24-graduation night

370 56 35
                                    

(Jisung'dan)
(Haziran, mezuniyetten önceki gece)


Yattığım yerde kesik soluklarımı düzene sokmaya çalışırken gözlerimi kapattım. Alnımda biriken terleri hissedebiliyordum.

Minho kendini yatakta yanıma attığında uzanıp alnımda biriken terleri sildim ve derin bir nefes verdim, gözlerim hala kapalıydı. Onun odasında olmak, onunla olmak güzel hissettirmişti... Her zaman olduğu gibi.

"Dinlen."

Sesiyle kısıkça araladım gözlerimi, dirseğinden destek alarak parlak gözleriyle beni izliyordu, dudaklarını ise bir tebessüm almıştı. Uzanıp alnıma yapışan saç tutamlarını kulağımın arkasına ittirdi.

"Yarın senin için uzun bir gün olacak."

"Son bir haftadır her gün uzun bana." Yatakta iyice ona doğru döndüm ve elimi yastığın altına koydum. "Taşınmak düşündüğümden daha stresliydi, hala birkaç eşyam burada."

Bununla beraber Minho derin bir iç çekti. Zaten bu sıkıntılı hava son birkaç haftadır odama her gelişinde buluyordu onu, tonlarca eşyayla dolu odamda artık neredeyse sadece mobilyalar kalmıştı, her şeyi kolileyip lisedeyken kaldığım evime göndermiştim.

"Çiçekler de burada kaldı... Birkaç güne tamamen boşaltmış olurum evi-"

"Takma kafana," Gözlerini gözlerime sabitlediğinde dikkatle inceledim güzel yüzünü. "Acelesi yok biliyorsun."

Bu son defaydı.

Belki de son kez görüyordum onu bu şekilde... Karşımda üstü çıplak bir şekilde uzanırken, kahverengi saçları dağılmış ve birbirine girmiş, hafif terli... Son kez beyaz ve pürüzsüz sırtı tırnak izlerime ev sahipliği yapmıştı, belki de Minho'nun bıraktığı boynumdan karnıma kadar devam eden kızarık izler varlığını son kez sürdürüyordu vücudumda.

"Düşüncelere daldın yine." Hafifçe güldüğünde hala gözlerimde hayranlıkla onu izliyordum. Yatakta doğrulup uzandı ve alnıma bir öpücük bıraktı. Gözlerim otomatik kapanırken Minho saçımı okşayıp doğrulmuştu. Yüzümden uzaklaştığını hissettiğimde gözlerimi açıp ona baktım, yatakta bana arkası dönük şekilde oturuyordu. "Ben duş alana kadar dinlen biraz, sonra duş alıp güzelce uyursun. Yarın çok yorulacaksın."

Yattığım yerde sırtını inceledim, çiziklerle dolu sırtı manzaramın en güzel sahibi olmuştu bunca zamandır.

Minho arkası dönük bir şekilde otururken ufak bir sessizlik oldu. Benimse elim fark etmeden yatakta ona doğru gitmişti, sırtına dokunmak istiyordum... Açtım, ona karşı hep aç olmuştum zaten. Sevişmemizin üzerinden günler de geçse dakikalar da geçse fark etmiyordu.

Elim uzandı. Parmak uçlarım Minho'nun yer yer benlerle süslü bembeyaz tenine ev sahipliği yapan sırtına doğru gitti.

Santimler kala duraksadığımda Minho hafifçe arkasını döndü, bense hızla elimi geri çektim.

"Tebrik ederim. Bölüm birincisi."

Yutkundum.

Minho duşa girdi, ve ben yıllardır olduğu gibi her şeyi derin bir şekilde düşünmeye ve sorgulamaya başladım.

Bölüm birincisi olmayı başarmıştım, mezuniyet töreni yarındı. Yorgundum... Duş alıp uyuyacak ve ardından güneşin doğmasını bekleyecektim...



-.-.-.-.-
(Ertesi gün, mezuniyet günü)

körler sağırlar birbirini ağırlar
*whatsapp grubu*
{mong mong, sunooo, hannie}

burguNdy, minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin