✾38

310 43 63
                                    

3 ay sonra

Chan toplantının ortasında, İngilizce bir şekilde sunumunu yapıyordu. Bir anda telefonunun çalmasıyla toplantı sahiplerinden izin isteyerek telefonu açmış, Seungminin sesini duymuştu.

"Chan, Minhonun sancısı tuttu, doğuma alacaklar şimdi"

"Ne? Şimdi mi? Daha 10 gün yok muydu?"

"Öyleydi ama, Jeongin doğuma alması gerektiğini söylüyor. Acil olarak gelmeye çalış lütfen"

"Ta-tamam" demişti. Toplantı odasına girdiğinde İngilizce bir şekilde çıkması gerektiğini söylemiş, bilgisayarını, sunum dosyasını hızlıca toplayıp çıkmıştı şirketten. Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki, Koreye giden en yakın uçağa yetişmesi lazımdı.

Bir taksi gördüğünde hemen onu durdurmuştu. Kafası o kadar karışıktı ki, ilk önce yanlışlıkla Korece konuşumuş taksi şoförü anlamamıştı. "Pardon" dedi. "Havalimanına lütfen"

Havaalanına geldiğinde çantadan pasaportunu çıkarmaya çalışıyordu.

"Yetişeceğim minhom" dedi dişlerini sıkarak. "Seni yalnız bırakmayacağım"

꧁⚝꧂

Minhonun anlatımıyla;

Hamileliğim boyunca korktuğum bir çok şey olmuştu. Bunlardan biri de 'ya doğuma giderken Chan yanımda olmazsa' korkusuydu.

Ve şuan o olmadan ameliyata girecektim.

Haklı bir istek miydi bilmiyordum ama, en azından eşimin elimi tutmasını isterdim. Bizim, ikimizin en mutlu günlerinden biri olacaktı ama Chan Amerikadaydı.

Elbetteki onu suçlamayacağım. Ocak ayından beri sık sık yurtdışına çıkıyordu şirket için. Benden boşanıp o piçle evlenmediği için çoğu ortak Bang Şirketinden ayrılmıştı. Bazen öyle uykusuz oluyordu ki, eve gelir gelmez yukarı bile çıkamadan salonda veya mutfakta uyuyakalıyordu koca bebeğim.

Şimdi çektiğim sancı buna değerdi elbette. Karnımdaki ikizler doğacaktı az sonra. Aşırı derecede canım yanıyordu ama belli etmemeye çalışıyordum.

Onlar sağlıklı bir şekilde doğabilecek miydi?
Kızımın adı belliydi, Hannah olacaktı ama oğlumun adı?
Chan yetişebilecek miydi?

Jeonginin sesini duyana kadar ağladığımı farketmemiştim bile "Seni şimdi anesteziye alacağız. Bir şey hissetmeyeceksin merak etme."

"Tamam" dedim. Başka ne diyecektim ki zaten? Chanın gelmesini beklesek saçma olurdu. Gözlerimi kapattığımda sanki doğacak ikizler değil de ben doğacakmışım gibi hissetmeye başlamıştım.

"Chan" dedim. Görüntüler ve zihnim bulanıklaşıyordu, muhtemelen narkozu vermeye başlamışlardı. "Beni yalnız bırakma lütfen"

Yazarın anlatımıyla;

Chan hastaneye kendini attığında, gözleri yanıyor, bir an önce Minhonun yanına gitmek istiyordu. Her an yere uykusuzluktan yığılabilirdi.

Sekreterin yanına gitti, parmakları titriyordu. "Bang Minho" dedi zorlukla. "Ameliyatta mı?"

"Bakayım hemen...evet şuan serviste fakat uyanmamış olabilir"

 Mockingbird ✾MinchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin