Minho chanın onu bırakmayacağını bildiği halde vitesdeki elini sıkı sıkı tutuyor, gözlerine bağlanan siyah kuşağın açılmasını bekliyordu korku dolu bir heyecanla.
İlk önce eve gitmişler, minho arabada otururken chan hızlıca eve girip malzemeleri alıp minhonun yanına geri gelmişti.
"Az kaldı güzelim geldik..."
Minho elini biraz fazla sıktığı için yanık yer yanmaya başlamış, umursamamıştı.
Araba durduğunda chan minhonun şakağını öpmüş, arabadan inip minhonun tarafına geçmişti. Minhonun heyecandan elleri titriyor, bu heyecandan dolayı karnına sancı giriyordu.
"C-channie~" dediğinde aniden güçlü kollar tarafından havaya kaldırılmış, dudaklarından ufak bi çığlığın kaçmasına neden olmuştu.
"Şşşt korkma miniğim"
Kucağındaki bedenin kalçalarından onun yanlış anlamayacağı şekilde destek alıyor, çenesini omzuna yaslayan oğlanın açıkta kalan boynuna minik öpücükler bırakıyordu devamlı."Şimdi seni kucağımdan indireceğim ve sadece 1 dakika bekleyeceksin tamam mı?"
"Hı hı"Minhoyu ağacın altına bırakıp ağacın üstüne nolur nolmaz diye gizlediği salıncağı çıkarmıştı.
"Miniğim hazır mısın?"
Minhoyu ayağa kaldırmış, tam arkasına geçerek gözündeki siyah parçayı çıkarmıştı.
Minhonun tepkisi ise hızlıca chana dönüp boynuna atlaması olmuştu.
"Dur dur sancı girecek şimdi! Minho! Dur konuşmama izin ve-"
Minhonun yanağını, çenesini, dudağını devamlı öpmesi, konuşmasını zorlaştırıyordu. Parmaklarının ucuyla bile zar zor ulaştığı chanın yüzünü minik ellerinin arasına almış, şapur şupur öpüyordu sevgilisini. "Yerim seni ya! Bu kadar sevinceğini bilseydim daha önce getirirdim"
Minhonun parıltılar saçan gözlerine dayanamayıp saçlarını öpmüş, geniş salıncağa oturup dizlerini patpatlamıştı. Minho kucağına oturup kollarını boynuna dolamış, chan da önüne düşen örgülü saçı kulağının arkasına sıkıştırmıştı.
Dolgun dudaklarını hızlıca öpüp sallanmaya başlarken minhonun titreyip etrafına mesaklı gözlerle bakmasıyla anlamıştı chan: Minho hayatında ilk defa salıncağa biniyordu.
"Hmm benim bebeğim ilk defa biniyor sanırım salıncağa?"
"Hı hı"Dudağının kenarına ufak bir buse kondurup geriye çekilmişti chan. Alınlarını birbirine yaslarken salıncağı yavaş yavaş sallandırmaya başlamış, fısıldamıştı sesi boğuklaşıp, kalınlaşırken.
"Ben çocukken yetişkin olmak zorunda kalanlardanım. Sense çocukluğunu buruşturup kalbinin bir köşesine attın. Ve o çocukluk geri oradan çıkmasın diye kalbini susturup beynini dinledin sadece."
Chan kucağında dolu gözleri daha da dolan bebeğine bakmıştı. Dudaklarını öptüğünde minhonun gözyaşlarının dudaklarına süzüldüğünü hissetmiş, dudaklarından ayrılarak göz yaşlarını öpmüştü durdurmak istercesine.
"Şimdi ikimizde çocukluğumuzu bebeğimizle yaşayacağız. Artık ben yetişkin değil yetişkin olmak zorunda olan 8 yaşında bir çocuk olacağım. Sende sesini kaybetmeden önce; biraz da olsa saf mutluluğu olan, en azından küçücük de olsa yaşam sevinci olan 4 yaşında bir çocuk olacaksın. Aramızdaki yaş farkı önemli değil. Birlikte büyürüz, birlikte büyütürüz bebeğimizi? Hamile bir sevgilim var sonuçta. Bakmam gereken 2 canlı miniğim var benim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mockingbird ✾Minchan
Fanfic"Kendinden büyük olanlardan çok mu korkarsın?" "Hı hı" . . . . Mpreg, feminenlik içerir. Shipler: SeungIn HyunLix MinChan, BangInho Binsung İlk yazdığım kurgu olduğu için cringe olan bir sürü sahne var kusura bakmayın #1🏳️🌈 「06.07.24」 #1semechan...