Mockingbird ✾Minchan

✾7

Minho şaşkınca geriye çekilmişti.

O da ona aşık olabilir miydi?

Vücudu karıncalanıyor, elleri titriyordu.

Chan gözlerini sildiğinde ayağa kalkmış, çatının kapısına doğru yürümeye başlamıştı.

Karar vermesi lazımdı hızlıca. Onu seviyor muydu?

Chan aşağı indiği an ona aşık olsa bile diyemeyecekti. Dese bile chana muhtemelen neden çatıda itiraf etmediği için utanç duyacaktı.

Bu kadar büyük birine aşık olmak yanlış mıydı?

Veya bir erkeğe aşık olmak?

Beyninde çakan şimşekle kalbinin daha hızlı attığını hissetti.
Beyni 'sus' diyordu ona. 'Sus artık bir kere de kalbini dinle. Kalbini sustura sustura hiç fikrini sormadın ki'

Kalbi ise 'aşıksın ona' diyordu.

'Sus!' Dedi kalbine 'seni dinlemek istemiyorum.'
'SUSMAYACAĞIM' Kalbinin gümbürtüsü git gide artıyordu. 'BU YAŞINA KADAR BEYNİNİ DİNLEDİN YORULDU O DA! BİRAZDA BENİ DİNLE ARTIK SUSTURMA BENİ"

'Susma' demişti minho verdiği iç savaşta. 'Susma artık seni dinleyeceğim'

Giden chanın arkasından aniden koşmaya başlamış, ona ulaşmaya çalışmıştı. Aniden arkasından sarıldığında chan dolu gözleriyle ona dönmüştü.

"Biliyordum" demişti chan küçük bedeni kollarının arasına alırken. Saçlarına ufak bir öpücük bırakmıştı. "Miniğimi seviyorum. O da beni seviyor mu acaba?"
"Hı hı"

"'Hı hı' diyen dilini yerim senin" demişti chan kıkırdayarak.

Aşık olmanın cinsellikle alakası yoktu anlamıştı minho.

Şimdi ise sevdiği adamın kolları arasında çenesini göğsüne yaslamış şekilde, gülümseyerek bakıyordu ona.

Aşık olmaktan korkmuyordu.

İlk defa kalbini dinlemişti.
Ve sonucu güzel bitmişti.

Uzanıp çenesini öptüğünde chan kıkırdamıştı.
"Minho" demişti gözleri kısılırken. "Seni öpebilir miyim?"

Düşünmek istemiyordu minho artık. Olaylar akışında ilerlesin istiyordu. "Hı hı"
"Bir gün o güzel sesini tam duyabileceğim. Çok mutlu olacağız. Çok..."

Soğuktan kızaran yanaklarını tuttuğunda sıcak avuç içleri anında ısıtmaya başlamıştı soğuk tombiş yanakları.

Eğildiğinde soğuk havadan dolayı çıkan buhar minhonun dudaklarına vurmuş, gözlerini kapatmıştı.

Hafifçe sıcak dudaklarını soğuk dudaklarla birleştirmiş, minhonun kuş gibi titremesini sağlamıştı. Yumuşak dudaklarından gelen tatlı tat onu gülümsetirken, ceketini açmış minhonun kedi yavrusu gibi sokulmasını hissetmişti kendine.

Üst dudağını minhonun iki dudağı arasına yerleştirirken dolgun alt dudağını ağzına almıştı küçüğünün. Hafifçe emiyor, minhonun ağzından hoşnut olduğunu belirten mırıltılar çıkarmasını sağlıyordu.

"Hasta olacaksın"  Dudaklarından ayrıldığında minho gözlerini açmış, eli küt küt atan kalbine gitmişti. Göğsü inip kalkıyor, chanın göğsüne değiyordu. "Minho ateşin var" demişti korkuyordu. Onun hasta olmasını istemiyordu.
Dudaklarını alnına bastırdığında ateşi olduğunu fark etmişti chan. Soğuktan dolayı kendine iyice sokulmasını izlemişti chan. "Minho titriyorsun"