Uzuunn bir aradan sonra tekrar merhabaa 🥹 O kadar yoğunum ki uyumaya vakti zor buluyorum. O yüzden istemeden arayı bu kadar uzattım 😞 Yeni bölümü heyecanla ve sabırla beklediğiniz için teşekkürlerr 🙇🏻♀️ Tüm okuyucularıma cağnımlara beni yazmaya teşvik ettikleri için çok teşekkür ediyorum😍 Seviliyorsunuz
santerina bu bölümü sana ithaf etmek istiyorum. Güzel yorumun ve beğenilerin için teşekkürlerrr 😺
Upuzuun bir bölümle sizi baş başa bırakıyor ve hepinize keyifli okumalar diliyorum 💕
Reanna karanlığa karıştığın da bir hışım, aklında ki tek şey avını yakalamaktı. Düşünmüyor, görmüyor ve hissetmiyordu. Atini öyle sürüyordu ki nefes nefese kalmıştı. Karanlıkta ağaçlar onu durdurmuyor her birinin arasından rüzgâr gibi geçiyordu. Soğuk hava tenini kamçılıyor çıplak bacakların ve kolların ısırıyordu. Saçları darmadağınık omuzlarına dökülmüş, gözleri karanlığa alışmak için kısılmıştı. Sessiz ormanda atının keskin hırıltıları ve kendisinin öfkeli soluğu dışında başka bir şey duyulmuyordu.
Kulakları herhangi bir sesi duyacak kadar keskin, vücudu herhangi bir tehlikeye karşı gelecek kadar hazır ve nazırdı. Sonra başka bir atın hırıltılarını duydu. Yabancı bir erkek sesi ata daha hızlı olması için bağırıyordu. Gülümsedi. Tüm dişlerini gösterircesine. Avı tam önündeydi.
Bacağına bağladığı hançerlerden birini yerinden çıkararak kabzasını elinde sımsıkı tuttu. Karanlık ormanda göz gözü görmese de toynak seslerine odaklandı. Kısa süre sonra yakaladı onu.
Siyah atını öyle hızlı sürüyordu ki geçtiği ağaçların arasından kara bir yel gibi esiyor, pelerini arkasında azgın dalgalar gibi dalgalanıyordu. Heybetli bir vücudu ve uzun boyu vardı. Atı öyle ustalıkla kullanıyordu ki sık ağaçlara rağmen hasar almadan ilerliyordu. Yüzüne, ona ele verecek herhangi bir şey bulabilmek için vücuduna baktı ama teninin her yeri siyah kumaşla örtülüydü ve başlığı sert rüzgara rağmen düşmemişti.
Dişlerini kırarcasına sıktı Reanna. Atında doğruldu. Sert rüzgar anında tüm vücuduna çarptı ve basınç tüm kemiklerini titretti. Umursamadı. Yaşaran gözleri tek bir şeyin üzerindeydi. Hançerini kaldırarak hedefine doğrulttu. Bu rüzgarda ve hızda zor olacaktı ama Reanna biliyordu ki hiçbir şey imkansız değildi. Hem bu kadar yaklaşmışken elinden kaçıramazdı. Sabırsızlığını kamçılayarak kendini sakinleştirmeye içindeki kükreyen sesi susturmaya çalıştı ve odaklandı. Hançerin soğuk metali parmaklarından kaydığı an da yeri göğü inleten haykırış kulaklarına doldu.
Yüzü gülümsemeyle kıvrılırken avının omzundan hançeri çekip çıkarmasını izledi. Arkasına döndüğünü ve ona baktığını fark etti Reanna. Yüzü görünmüyordu ama göz göze geldiklerini içten içe biliyor, boğucu öfkesini iliklerine kadar hissediyordu. Durmasını onunla karşı karşıya gelmesini istedi ama adam onu şaşırtarak zaten koşmaktan çatlayacak olan atını daha da hareketlendirerek hızını arttırdı. İçi kaçtığı için hayal kırıklığıyla dolarken öfkesi durup onunla dövüşmediği için daha da köpürmüştü.
O da atını hızlandırdı ama adam arayı açıyordu. Elinden kaçmak üzereydi. Telaşı sabırsızlığını tekrar körükledi. Endişesi kalbini tekletti. Eğer dedi aklı Eğer onu kaçırırsan başarısız olacaksın. Senin başarısızlığın ise pek çok ölüm demek.
Adam tekrar arkasını döndü bu sefer elinde ona karşı kullandığı hançeri tutuyordu. O da ona fırlatacaktı muhtemelen. Daha da eğildi. Öyleki bakışları atın kulaklarının arasından ona odaklanmıştı.
Adam bunu gördüyse de istifini bozmadan hançeri fırlatmaya hazırlandı ve fırlattı.
Ama Reanna'ya değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEÇKİN KRALİÇE
Исторические романыGözleri soluk beyaz tende ve rengini yitiren kızıl saçlarda dolandı. Zayıf bedeni göğsüne çekerken gözyaşları haykırışlarıyla karıştı ve geçtiği her yeri yaktı. İmparatorluğu huzurlu bir güne uyandırmış olsa da kendi sonsuz bir karanlığa ve acıya gö...