17[M]-come back to me

850 65 45
                                    

hop yb!! oy ver yorum atın lütfen
iyi okumalar<3
-

!!yetişkin içerik uyarısı!!
>bu bölüm smut ve nsfw içerir, rahatsız olacak okuyucuların [M] ile işaretli yerler arasını okumaması tavsiye edilir.


(jisung'dan)


"renklere bak! çok güzel!"

yaklaşık iki saat süren buz pateni gösterisinin bitmesinin ardından oturduğumuz yerden kalkıp arka taraftaki kapıya yönelmiştik. çıkış kapısına varmadan hemen önce atılan rengarenk havai fişeklere heyecanla bakmadan edememiştim ve şimdi de gökyüzünü işaret ederek jake'e gösteriyordum.

"çok güzel değiller mi? oh! şu sarı olana bak! çok büyük!"

"çok güzeller jisung.." ben heyecanla ona gösterip bir yandan da gökyüzünü izlemeye çalışırken jake kapının oraya yaslanmış gülümseyerek beni izliyordu. siyah saten gömleğinin kollarını yukarı doğru katlaması ona ayrı bir hava katmıştı.

"vay be!" havai fişekler nihayet büyük bir gürültü ve canlı renkleriyle gökyüzünü aydınlatmayı bitirdiğinde gözlerimi zor da olsa gökyüzünden ayırıp jake'in yanına ilerledim. çıkış kapısından çıkıp koridora ilerledik.

park sunghoon'la yüz yüze konuşabileceğim düşüncesiyle çok heyecanlanmıştım ama gösterinin bitmesinin hemen ardından jake ondan görüşemeyeceklerine dair bir mesaj almıştı. başkan da bu akşam burada olduğundan protokol komisyonu ile yemeğe çıkacaklarını söylemişti. jake bana üzülerek bunu söylediğinde sorun olmadığını söylemiştim ki yoktu da. gayet anlayışla karşılıyordum.

koridoru geçip asansöre doğru ilerlerken vip kısmındaki diğer izleyiciler de çıkmaya başladığından koridor kalabalıklaşmıştı. asansöre binip kimseye değmemek için olağanüstü bir çaba gösterirken sessiz kabinde kimseden çıt çıkmıyordu. jake'e baktığımda göz göze gelmiştik ama hemen ardından asansörün zemin kata geldiğini belirten çınlama sesiyle kabinin kapısı açıldı.

asansörden inip kalabalığın içinden sıyrılmak adına hızlı adımlarla kendimizi dışarı atmıştık. koca stadyum boşalmaya başlamıştı ve kalabalık her saniye artıyordu.

nihayet dışarı çıktığımızda temiz havayı içime çektim. soğuk şehir havası rüzgarla yüzüme vuruyor, saçlarımın arasından geçiyordu.

"jisung-ah." jake'e döndüğümde elleri ceplerindeydi. lobiden aldığı kabanını üzerine geçirdiğini yeni fark etmiştim. "arabaya gitmeden önce dondurma yemek ister misin?"

arkamı dönüp bakışlarıyla işaret ettiği yere baktım. az ileride sokak yemekleri satan seyyar bir araba vardı.

"bu havada mı?" ben esen rüzgarla ellerimi ceplerime sokarken o kaşlarını kaldırıp başını sallayarak onaylamıştı. ardından gülümseyip ben de onayladım. "olur."


-.-.-.-.-

seyyar arabanın önünde bulunun açık alandaki masalardan birine oturduktan bir iki dakika sonra jake elinde iki küçük karton kaseyle gelmişti. kaselerde vanilyalı ve kakaolu dondurma, üzerlerinde de birer tane dondurmaya batırılmış mavi renkli küçük plastik kaşıklar vardı. öncesinde sormuş olduğundan kakaoluyu bana uzattı ve yanıma oturdu. karton kaseyi elinden alıp dondurmadan bir kaşık aldım ve tadına baktım.

aslında... seyyar arabada satılan bir dondurmaya göre oldukça lezzetliydi! ya da belki canım çikolatalı bir şeyler çektiği için güzel gelmişti, bilmiyorum.

burguNdy, minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin