlıktan her zaman korkmuşumdur. Sanki bir anda odamda korkunç bir şey belirecek gibi gelir. Hele burada... Bu duyguyu abartacak kadar çok yaşıyorum. Burası Muter Gale. Geceleri bir kütüphane kadar sakin, gündüzleri ise bir o kadar hareketli. Kas...