✾12

736 56 309
                                    

Mezarın başındaki genç adam ,  kanın toprağa akmasını seyrediyordu çaresizce.

Bileğinden akan kan kardeşinin toprağına karışıyor, gözleri ne kadar boş baksa da dolu olduğu için zor görüyordu mezarda yazan ismi.

'Hannah Bang'

"Geliyorum yanına" dedi çaresizce. "Yaşama sebebim artık yok. Senin yanına geliyorum meleğim"

Ama yapamamıştı.

Bileğindeki kesiğe olabileceği kadar sert bastırarak ambulansı aramış, korkaklığı daha da ağlatmıştı onu.

"Üzgünüm" dedi mezara bakarken. "Seni koruyamadım ve korkak olduğum için yanına bile gelemiyorum..."

"Chan"

'Chan ağlıyorsun'

"Chan!" Demişti sevgilisini sarsarak uyandırmış, chanın kızarmış gözleriyle karşılaşmıştı. Chanın kabus gördüğünü anlayınca hemen sarılmış, koyu, dalgalı saçlarını öpmüştü.

"Kabus gördüm" demişti chan sakinleşmeye çalışarak. İntihar etmeye çalıştığı anı görmüştü rüyasında. Hannahın mezarındaydı. Ama minhoya söylemeyecekti. "Ama iyiyim" dedi kalbine dudaklarını bastırırken. "Saat kaç"

Başını kaldırdığında dudakları minhonun çenesine değmiş, gülümsemişti. Eliyle 11 işareti yaptığında chanın şaşkınlıkla dudakları aralanmıştı. O asla uyuyamazdı normalde. Ama şimdi görüyordu ki yanında minho olunca 14 saat uyuyabiliyordu. "Şirkete 1 haftadır girmiyorum ve geç kalmıştım!"

Hızlıca yataktan kalktığında minho da yatakta doğrulmuş, midesinin bulanmasıyla alt lavaboya ilerlemişti yavaşça. Zaten chan geç kalmıştı. Şimdi de kendisi hakkında endişelensin istemiyordu. Mutfaktan gelen seslerle irkilmiş, karnını tuta tuta mutfağa gitmişti.

"YA HYUNJİN ŞİMDİ UYANDIRACAKSIN ONLARI"

"Bağırarak sen uyandıracaksın asıl salak!"

"Asıl sen sala-minho? Uyandırdıysak özür dileriz gayet sessizce duruyorduk oysaki"
Minho hafifçe gülümsemiş, mide bulantısının artmasıyla koşmuştu tuvalete.

Kusarken bayılacak gibi hissediyor, boğazının acısıyla daha da bitkinleşiyordu sanki. Bir şey yemek istemiyordu. Salona zar zor kendini attığında chan aşağı inmiş, minhonun yanına gelerek dudaklarına sabah busesini koyup çıkmıştı evden.

Chan söylemişti ona artık hyunjin ve felixin korumalık yapacağını. Onun umrunda bile değildi sadece evde yalnız kalmasından daha iyiydi.

"Minho" hyunjin mutfaktan başını uzatmıştı. "Kahvaltı yapmayacak mısın?"
"I ı"

"Peki...bitkin görünüyorsun biraz dinlen acıkınca söyle. Felix chanla birlikte çıktı"
"Hı hı"

Hyunjin hastaneye gitmem lazım ben kendimi çok kötü hissediyorum

"Tamam...şey yürüyebilecek misin? Cidden kötü görünüyorsun"

Yürürüm. Lütfen karnım çok acıyor

Sancıyan karnını üstüne bastırdı elini. Bu bir hastalık değildi. O zaman neydi bu?

 Mockingbird ✾MinchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin