10-jeju, mission and the spoon

577 80 22
                                    

anyong!
iyi okumalar!!
-





(jisung'dan)


saat fazlasıyla geç olduğunda chan hyung uykusunun geldiğini söyleyerek odasına çıkmıştı. ben de o gittikten sonra daha fazla durmamış, üçü yatmaya hazırlanırken odadan çıkmıştım.

kapıyı arkamdan yavaşça kapatıp sessiz koridorda ilerledim. herhangi bir ışık kaynağı bulunmamasına rağmen fazla karanlık değildi, koridorun ucunda yerden tavana kadar uzanan büyük camlar dışarıdaki bahçe lambalarının beyaz ışığının içeri girmesini sağlıyordu.

odamızın kapısına vardığımda kapının altından sızan ışık olmadığını fark ettim. soobin ve jake uyumuş olmalılardı. bunu düşünerek kapıyı olabildiğince ses çıkarmamaya çalışarak açtım. koridordan sızan ışık içeri vurduğunda kapıya en yakın olan yatakta olan soobin'in uyuduğunu gördüm, jake uzakta olduğu için karanlıkta onu görememiştim.

kapıyı ardımdan kapatıp parmak uçlarımda yatağıma ilerledim, bir yandan da etraf fazlasıyla karanlık olduğundan düşmemeye çalışıyordum. nihayet düşmeden varmayı başardığım yatağa kendimi attım. derin bir iç çekerken gözlerimi kapattım, uzun bir gün olmuştu.

yorganın altına girip bir süre tavanı izledim. aynı odada kalmıyorduk, şu an yanımda değildi ama düşüncelerimde bile rahat bırakmıyordu beni.

eğer aynı odada kalsaydık nasıl olurdu diye düşünmeden edemiyordum.

ve bugün paylaştığı fotoğrafı...

yüzümde belli belirsiz bir tebessüm oluşurken ne kadar süre geçtiğini bilmiyordum. uyuyamayacağımı anlayıp telefonuma uzandım ve instagrama girdim. son posta baktım önce, ve attığım yoruma verdiği cevaba. diğer postlarında sırayla gezerken garip bir şekilde onu özlediğimi hissediyordum. her geceyi birlikte geçirmeye alıştığımdan da olsa bu saçmaydı çünkü aynı evde kalıyor olsak bile yine farklı odalarda uyuyorduk.

kendime itiraf etmekten korktuğum çok şey vardı,

ve cevabından korkup kendime soramadığım pek fazla soru.

o evden gideceğim günü arzuluyordum. bunu kendime hep söylüyordum ama gerçekten.. o evden nefret ediyor muydum? ya da minho'dan kurtulmayı bu kadar istiyorken, onsuz yapabilir miydim? zamanı geldiğinde özlem duygusu sarar mıydı etrafımı? yoksa başka biri için atabilir miydi kalbim? gözlerim ekrandayken yavaştan dolduklarını hissediyordum. düşünmek iyi gelmiyordu, farkındaydım ama daha ne kadar kaçabilirdim her şeyden?

ekranın yukarısında beliren bildirimle derin bir nefes alıp gözlerimi sildim ve bildirime basıp sohbeti açtım. ağlamanın sırası değildi.

gelen mesajın jake'den olması beni şaşırtmıştı. uyumuyor olmalıydı.


whatsapp sohbeti
{jake, jisung}

jake
hey
neden uyumuyorsun?

jisung
nerden anladın ki

jake
telefonun ışığı😉

jisung
dogru
sen neden uyumuyorsun
odaya girdigimde
karanlık oldugunu goruncr
sen de uyuyorsun sanmistm

jake
ahahajshah
uyuyamadım ki hiç
soobin uyuyalım diyip ışığı kapattığından beri
uyumaya çalışıyorum
bu salak pat diye başını koyduğu gibi uyudu
ben uyuyamadım hala

burguNdy, minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin