Mockingbird ✾Minchan

✾13

"Bay Bang Bu kadar küçük biriyle mi yapmış gerçekten?!"

"Niye kibar kibar konuşuyorsun amına koyayım?! Sikmiş işte taciz etmiş bildiğin"

"Pedofili olduğunu zaten biliyorduk ama tecavüze uğramış. Ha bi de hamileymiş Helena söyledi"

"OHA"

"YUH"

"Çocuk amına koyayım daha o"

"Patronumuzun böyle bir pislik olacağını bilmiyordum"

...

Chan kapıyı çarpıp eve girdiğinde mutfakta dondurma yiyen minho korkmuş, yerinde titremişti. Dondurmayı bırakıp chanın yanına koştuğunda chan kapının önüne çökmüş başını ellerinin arasına alarak dizlerini kendisine çekmişti.

'Ne yaptılar sana gamzeli bebeğim?'

Önüne çöküp ağlayan chanı kolları arasına almaya çalışmıştı. "Chan"
"B-bana sana izinsiz dokunduğumu söylediler-"

"Ne?!"

"B-ben sana dokunmaya bile kıyamıyorum minho....seni taciz veya tecavüz etmedim değil mi ben? Pedofili dediler. Tecavüzcü dediler. Sapık dediler. Minho....minhom ben kötü biri miyim? Sana dokunarak büyük bir günah mı işledim?"

Hıçkırıkları artarken minhonun kokusuyla sakinleşmeye çalışmıştı. 'Saçmalama gamzelim..ben istedim seninle beraber olmayı.'

Diyemiyordu bir şey. Ve bu canını daha çok yakıyordu. Kolları arasında hıçkırıklara boğulan sevgilisine hiç bir şekilde iyi gelemiyordu.

Ve o an çok işe yaramaz hissetti kendini minho.

Bu hissiyatla kendi gözleri de dolmuş, sıkı sıkı bastırmıştı göğsüne chanı. "Channie~"

Zorlukla dediği şeyle chan başını kaldırmış, gözleri, yansımasını görebileceği kadar parlak gözlerle kesişti. "Channie'n seni çok seviyor"
Derin bir soluk verdi. "Ama sana zarar veriyor."

Ayağa kalktı.

Minhoyu da kaldırdı. "Sana zarar veriyorum. Ama seni çok seviyorum. Alıp kalbimin içine koyup tüm dünyadan korumak istiyorum. Ama tüm bıçaklar sırtıma saplanıyor, hayatın yükleri sırtımı kamburlaştırıyor. Seni koruyamayarak daha çok zarar veriyorum."

"Ama ne kadar zarar versem de sevmeden edemiyorum..."

"Minhom" demişti minhonun göz yaşlarını silerken. "Kendini işe yaramıyormuş gibi hissetme. Şimdi changbinin yanına gideceğim. Kafamın içindekileri biraz boşaltıp daha az düşünmem lazım. Ben şuan iyi değilim. Ve seni de üzmek istemiyorum."

Minho ilk defa chanı bu kadar yıkık görmüştü. Uzanıp zar zor da olsa öptü dudaklarını. "Changbinle görüştükten sonra Jeongine gideriz. Miniğimizi görmek ikimize de moral olur"

Başını sallayıp elini uzatmıştı minho. Birlikte üst kata çıktıktan sonra her zaman yaptığı gibi yatağa oturup kendine kombin seçmişti. Chan için daha sportif şeyler giydirmeyi planlıyordu. Zaten siyah kıyafetlerin içinde basitçe seçebilmişti.

Chan kot şortu bacaklarından geçirirken geniş tişörtü şortun içine özenlice sokmuştu şortun içine. Yanağını hafifçe öptüğünde dudakları titremiş, fakat minhoya belli etmemişti.