Karakalem

7 5 0
                                    

şarkı önerisi:ben yokum artık-perdenin ardındakiler

Ben öndeyim cadde arkamdan savruluyor.İnsanların tuhaf bakışları delip geçiyor çehremi.Yalnızlık.Işıklar tek tek kapanıyor ve bir anda sahne ışıkları bana çeviriliyor.Işıkları omzumla yarıp geçiyorum."00.00" Bu saatte neden dışarıdaydınız.
Televizyonda rengarenk ışıklar bir belirip sönüyor.Sönen ışıkların yerini yeni ışıklar alıyor.

Çember büyüyor.Yerde cesedin yerini belli eden sarı neon levhalar benim merceğim altında.Yürüyorum izleri yok ederek.Yerde bırakılan yıkık geçmişi ayağımla üzerinden yürüyerek geçiyorum.Spot ışıkları yüzümü izliyor ben farkında değilim.Farkında değil zanneden ışık kümesiyle selamlaşıyorum.Kameraya bir gülümseme atıyorum."Gülümse çekiyorum"

Farklı karakterler aynı çevrelerde buluştuğu zaman köprüler ıssızlaşır ya da çehreler kaçınır spot ışıklarından."Gözlerini alan ışık bu mu"eliyle göstererek.Ayın beyaz ışıltısı gözlerinde yer alırken çok neşeli gibi ama sen bundan memnun değilsin gibi."Ben değilim ama o çok memnundu."Sırıtarak"Ölümüne sebep olduğun gibi mi"onu daha çok köşeye sıkıştırarak uçurtmanın kırık çubuğunu yüzüne doğru sallayarak.

Su seviyesi yükseliyor.Odanın oksijenini su yutuyor.Suda yüzmeye başlayan canlar kapıyı zorladı ama sadece bir can hakları kalmıştı.İki can birden isterken iki candandan olundu.

Zil çalındı,kapının menteşesi yuvarlandı.Sıcacık çörekler vitrinde duman tütüyor.Erimiş çikolata sosları tezgahın üzerinde dans ediyor ve halıya damlıyor,gittikçe renk koyulaşıyor ve tanınmayan bir hal alıyor.

Merdivenler yükseliyor ve yaklaşan adım sesleri kulağında süzülüyor.Bir ses nemli duvara çarpıp yansımayı beceremiyor ama bir canın kulağında inlemeyi seçiyor.Ses kalıcı hafızaya atılıyor.Ram kısa sürelik devre dışı.Saçımı tarayan bir el omuzumdan sırtıma doğru saçıyor.İnce çiçekli entarisinin fermuarını zorlarken buluyor.Elini fermuardan uzaklaştırak kendi halletmeye koyuluyor.Gözleri halıya seğiriyor ve koyu kırmızı bir renk.

Çekmecenin kulbundan yavaşça tutup kendine doğru yaklaştırıyor.İçindeki kumaşlarla beraber eli de karışıyor ve fırça darbeleriyle kana bulanıyor.Kanla boyanan ele sıkıca tutunuyor.Pamuğun yumuşaklığı asetonu birleştiremiyor.

Birbirlerinin kucaklarında yer alıyolar.Saçlarının rengi birbirine karışıyor siyahlığın karanlığı ve sarının aydınlığı.Elbisesinin korsesinin ipini sıkıca çekiyor.Korsenin siyahlığı elbisenin cümbüşünde kayboluyor.Eline bir lale yaprağını alıp yerleştiriyor."Abla"

Kol saatini gergin bir şekilde kontrol edip duruyor.Büyük bir kapının ardında bekliyor.Kapının kepenkleri yüzünün çizgisine dolmuş ve birikip paslanmış.Elinde klorakla gelen bir karanlık kapının pasını çözmek için uzanırken gözlerden uzaklaşıyor ve soluk borusunda yolculuğa başlıyor.

Kalemin karalığı sayfayı renklendiriyor ta ki neon olana kadar.Pencereden dışarıya seğiriyor gözleri ve adımlar en son tuvalde bitiyor.Kafasını karıştırarak boya tüplerine bakıyor.Tüpleri eliyle irdeliyor."Hah işte buldum seni"yakınından bir ses"Gün ışığına tut daha iyi ayırt edebilirsin rengin tonunu biraz koyu kaçacak gibi"Boya tüpünü gün ışığına doğru götürüyor.Gün ışığı gözünü alıyor ve elinde bir beyazlık."Ee bunun tonu çok açık"silkenerek yanına bakıyor ve koca bir karanlık.

Kedinin miyavlaması sokakta.Ellerimde ise patisi sonra gözden kayboluveriyor ve ayışığına hapsoluyor.Önümden yolcuların seyrettiği metrobüsler şerit halindeler.Şeritin sonuna kadar çekiliyor ama sonu yok.Sonunu bulmaya çalışırken sokaklar boşalıyor ama bir aydınlık hep aynı yerde seyir halinde.Camdan şehrin muazzam görüntüsü zihinlerde seyir alıyor.Korna sesleri ise çekiç,örs,üzengiyi titreşim haline sokuyor.Dıııııııın!

Beyaz LalelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin