✾37

311 40 26
                                    

"Minho," demişti dolu gözleriyle. "Dün gece o-ona inanmadın değil mi? Yani bebeğin benden olduğuna?"

Dün gece Helena gelmiş, kargaşa çıkarmıştı. Chanın adamları zorla onu dışarı çıkarırken minho onu takmayarak eğlenmeye devam etmiş konuklar da minhonun neşesiyle beraber eğlenmeye devam etmişlerdi. Fakat chan dün geceden beri iyi değildi.

"Hamile ve çocuğunun senden olduğunu iddia ediyor." Çoraplarını ve kazaklarını yatağın üstüne koydu. Ardından suçlu bir küçük çocuk gibi yatağın üzerinde oturan chana uzandı.

"Bak ben sana olan sevgim ve tramvalarım hariç duygularımı iyi saklıyorum. Dün de bunu başardım ve düğünümüzü mahfetmesine izin vermedim. Ama kötü hissettiğini biliyorum. Kendince bizi ayırmaya çalışıyor sen de beni biliyorsun aşkım, inanmam ki böyle bir şeye"

Chanın dudaklarını öpmüştü. "Sen bana dolabın yukarısındaki ve aşağısında eşyaları çıkarır mısın? Sonra biraz uzan ben valizi hazırlayayım. Ve yavaş yavaş....1000'e kadar say olur mu kendini rahat hissetmezsen? 1000 e geldiğin zaman beni çağır. Gelirim"

Chan başını sallamış, dolaptaki kıyafetleri çıkarttıktan sonra yatağa uzanıp yorganı üzerine çekmişti. Minho ise ona bakarak iç çekti, valizi yerleştirmeye devam etti.

İşi bittiğinde 2 büyük valiz olmuşmuştu. valizi kapattı, chanın yanına geldi. Yorganı açıp içine girdiğinde chanın gözleri kapalı şekilde mırıldandığını duydu. 1000 e yaklaşmıştı anladığı kadarıyla. "1000" diye fısıldadı dudaklarını dudaklarına bastırırken. "Daha iyi misin?"

Başını sallayıp doğrulmuştu chan. "Elini yüzünü yıka gel istersen sonra giyinir havaalanına gideriz"

Chan sersem bir şekilde banyoya giderken minho yatağa kendini atmış, chanın telefonuna gelen bildirimle eşinin telefonunu eline almıştı. Şifreyi girip açtığında ardarda gelen mesajlarla dudakları hafifçe aralanmış, gözleri dolmuştu.

Gönderen:
Mr. Kang

Alıcı:
Bang Christopher Chan

Kız kardeşin gibi yaşamayı haketmeyen pislik bir eşcinsel pedofili olman yetmiyormuş gibi...

Geri kalanını okuyamadı, yanaklarından akan sıcak göz yaşlarını elinin tersiyle sildi hızlıca.

Gelen bir mesajı daha görmüş zorlukla da olsa okuma kararı almıştı.

Yarın avukat evine gelecek. O ergenden boşanıp sonraki gün Helenayla evleneceksin

Telefonun bi anda elinden çekilmesiyle başını kaldırmış yarı çıplak chana bakmıştı dolu gözleriyle. Ağlamak istemiyordu fakat bu tür durumlar için lanet ettiği hormonları onu ağlatmak için savaş veriyordu resmen.

Chan telefonuna kaşları çatık bir şekilde bakmış ardından klavyeyle bir şeyler yazmaya başlamıştı. "O-onlara bir şey yazmıyorsun değil mi?"

"Hayır sadece bizimkilere mesaj atıyorum. Bizi arayıp mesaj atmasınlar diye" Sonrasında telefonunu kapattı, yan kısmından SIM kartını çıkarıp parmakları  arasında ezdi. Minho ise şaşkınlıkla ona bakmıştı.

"Siktir et herkesi,benim eşim yanımda zaten"

Kendi kendine mırıldandığında minho burukça gülümsemişti. Chan iyiymiş gibi davranıyordu, bunu biliyordu fakat konuşacaksa bile şimdi değil, uçakta konuşması lazımdı. Hele yükseklik korkusu varken konuşmazsa panik atak geçireceğine emindi.

 Mockingbird ✾MinchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin