✾10

748 59 337
                                    

Soğuk bir odada karnındaki dayanılmaz sancı ile titreyerek beklerken ne olduğunu anlayamıyordu. En son bayıldığını hatırlıyordu, ki neden bayıldığını bile bilmiyordu.

Tekrar midesi bulanınca kusacak yer aramış, ama boş olan odada hiç bir şey bulamamıştı.

Kendini tutamayıp, kendinden olabilecek en uzak noktaya kustuğunda eski babasının bağırışını duymuş ve olduğu yerde sinip titremeye başlamıştı.

"YİNE Mİ KUSTUN OROSPU?! TEMİZLEYE TEMİZLEYE CANIMIZ ÇIKTI! KUSMA ARTIK!"

'Sanki sen temizliyorsun, hizmetçi metrelerin temizliyor'

Bir hastanede uyanmış, uyanır uyanmaz eski babasını görmüştü. Changbin babası neredeydi? Chan neredeydi? Hiç bir şey bilmiyordu.

"Soğuk hava deposuna hoşgeldin eski Lee..."

İçeri giren başka bir yabancı adama baygın bakışlarını çevirmiş, kim olduğunu çözmeye çalışmıştı. İçeriye yayılan ne olduğu anlayamadığı gazla gözleri yavaş yavaş kapanırken, eli içgüdüsel olarak karnına gitmiş, gözünden akan göz yaşına engel olamamıştı.

Fakat adamın chana ne kadar benzediğini hafızasına kazımıştı...

"NE DEMEK SOĞUK HAVA DEPOSUNDA?! BENİM SEVGİLİMİ NASIL ORAYA KAPATABİLİRLER???!!!"

Kendini suçluyordu chan.

Hamilelik haberini alıp bayılmasaydı belki kaçırırlmasına engel olabilirdi.

Changbin çantaya kalın giyecekler koyarken gözyaşının akmasına engel olamıyor, bir bebek gibi gördüğü oğlunun acı çekmesine katlanamıyordu.

Aniden bağırmaya başlamasıyla chan yerinde zıplamış, kendi gözleri de dolmuştu.

"BANA BAK!O BENİM ÖZ OLMASA DA OĞLUM AMINA KOYAYIM! SEN NE ZAMAN YAPTINIZ BİLMİYORUM AMA ONU HAMİLE BIRAKMASAYDIN ŞUAN 10 KAT ENDİŞELENMEM GEREKMEZDİ! NEDEN YAPTIN BUNU ONA CHAN! NEDEN BU KADAR KÜÇÜK BİRİNE DOKUNDUN?"

Sonlara doğru sesinin kısılmasıyla chanın gözleri dolmuştu. "O istedi..."

"Neden izin verdin? O daha çok küçük chan! Sana anlatamadığı ne kadar çok tramvası var biliyor musun? Şimdi o karnındaki bebekle soğuk bi depoda belki işkence görüyor amına koyayım!"

Chanın çenesine doğru süzülen yaşları elinin tersiyle silmişti.

"Şimdi git onu oradan al, bir daha gittiğin her yere götür, toplantılara dahi. Onu yalnız bırakman gerekiyorsa kliniğe getir, boş odalardan birinde kalır istediği kadar. Ama nolur chan onu yalnız bırakma"

Hazırladığı sırt çantasını chana vermiş, onu gönderip bilgisayarının başına geçmişti.

"Titreme artık sürtük"

Bay Lee, minhonun karşısındaki camın dışında oturmuş, şort giydiği için açılan bacaklarına bakıyordu.

Ayarlama düğmesine gidip ısıyı iyice düşürdü. "-16 derecede daha çok titreyeceksi-"

"VAY VAY VAY OĞLUM GELMİŞ"

 Mockingbird ✾MinchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin