22-keep it professional

397 57 33
                                    

iyi okumalar<3

*medyadaki şarkıyı belirttiğim kısımda açıp gerisini şarkıyı dinleyerek okuyabilirsiniz.

(Jisung'dan)

"Değiştirme sakın!"

"Bekle."

"Tamam bu dursun-" Seungmin cümlesini bitirdiği an tekrar şakıyı değiştirmemle şoför koltuğundan bana dönüp sert bir bakış attı. Alt dudağımı ısırırken şarkıyı otuzuncu kez değiştirmemek için zor duruyordum. Sunoo bile arka koltuktan sızlanmaya başlamıştı.

"Başım ağrıdı hyung, bu bari dursun daha değiştirme."

"Bekleyin, bekleyin tamam. Bu sefer doğru şarkı."

"JİSUNG!" Seungmin bana bağırdığı sırada onu duymamış gibi yapıp bağıra bağıra şarkıyı söylüyordum.

"I TOOK A BALLERINA DOWN TO THE BALL DANCE, MET A COUPLE BALL PLAYERS, FOUND A BALL STANCE
of durun ya da..."

"Beni arabadan atın. Seungmin hyung beni aşağı fırlat dayanamıyorum."

"Of ne naz yaptınız." Tekrar çalma listemi karıştırırken Sunoo arkada mızmızlanmaya devam ediyordu. Seungmin ise kırmızı ışıklarda durduğumuz sırada eğilip başını birkaç kez direksiyona vurdu.

Sabahın erken saatleriydi ve havaalanına doğru yola çıkmıştık. İşin komik tarafı arabada üçümüz vardık ve içimizden kimsenin uçak bileti falan yoktu.

Dönem bitince Miyeon, Kazuha ve kardeşi Niki gitmeleri gereken tarihi biraz ertelemiş ve tatilden sonrasına bilet almışlardı. Daha önce hepsiyle vedalaşsam da Sunoo önceki gün adeta üçümüzün olduğu grupta yalvardığı için onu kıramamıştım ve sonunda Sunoo'yla birlik olup aramızda tek arabası olan Seungmin'e birlikte yalvarmıştık. Ve böylece şu an Incheon havaalanına, üçünü yolcu etmeye gidiyorduk.

Miyeon Gwangju'ya, Kazuha ve Niki ise Osaka'ya uçak bileti almışlardı, tamamen farklı yerler olsa da vedalaşma açısından aynı gün ve yakın saate almaya dikkat etmişlerdi. Böylece onlara dün haber vermiştim, Niki havaalanına geleceğimizi söylediğimde beklediğim kadar heyecanlanmamıştı ki bana kalırsa bunun sebebi kesinlikle Sunoo'yla önceden konuşmuş olmalarıydı.

"Havaalanından dönünce bir şeyler içmeye mi gitsek?" Başımı çalma listelerimi karıştırdığım telefonumdan kaldırıp yanımda oturan Seungmin'e baktım. Sunoo da arka koltukta otururken öne eğilmiş, iki koltuğun arasından bize bakıyordu.

"Benim öğleden sonra şirkette olmam lazım."

"Neden ya?" Sunoo'nun sorusuyla arkamı döndüm ve hepimiz birbirimize bakarken ufak bir sessizlik oldu.

Sunoo boş boş bakarken uzanıp kafasına bir tane vurdum. "Çalışıyorum ya salak."

"Ah! Acıdı yalnız."

"İyi be gelmeyin. Ben de Chan'la plan yaparım."

"Bu adam çalışmıyor mu? İpsiz sapsız biri mi yoksa?" Sunoo'yu haklı bulmamla arkamı döndüğüm sırada aklına gelen şeyle gözlerinin kocaman olduğunu fark ettim ve heyecanla anlatmaya başladı. İşte, yine geliyordu bir şey...

burguNdy, minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin